Yapılan araştırmalara göre, Türk kadınlarının 3’’te biri cinsel isteksizlik yaşıyor, 4’’te biri cinsel tatmin duymuyor, 5’’te biri ise cinsel ihtiyaçlarının farkında bile değil. ’¶

Bir bayan okurum, aslında içinde çok fazla istek olmasına rağmen, eşinin ilişki sırasında veya öncesinde kendisine olan yaklaşımından dolayı ilişkiden kaçtığını ve neredeyse her gün değişik sebepler uydurmak zorunda kaldığını yazmıştı. Türkler’’in cinsel yaşamları üzerinde çalışma yapan birçok araştırmacının ortak olarak ileri sürdüğü görüş şu şekildedir: ’“Türk kadınlarının 3’’te biri cinsel isteksizlik yaşıyor, 4’’te biri cinsel tatmin duymuyor, 5’’te biri cinsel ihtiyaçlarının farkında bile değil’’’’.
Rafadan yumurta örneği
Peki bunun sebebi erkekler olabilir mi?İlişki, iki kişinin yaşadığı bir olay olduğuna göre; ortada bir sorun varsa bunun iki taraftan kaynaklanan sebepleri olabilir. Nasıl ki, ilişki sırasında ’“erkek iktidarsızlığının sebebi kadınlar’” olabiliyorsa, kadınların ilişkiden kaçmasının, ilişki sırasında doyuma ulaşmamasının sebebi de erkeklerin ilişkiye yaklaşımları olabilir.

Türk erkeklerinin cinsel ilişkide ’“bencilliği’’’’ Avrupa’’da bu konuda çalışma yapmış olan birçok meslektaşımızın dikkatini çekmiştir. İngiltere’’de biraz da magazinel yönü olan bir çalışmada ’“Avrupa’’nın en hızlısı Türkler’” olarak belirlenmişti. Hatta Türkler’’in ilişki süresinin ’“Rafadan yumurta süresi’’’’ kadar bir süreye denk geldiğinin iddia etmişlerdir.

Gerçekten de baktığımızda, 30 yaş altındaki Türk erkeklerinde erken boşalma oranının %30 olduğu görülmektedir. Yani bu çalışmayı Türkler’’i aşağılamak için yapılmış bir çalışma olduğunu iddia edemeyiz. Buna benzer bir çalışmayı yapan bir meslektaşımla bir kongrede tanışma fırsatı buldum. Ona, bu çalışmada Türkleri bencil olarak göstermesine rağmen birçok Avrupalı bayanın Türk erkeklerini öve öve bitiremediğini, bunun bir çelişki olup olmadığını sormuştum. Bana şu şekilde cevap verdi; ’“Büyüklerimize gösterdikleri yakınlıktan dolayı Türk delikanlılarına müteşekkiriz.’’’’ Bu cevabıyla, Türk delikanlıların, Avrupalı kadınları o ülkelere gitmenin bir anahtarı olarak gördükleri için yaş farkı gözetmeksizin kadınlara potansiyel eş olarak yaklaştığını, normal performanslarının çok üzerinde performans gösterdiklerini hatta kendilerini buna zorunlu hissettiklerini belirtmişti.
Eğitim şart!
Peki, gerçekte Türk erkekleri cinsel konularda bilgi sahibi mi?TNS PİAR’’ın cinsellik üzerine yaptığı bir çalışmada ’“Orgazmın ne olduğunu bilmiyorum’” cevabı veren erkeklerin oranının % 34 olduğu ortaya çıkmıştır. Bunda birçok faktörün rol oynadığını biliyoruz. Cinsellik üzerine çalışmaların üzerinden 50 yıl gibi bir süre geçmiş olmasına rağmen, ülkemizde bu konunun hala bir tabu olarak görüldüğü, resmi bir eğitiminin verilmediğini biliyoruz. Hatta, tıp fakültelerinde kadın ve erkek cinsel organlarının anlatıldığı derslerde doktor adaylarının renkten renge girdiğini biliyorum. Öyleyse bu konularda daha fazla geç kalınmadan liselerde bilimsel cinsel eğitimin verilmesi gerekmektedir. Çünkü kabul etsek de etmesek de cinsel ilişki yaşı gittikçe düşmektedir. İngiltere’’de yapılan çalışmalarda erkeklerde ilk cinsel ilişki yaşının ortalama 16.5 kızlarda ise 17.5 olarak belirlenmiştir. Türkiye’’de bu konuda çok sağlıklı bir çalışma olmamasına rağmen erkeklerde 18.5 civarında olduğu düşünülmektedir. Kadınlar ile ilgili henüz sağlıklı bir veri ise yoktur. Sonuçta bu konunun göz ardı edilmesi ’“orgazm’”’’ gibi kadınlar için çok önemli bir konuda, bilinçsiz bir erkek topluluğunun yetişmesi anlamına gelmektedir.
Hayatımızın üçte birinin geçtiği ’“yatak’” konusunda, bilgi düzeyimizi gazetelerde değerli Türk büyüklerimize yazılan mektuplardan takip edebiliyoruz. İlişki sırasında prezervatifi eşinin içinde kaldığı için gazete köşelerinden yardım isteyen; kadınların alacağı zevk düzeyini organının boyu ile doğru orantılı olduğunu düşünen bir erkek toplumunda olduğumuzu görüyoruz. Oysa, kadın orgazmının erkek cinsel organının boyu ile çok da yakın bir ilişkisi yoktur. Bazı kadınlar sadece klitoral orgazm yaşayabilirler. Ayrıca kadınlar arka arkaya defalarca orgazm olabilirler ve hatta aynı ilişki içerisinde bile çok sayıda orgazm olabilirler. Buradan çıkan sonuç, erkeğin kadının orgazm olabilmesi için gerekli koşulları sağlamak için çaba göstermesi gerektiğidir. Erkek mümkün olduğunca boşalmasını geciktirerek, kadına daha fazla yardımcı olabilir. Bu süre, bir yandan kadının ilişkiye ruhsal ve fiziksel olarak ne kadar hazır olduğuyla, öte yandan ilişkide kadının duyarlı bölgelerinin ne kadar uyarıldığıyla ilgilidir.
Yazımızın sonunda erkeklere birkaç öneride bulunmak istiyorum:

- Cinsel ilişkiyi bir tören olarak düşünün ve özel olarak hazırlanın. Dişlerinizi fırçalayın. Ağız kokusu partnerinizi iğrendirebilir. Traş olun. Sakal partnerinizin cildini tahriş edebilir.

- Duş alın. Hem temiz olmanızı sağlar Hem de eşinizi vajinal enfeksiyonlardan korur.

- Güzel kokular sürün. Çünkü güzel koku cinsel olarak uyarıcı özelliği taşır.

- Eşiniz ile konuşun. Onun isteklerini dinleyin. Hoşuna gitmeyen bir şey olup olmadığını öğrenin.

- Eşinizin vücudunda ’“erojen noktalar’’’’ dediğimiz zevk aldığı noktaları keşfedin

- Ön sevişme süresinin uzatmak, eşinizin ilişkiye daha hazır olmasını ve daha kolay doyuma ulaşmasını sağlar.

- Spor yapın ve kilonuzu koruyun çünkü performansınız vücudunuzun dayanıklığı ile doğru orantılıdır.