EGEDESONSÖZ - Lodos Karaburun Elektrik Üretim Şirketi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan 2013 yılında aldığı izinle İzmir'in Karaburun ilçesinde faaliyetlerine başlayan Karaburun Rüzgar Enerji Santrali'nin kapasitesinin artırılması için harekete geçmişti.
Alto Holding bünyesinde yer alan Lodos Karaburun Elektrik Üretim Şirketi Bakanlığa başvurarak ilçenin Yaylaköy, Küçükbahçe, Bozköy, Parlak, Tepeboz, Saip bölgesinde yer alan rüzgar enerji santralinin kapasitesini 268 MWm/268 MWe'den 455.16 MWm/455.16 MWe'e türbin sayısının ise 87'den 128'e çıkarılması için bakanlıktan izin istemişti.
Tartışmalı proje için Bakanlık 'ÇED Olumlu' kararı verdiğini duyurdu. Kapasite artışı ile birlikte şirketin elektrik üretimi 940 milyon kWh/yıl'dan 1 milyar 596 milyon kWh/yıl'a çıkacak. Şirket bu proje için 4,3 milyar TL bütçe ayırdı.
ÇED kararı Karaburun Sivil İnisiyatif temsilcisi yurttaşlar, Küçükbahçe ve Parlak Mahalle Muhtarlıkları ve Karaburun Belediyesi tarafından yargıya taşındı.
Karaburun Sivil İnisiyatif'ten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
'Lodos Enerji'nin RES Kapasite Artışı projesi 'ÇED Olumlu' kararının iptali talepli İzmir 7.İdare Mahkemesi 2024/1338 Esas sayılı dosyada açılan davayı yerelin sesinin duyulması ve savunulması açısından önemli buluyoruz.
2024 yılında, Yarımadanın %61'ini kiralayan Lodos A.Ş'nin 2. RES kapasite artışı ve GES projesi 'ÇED Olumlu' onayını almıştı. Lodos A.Ş'nin ilk 50 türbininde Yaylaköy gözden çıkarılmış, Afet Bölgesi ilan edilmişti. Şimdi de RES kapasite artışı projesinin (37 türbin) ardından gelen 2. RES kapasite artışı ( 41 türbin ) projesi onayıyla Lodos Enerji türbinlerini 8 mahalleye kurmayı planlıyor. Ayrıca, Lodos Enerji Res türbini kurduğu alanlara Güneş Enerji Santrali kurma eğiliminde (Karaburun GES/ Yaylaköy örneği).
Karaburun Rüzgar Enerji Santrali kapsamında gerçekleştirilen projelere yönelik ÇED iptali, imar planı iptali, lisans iptali, acele kamulaştırmaların iptaline ilişkin davalar ve yurttaşların AYM başvuruları yıllardır devam etmektedir. Yarımadada enerji firmaları ve yöre halkı arasında çatışmalar mevcuttur. Yöre halkının geçim kaynaklarını sağladıkları müştereklerine,mera alanlarına ve hatta kendi özel arazilerine erişimi enerji yatırımları sebebi ile engellenmektedir. Koruma bölgesi ilan edildikten sonra dahi yenilenebilir enerji projesi önerileri ve bu önerilere ilişkin yaşamsal ve çevresel kaygılarla yapılan itirazlar, eylemler ve hukuki süreçler devam etmektedir.
Karaburun İlçesi'nin 8 mahallesine ( Merkez, Yaylaköy, Küçükbahçe, Parlak, Haseki, Tepeboz, Bozköy, Saip) kurulma onayı alan 41 türbinin altyapıları ile inşası, proje alanı ve çevresindeki biyoçeşitliliğe, orman varlığına, bitki örtüsüne ve yerel ekonomiye zarar verecektir. Proje'de kurulacak olan türbinler 'tarım', 'orman' ve 'mera' vasıflı karbon yutak alanlarında konumlanmaktadır. Diğer yandan proje sahasında 'küçük parseller halinde' zeytinlikler bulunmaktadır.
ÖÇKB sürecine rağmen enerji yatırımlarına ilişkin verilen onaylar ve lisanslar, davaya konu kapasite artışının son olmayacağı çekincelerini doğrular niteliktedir. Karaburun-Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesinin biyoçeşitliliği 'koruma' vizyonundan uzak kararlarla tehlikeye atılmaktadır. Bölgedeki devamlılığı sağlanması gereken kadim üretim kültürü enerji yatırımları, acele kamulaştırma ve mülksüzleştirme pratikleriyle yok olmaktadır.
Karaburun RES kapasite artışı projesinin; Karaburun – Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içerisinde olması, koruma bölgesine ilişkin biyoçeşitlilik araştırmalarının tamamlanması ile birlikte yönetim planının henüz hazırlanmamış olması, koruma alanına ilişkin 1/25.0000 ölçekli nazım imar planının itirazlar sonucu iptal edilmesine rağmen yeniden yapılıyor olması, enerji faaliyetlerinin Yarımada'nın kapasitesini aşma durumu ve koruma kararı sonrası artan enerji projesi başvurularıyla birlikte değerlendirilmesi gerekirken 'ÇED Olumlu' kararı verilerek onaylanması düşündürücüdür.
Karaburun- Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesinin ulusal ve küresel ölçekte önemi ortadadır. Küresel ölçekte de öneme sahip bu alandaki çevresel değerleri, kültürü ve yerel ekonomiyi sürdürebilmek elzemdir. Koruma Bölgeleri birer 'sınırsız gelişme' bölgesi olmamalıdır. Alanın kadim kültürünü, toplumun doğayla ilişki kurma biçimini, yerel ekonomik yapısını sürdürmek korumanın bir parçasıdır. Alanın biyoçeşitliliğinin korunması ve geliştirilmesinin bütüncül olarak değerlendirilmesi ve ilgili planların yapılması disiplinler arası bir çalışma gerektirmektedir. Bu çalışmalar halihazırda Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir ve yönetim plan çalışmalarının yapılması beklenmektedir. Bu planlar yapılana kadar bölgede herhangi bir faaliyet yapılmayacağına ilişkin kararlar da mevcuttur.
Karaburun Yarımadası, neslinin doğada tükenme riskinin aşırı derecede yüksek olduğu kabul edilen dünyanın en nadir türlerinin yaşam alanlarından biridir. Davaya konu RES kapasite artışı faaliyetine izin verilmesi halinde Türkiye, uluslararası sözleşmeler kapsamında koruma altına aldığı bu bölge ve türlere devlet kurumlarının eylemleriyle zarar verilmesinin önünü açarak yükümlülüklerine aykırı davranacaktır.
Karaburun- Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesine ilişkin yönetim planı yapılana, hassas bölgeler ve etkileşim geçiş sahası belirlenene kadar yatırım girişimlerinin kısıtlayıcı kararlar alınmadığı takdirde Yarımada'nın doğal, sosyal ve kültürel değerlerine geri dönüşü olmayan zararlar verilecektir. Tüm bu nedenlerle Lodos Karaburun Elektrik Üretim A.Ş. tarafından İzmir İli, Karaburun İlçesi sınırları içerisinde planlanan Karaburun RES kapasite artış projesi 'ÇED Olumlu' kararı Karaburun – Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi kararları tekrar göz önüne alınarak iptal edilmelidir...'
PROJE HAKKINDA
2013 yılında aldığı izinle İzmir'in Karaburun ilçesinde faaliyetlerine başlayan Karaburun Rüzgar Enerji Santrali'nin kapasitesinin artırılması için harekete geçmişti. Şirket, Bakanlığa başvurarak ilçenin Yaylaköy, Küçükbahçe, Bozköy, Parlak, Tepeboz, Saip bölgesinde yer alan rüzgar enerji santralinin kapasitesini 268 MWm/268 MWe'den 455.16 MWm/455.16 MWe'e türbin sayısının ise 87'den 128'e çıkarılması için bakanlıktan izin istemişti.
4 milyar 350 milyon TL bütçe ayıran şirket bakanlıktan onay alırsa yıllık elektrik üretimini 940 milyondan 1 milyar 596 milyona çıkaracak. Türbinlerin dikileceği noktalar yüz bin ölçekli çevre düzeni planında tarım, orman ve mera alanında yer alıyor. RES sahası aynı zamanda, 15 adet endemik, 4 adet nadir ve CITES (Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Ticaretine İlişkin Sözleşme) kapsamında 5 adet bitki türü de yer alıyor. Yarımada florasında, 76 tür tıbbi, 38 tür arıcılık, 30 tür gıda, 39 tür ticari, 34 tür peyzaj ve 19 tür yem değerine sahip ve ekonomik değeri olan bitki türü yer alıyor. Şirket daha önce de iki kez kapasite artışına giderek türbin sayılarını arrtırmıştı.
YÜZDE 89'U RESLERE TAHSİSLİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla 2018 yılında özel çevre koruma bölgesi ilan edilen 484 kilometrekare yüz ölçümlü Karaburun Yarımadası'nın 430 kilometrekarelik kısmı yani yaklaşık yüzde 89'luk bölümü RES projelerine tahsis edilmiş durumda. Bu bölgenin 251 kilometrekarelik kısmı ise Lodos Karaburun Elektrik Üretim şirketine tahsisli.
LODOS ENERJİ KİME AİT?
1970'li yıllarda kurulan Alto Holding, 1990'lı yılların başında Köhler Elektrik Sayaçları'nı kurdu ve üretimine başladı. 1996'da yılında faaliyet alanını genişleten şirket, Alman ortaklarıyla Tekirdağ Çorlu'da 30 bin metrekarelik alana kurulu Altoteks Tekstil Giyim Boya Apre Sanayi adlı firmayı hayata geçirdi. Ardından Altoteks Kumaş Pazarlama, Altoel Elektrik Elektronik Sanayi gibi şirketleri devreye alan firma, 2004'te ise elektrik üretiminde önemli bir adım attı ve Lodos Elektrik Üretim firmasını satın aldı. Şirketin sahipleri arasında Mehmet Uçar, Tahsin Uçar ve Şükrü Uçar yer alıyor. Alman şirketler ve Alman finans kuruluşlarıyla da bağı bulunan Lodos Şirketi'nin birçok alanda yatırımı bulunuyor.