Akar, Birlik Vakfınca düzenlenen 'İhanet Gecesi ve Kıbrıs Davamız' konulu etkinliğe katıldı.

Burada konuşan Akar, tarihin olmadığı yerde milletin de olmayacağını belirterek, 'Tarihin sıkıntılı bölümleri varsa oradan ibret alacaksın ki bir daha tekerrür etmesin. Eğer başarılı bölümleri varsa ilham alacaksın ve bu bayrak bizim. Dolayısıyla biz diyoruz ki bu bayrağın altında, bu memlekette, bu şekliyle, bu tarihle bizim varlığımızı sürdürmemiz lazım.' görüşünü paylaştı.

AA'nın haberine göre; Hulusi Akar, 85 milyonun, hiçbir şekilde ayrım yapılmaksızın tarihe yaraşır şekilde yaşaması gerektiğine vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Özellikle son dönemlerde dillerine pelesenk oldu. İçeriden dışarıdan Türk-Kürt meselesini kullanıyorlar. Ne yapıyorlar, PKK'yı çıkarıyorlar. PKK Kürt değil, YPG Kürt değil. Bunlar terör örgütü. PKK'nın, YPG'nin içinde Alman da var, Türk de var, Fransız da var, Çin de var, Kürt de var. Ama Kürt değil, Kürtlerin temsilcisi değil. Bir terör örgütü. Diğer taraftan da bizim Kürt kardeşlerimiz PKK'lı değil. Öyle bir şey asla yok.'

İsrail'in, Filistinlilere yönelik saldırılarına da değinen Akar, son verilere göre 16 bin 174 çocuk ve 10 bin 799 kadın olmak üzere toplam 39 bin 90 Filistinlinin İsrail tarafından katledildiğini söyledi.

15 Temmuz darbe girişiminin 'AK Parti'ye karşı yapıldığına' ilişkin söylemlere karşı çıkan Akar, 'Bu asil milletimize karşı, 85 milyona karşı yapıldı.' ifadesini kullandı.

Akar, FETÖ mensuplarının yurt dışında korunup kollandığına işaret ederek, 'Bunlar oralarda yuvalanıyorlar. Zaten orada olanlar vardı, bir de şimdi buradan kaçanlar var, yuvalanıyorlar ve oradan dijiteröristlik yapıyorlar. Sosyal medyadan her türlü fitneyi fesadı, Cumhurbaşkanımıza karşı, bizlere karşı, tehditler, hakaretler gibi her türlü alçaklığı sütre gerisinden, gizlenip karanlık odalardan yaptılar, yapmaya devam ediyorlar.' değerlendirmesinde bulundu.

'AKIN ÖZTÜRK SEN GELME, MEHMET SEN DE GELME'
Hulusi Akar, 15 Temmuz darbe girişiminin ertesi günü yani 16 Temmuz'da yaşadıklarına ilişkin, şunları anlattı:

'Binali Bey'e, 'Bunlar vazgeçtiler, durdurdular, bundan sonra herhangi bir şey olmayacak, teslim olacaklar, ben Genelkurmay'a gidiyorum' dedim. 'Genelkurmay'a gitme, ora hala bizim kontrolümüzde değil, sen Çankaya'ya git' dedi. 'Tamam' dedim ve kimsenin yüzüne bakmadan çıktım. Bu Akın Öztürk, 'Ben de geleyim' dedi. 'Sen gelme Akın Öztürk' dedim.

Bizim arabanın önüne Mehmet Dişli bindi, bizi helikopter pistine götürdü. Orada 5-10-20 tane helikopter var. Yanlış hatırlamıyorsam birine bindik, arıza yaptı indik diğerine bindik falan. Bindik helikoptere, gideceğiz. 'Mehmet sen de gelme' dedim. 'Komutanım, bu darbeciler ateş ediyorlar, benim irtibatım var, burada Genelkurmay Başkanı var, ateş etmeyin diyeceğim' dedi. Bindik, Çankaya'da indik, yürüdük, Yıldırım Türkeş'in odasına girdik. Allah'tan o, televizyonda dedi ki, 'Paşa içeri girerken dedi ki, onlardan biri de buydu. Daha girerken söyledi' dedi. Yani koruma kollama diye bir şey yok.' (AA)