Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) 2025 yılı bütçe görüşmeleri İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın başkanlığında gerçekleştirildi.
İZSU’nun 2025 yılı bütçesi 26 milyar 984 milyon 676 bin TL gelir, 35 milyar 500 milyon TL ise gider olmak üzere 35 milyar 500 milyon TL olarak belirlendi.
TEKİN: KAYNAK KAYBINA NEDEN OLDU
Görüşmeler hakkında AK Parti’den söz alan Ercan Tekin, “Bardağın tamamını konuşmak lazım. Daha önce kesin hesapta İZSU ile ilgili bazı sorular sormuştuk. Bazılarının yapılmış olduğunu görmekten mutluluk duyuyoruz. Bu kentte olması gereken yağmur suyu hatlarının ne kadar olduğu yönündeki ifademizi ve hedefin ne olduğunu sormuştuk ancak bununla ilgili belli başlı çalışmalar yapıldı. 41 kilometre çok az denilebilecek kadar küçük bir hedef. Daha iyi olabilirdi. Önceki dönem İzBB Başkanımız bir hayal kuruyordu burada. Hayal kurma ile ilgi sorun yok. Ancak bunu kamu kaynağı ile israf ederseniz ne oluyor? Koskoca hayali sünger bir kent oluyor. Büyük bir hayal kırıklığı ve kocaman bir kaynak kaybına neden oldu bu. Yaptığınız bütçelerle ilgili işiniz zor. Çünkü geçmiş 5 yılın yükü sırtınızda. İZSU'da geçmişe dönük araştırmalar yaparken İZSU, Aziz Bey döneminde kar eden kurum olarak anılıyor. Ancak gelinen noktada çevre felaketine yol açan bir kurum olarak anılıyor. Bütçe disiplinine baktığınızda iki şey karşınıza çıkıyor. Biri giderleri kısmak diğeri gelir artırıcı tedbirler. Yüzde 30'luk zam öngörüsü ile bütçeyi yapıyoruz. Bu meclis size bir soru yöneltmiştir; Temmuz ayında yüzde 50'lik zam var siz yapacak mısınız demiştik. Siz de ihtiyaç olduğu seviyede zam gönderiyoruz demiştiniz. Ancak yüzde 50'lik zam yüzde 45'e indirildi. Bütçedeki artış oranları ile zam artış oranları doğru orantılı gitmiyor. İsraf edilen her kaynak İzmirlinin cebinden alınan para demektir. Yağmur suları ile ilgili komisyonda soru sordum. İZSU yetkililerinden bir cevap alamadık. Aldığım cevap yağmur sularının derelere akıtılıp oradan körfeze akıtıldığıydı. Su fakiriyiz... Her damlanın kıymeti var. Bundan 20 yıl önce İzBB bürokratlarının hükümet yetkililerine görev bildirimi yaptığı belediyeydi. Ancak şimdi birçok Anadolu belediyesinin gerisinde kalan bir belediye durumunda. Personel maliyetinin 11 milyar TL civarında olduğu ve gider kısmının yüzde 40'ından fazla olduğu görülüyor. İZSU'nun en büyük problemlerinden biri sürdürülebilir olmayan personel gideri. Bütçeye baktığımızda sıfırdan yapılacak yatırımlar için ayrılan payın 7 milyar TL olduğunu görmekteyiz. Yatırıma ayrılan kaynak personele ayrılan payın altında. Enerji ile ilgili yeni yatırımlar söz konusu. Yenilenebilir enerji yatırımı yapılıyor. Bunun sonucunda ulaşılacak rakam yüzde 8,5... Öncelikleriniz olabilir ancak maliyet ne kadar düşürülürse yatırıma o kadar para ayrılabilir. Enerji giderleri bütçede 3,5 milyar TL. Belki de birçok belediyenin bütçesi bu kadar değildir” dedi.
ÖZKAN: DÜZENİ BOZANIN DIŞARI ÇIKARILMASI MADDESİ VAR
CHP'li Meclis Üyesi Yağmur Yurdakul Özkan, "Mecliste disiplinin bozulması adet haline geldi. Disiplini bozan meclis üyeleri dışarıya çıkarılmasına rağmen size bunu yapmadığınız için teşekkür ederiz. Manipülasyon biraz adet olmaya başladı. Ercan Bey yağmur sularının geri dönüşümü hakkında konuştu. Hızlı kredi verilmesini sağlayacağız ancak neden bekleniyor, dedi. Ben de bunu soruyorum. Neden kredi hala bekleniyor? Kredi hala çıkmadı. Kredinin çıkmaması üzerine komisyon toplantıları oluyor, bakan eline bir şişe su alıyor, İzmir körfezinden çıktığını iddia ettiği su için denetleme yetkisi bakanlıktayken bu suyu göstererek denetleme yetkisini kullandığını mı itiraf ediyor sayın bakan? Sürekli gerçekle ilgili bir tartışma var ve gerçekler yanlış anlatılıyor. Bizim burada tüm meclis üyeleri olarak gerçekleri ortaya çıkarmamız lazım” dedi.
ATMACA: VATANDAŞLAR İZSU’YA MÜRACAAT ETSİN
Söz alan AK Parti Meclis Üyesi Uğur İnan Atmaca, “Memur personel analizi denmiş. Umuyorum buradaki kadın personel sayımız en az yüzde 50'li oranlara çıkarılır. Hemen hemen tüm konuşmacılar körfezle ilgili görüşlerini belirtti. İZSU ile ilgi performans bütçe konuşulurken körfezin konuşulması önemli. Biz körfez daire başkanlığı kurulsun dediğimizde keşke kurulsaydı. O zamanlar daha balık ölümleri bile yoktu. İZSU çalışmalar yapıyor dendi... Körfez bir alıcı ortam. Bunu kirleten unsurlar nelerdir? Bunları doğru tespit edersek sonuca doğru ulaşmış olacağız. En önemli unsur dere yatakları .Bunların tavanlarında betonlama var, bunların altında da 20-25 sene önce yapılmış kanalizasyon borularımız var. Nüfusa baktığımızda bu kanalların gelen yükü taşıması mümkün değil. Bunların revize edilmesi lazım. Buradaki patlamalar sebebi ile bunlar doğrudan körfeze bulaşıyor. Yağmur sularının ayrıştırılması... Bu ciddi bir konu. Ben bu sistemin doğru kurgulanmadığını düşünüyorum. Her yerde dere yok. Kentin birçok noktasında toplanan sular yine körfeze verilmek zorunda kalıyor. Bunu Gaziemir’de 3-4 noktada yaşıyoruz. Arıtma tesisinde de 4'üncü fazın bitmesi ile bu sorun çözülecektir. kirletici faktörlerin önüne geçilmiş olacaktır. Körfezin temizlenmesi bir sonraki adım. Bu kentin belediye başkanı olarak sizin söylediğiniz her şeyi dikkatle dinliyoruz. Sanayi tesislerinin denetlenmesi yetkisi belediyelerde değil demişsiniz. Sayıştay Raporunda bulgu 19'da açıkça belirtiliyor. Bulgu 34’te mal ve hizmetlerin doğrudan alınması olarak yer alıyor. Bulgu 36’da ise su tarifelerinin belirlenirken nelere dikkat edilmesi gerektiğine değinilmiş. Amortisman giderlerinin tarifelere yansıtılmaması gerektiğin söyler Sayıştay. Yurttaşlarımızdan yağmur suyu amortismanlarını tahsil etmişiz. Yurttaşların bu konuda haklarını aramalarını ve İZSU’ya müracaat etmelerini istiyorum. İzmir dışından bir takım mal ve hizmet alımları var. Aynı gün aynı tarihte yapılan 5 iş makinesi kiralaması var. Hepsi aynı firma, hepsi Ankara. Bunların hepsi Sayın Tugay’ın döneminde. 5 ayrı iş aynı firmaya parçalanarak verilmiş. İzmir’de bu işleri yapacak firma yok mu? Türkiye'nin en pahalı suyunu İzmirlilere satacağız, arpayı İzmirlilerden toplayacağız ancak parayı Ankara’ya vereceğiz… Ben bunu adaletli bulmuyorum. Diyarbakır’dan iş aracı kiralama ihaleleri var. Bunlar aynı firma. İstanbul’dan Çiğli Çamur Rehabilitasyon projesi… Üniversiteler kentindeyiz biz bunu İstanbul’a veriyoruz. Bu düşünülmeli. Yağmur suyu ayrıştırma projesi Ankara’ya… Bunların hepsi sizin döneminizde. Bunlar ciddi rakamlar tutuyor. Bunları toplayınca 132 milyon 650 bin TL 7 ayda verilen para. İZSU’nun daha iyi yönetilebilmesi için bunları dile getiriyoruz” ifadelerini kullandı.
YETER: MENEMEN KÜTÜPHANESİ İÇİN NE DÜŞÜNÜYOR MERAK EDİYORUZ
CHP’li Candaş Yeter ise, “2023 Sayıştay raporunda belirten denetim yetkisi, arıtma tesisi olup bizim kanalizasyonlarımıza bağlanan tesislerden bahsediyoruz. Dışarıya akıtılanlar bankalıkta. Performans programına baktığımızda İZSU Genel Müdürlüğünü gerçekleştirdiği ihalenin yüzde 97’sinin açık ihalelerden oluştuğunu, bunun yüzde 98’e çıkarılması hedeflenmişken bu eleştirmeyi hakkaniyetli bulmadım. Menemen Belediyesi’nin 21 B kapsamında gerçekleştirdiği 153 milyon tutarındaki Menemen Merkez Kütüphanesi ile ilgi ne düşünüyor çok merak ediyorum” diye konuştu.
ATMACA: 3 TEKLİF ALACAKSANIZ İZMİRLİDEN ALIN
Yeniden söz alan AK Parti Meclis Üyesi Uğur İnan Atmaca, “Ben Candaş Bey’in açıklamalarını can kulağı ile dinledim ancak biz İZSU’yu konuşuyoruz. Bu işler neden İzmirli paydaşlarımızla yaptırılmıyor diye soruyoruz. 3 tane teklif alacaksanız İzmir’den alırsınız. Açık ihaleleri söylemiyoruz” dedi.
TUGAY: İZSU BU KONUDA TİTİZ BİR KURUMDUR
Atmaca'ya yanıt vere Başkan Tugay, "İhaleler yapılırken KİK’e itirazlar oluyor. Bu itirazlar nedeniyle bir süre geçiyor ve geç başlıyor. O dönemde hizmette geri kalınmasın, aksamasın diye daha önceden ihaleyi almış olan firmalara davet ve pazarlık usulü 21 B ile kısa süreli iş veriliyor. Siz bunu sürekli böyle yapılıyormuş gibi söylüyorsunuz. Daha önceden ihaleyi almış insanlara 1-2 aylık ilave süre için yapılıyor bu pazarlıklar. İhalelerin büyük çoğunluğu açık ihale ile yapılır. İZSU da bu konuda çok titiz bir kurumdur" diye konuştu.
Söz alan MHP’li Hilal Sadıkoğlu Akar, Aliağa Şakran'daki arıtma tesisinin bitirilmemesini eleştirirken seçim döneminde verilen sözleri hatırlattı. Akar ayrıca bitilmeme nedenlerinin açıklanması talebini de Başkanlık Makamına iletti.
TUGAY: KREDİ ONAYINA BAKIYOR
Söz alan Başkan Tugay, "Bu konudaki eleştirinizde bir nebze haklısınız ancak gerçekten nedenlerimiz var. Göreve gelmeden önceki dönem ve göreve gelince ilk 2 aydaki arkadaşlar paket arıtma ile bu sorunu çözebileceğimiz söylemişti. Ancak görev değişikliği yaptığımızda şu anki İZSU yönetimi paket arıtmanı burada başarılı olamayacağını söyledi. Ben uzman arkadaşlarımızın görüşleri doğrultusunda bunları söylemiştim. Göreve yeni gelen arkadaşlarla kalıcı arıtma için tüm altyapısı için hızlıca çalışma yapma kararı verdik. Ancak bir sorunumuz var. Aliağa’nın MHP'li belediye başkanı var. Başkanınızı çok takdir ederim. Sizler yardımcı olabilirsiniz bize. Şakran’ın probleminin çözülmesi için biz AFD ile kredi anlaşması yaptık. Hazine Bakanlığı’nın onayını bekliyoruz. Hazine Bakanına biz ulaşamıyoruz, siz ulaşabilirseniz ve onaylarsa krediyi hemen inşaata başlanacak ve hemen bitirilecek. Şakran’ın sorununun bitmesi kredi onayına bakıyor" diye konuştu.
MHP’li Akar, "Bakanlıktan izin alamazsak biz de, başkanımız teklifte bulunmuştu size de. Protokolle projeyi bize devretmenize hazırız" ifadelerini kullandı. İfadeler sonrası söze giren Başkan Tugay, “Zaten yapamazsınız bunu. Ne kanun ne mevzuat buna izin verir. Sizin yetkinizde değil bu konu. Alabilme şansınız yok. Böyle şeyler söylemeyin. Hazine Bakanı’na söyleyin, imzalasın. Şakran’ın da sorunu çözülecek. Altyapı ile ilgili talebe imza atmayacaksa bu bakanlıklar ne yapacaklar? Bu engel olmak değildir de nedir? Sizin vicdanınız bunu kabul ediyor mu? Sayın Bakan bu imzayı attığında bu sorun çözülecek" dedi.
KİŞİLİ: SOYER’İN 3 KEZ KREDİ İLE İLGİLİ DAĞ’A TEŞEKKÜRÜ VAR
Söz alan AK Partili Dilaver Kişili, “İzmir körfezini ana problemini söylemek lazım. 3 ana problemi var. Bunların en başı yağmur suyu ve kanalizasyon ayrıştırılması. Biz bunu çözmediğimiz sürece körfezi temizleme şansımız yok. Oransal olarak rakamlara takılıyorsunuz ancak ayrıştırma oranı yüzde 12’lerde. İkincisi Çiğli Arıtma Tesisi. 4’ncü fazın yapılacağı süreci merakla bekliyoruz. Diğer ana madde de dereler… Bunları çözmeden ana maddelere geçmemiz anlamlı değil. Önce bunları çözeceğiz. Sonra diğerlerini çözeceğiz. Candaş Bey işi dolaştırdı yine Gediz’e getirdi. İzmir körfezinin kirliliği derken iç ve orta körfezin kirliliği. Kokunun ana nedeni bu yerler. Gediz'in dış körfeze boşaltıldığını hepimiz biliyoruz. Bu etki olabilir ancak ana neden değildir. Biz yan nedenler üzerinden bahaneler üreterek ana nedenleri kaçırıyoruz. Yaklaşık 2 sene boyunca Gediz Hattı dolaşıldı ancak günün sonunda ana nedenin Gediz olmadığı kabul edildi. Öbür yandan işi bakanlığın üzerine atmak da doğru değil. Eğer master plan yapacaksak körfezi kurtarmaya yönelik bir master planı yapalım demiştim. 2 ay sonra bunu yapma kararı aldınız. Bunu yapalım, biz de destek verelim. Ancak burada başka kurumları suçlayarak işin içinden çıkmak olmaz. Topu başkasının kucağına atarak bakanlığı, başkasını suçlayarak için içinden çıkamayız. Siz bir irade koyacaksınız biz de vermemiz gereken desteği zaten her zaman verdik. Tunç Soyer'in 3 defa Hamza Dağ’a kredi teşekkürü var” ifadelerini kullandı.
ALTINKESER: TÜRKİYE’NİN EN PAHALI SUYUNU İÇİYORUZ
MHP Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser ise fosseptiklere dikkat çekerken, “En önemli sorunlardan biri kanalizasyon. Yıl olmuş 2024 kanalizasyon sorununu aşamadığımız İzmir'de yaşıyoruz. İzmir'de 80 bin üzerine fosseptik olduğu söyleniyor. Bu ciddi bir sorun. Özellikle çevre sağlığını ciddi tehlikeye sürüklediğini düşünüyoruz. Bunların içinde içme suyu havzasında olanlar var. Bu konuda en büyük projelerden biri Buca'da devam ediyor. Soyer tarafından 2021 yılında başlatıldı, su baskınları tarihe karışıyor sloganı ile yağmur suyu kanalizasyon ayrıştırması projesi başlatıldı. Proje hala bitmedi. Körfez konusunda artık çözüm odaklı ilerlememiz gerekiyor. Körfez sorunu 6 aylık sorun değil ama İzmir'i 25 yıldır CHP'li belediyeler yönetiyor. Hamza Bey'in de Cemil Bey'in de seçim vaatleri var. Vaatlerde öyle olursa temizleyeceğiz, şöyle olursa temizleyeceğiz denildiğini hatırlamıyorum. İZSU'da bir başarı var mı? Var. Türkiye'nin en pahalı suyunu içiyoruz” diye konuştu.
YILDIZ: İZMİRLİ’YE MAALİYETİ YÜKLEYEN BİR BÜTÇE
76 dakika 43 saniyelik bir konuşma yapan AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız raporla ilgili şu eleştirileri yöneltti:
“Grubumuza yapılan haksızlığı kabul etmiyorum. CHP Grup meclis üyeleri eleştirmek, AK Parti hükümetlerin suçlamakta güzel yarışıyorlar. Ben nasıl kentlerine saygı duyuyorsam kendilerinin de bize aynı saygıyı duymasını beklerim. İçinde bulduğumuz genel kurul 4 maddeden oluşuyor. İlk 2 madde kredi yetkilerinin görüşülmesi önerisine oy birliği verdik. Ancak söz alanlar grubumuzu engelleyenler olarak belirttiler. Bu Cumhur İttifakına yapılmış büyük bir haksızlıktır. Daha yeni 2 maddeye oy birliği yaptık. Biri 43 milyon diğeri 66 milyon Euro. Sayın Başkan ülkemizi sevmemiz gerekiyor dediler. Onun benden, sizlerden, bu kentte yaşayan 4,5 milyon kişiden daha çok sevme zorunluluğu var. Bizim sevgimizi ne siz ölçebilirsiniz ne başkaları ölçebilir. Ancak biz sizin sevginizi ve gayretinizi daha çok görmek arzusundayız. Grubumuza 1 milyon oy veren İzmirli bize denetleme yetkisi verdi. Demokrasiye en fazla sığınan CHP’nin bu söylemlere itirazı oydu herhalde. Kesintisiz 25 yıla varan süreçte bu ülkeyi gururla yöneten iktidarın mensuplarıyız. Bundan memnun olmadığınızı biliyoruz. Bir önceki mecliste bize uçak biletleri alan meclis üyeleri vardı ancak milletin iradesi farklı sonuçlandı. Dendi ki İzmir en pahalı suyu kullanan il değil… Ben İstanbul’u inceledim bu konuda. Çünkü İstanbul’u önemsiyorsunuz bu konuda. Tüm protokolleri yapıyorsunuz, hatta transfer bile yapıyorsunuz. Ankara için de aynı durum söz konusu. İki ilin de çok üstünde bir ücret tarifesi kullanıyoruz. Siyaset kadar büyük olgunluk ve sakinlik içinde yürütmeniz gereken bir mesleğiniz var. Bunu hiçbir zaman küçümsemedim. AK Parti Grup Başkanvekili olarak sizden beklediğim şu; Söz ve kürsü üstünlüğü sizde. Bırakın arkadaşlarımız istediğini söylesin, sözü bitince istediğiniz cevabı verirsiniz. Yağmur Hanım meclisteki disiplin ile ilgi maddeyi hatırlattı. Sayın Yağmur Hanım, gerginliği Sayın Başkan çıkardı, disiplin maddesini Sayın Başkan’a mı uygulamak lazım bilemiyorum. Sayın Altın İnanç ‘kaynakları kullandırın’ dedi. Bir önceki meclis oy birliği ile geçirdiğimiz 130 milyon TL’lik yağmur suyu ayrıştırma hattı kredisi var. Bununla ilgili biz bir önceki dönemin ‘bizi engelliyorlar’ söylemi gibi davranmış olsak bunu yapmazdık.
Yüzde 55’lik bir bütçe artışı olduğunu görüyoruz 2024 yılına göre 2025 yılı bütçesinde. 41 kilometrelik yağmur suyu hattının az olduğunu hep söyledik. 30 yıl içinde büyük kanal projesinin olduğu yerde biz birleşik sistemin yarattığı sorunu acil eylem alarak ilerlememiz lazım dedik. Dünya Bankası kredisinin kullanılması noktasında bastırıyoruz. Ortaya koyduğumuz hedef sorunlarımız bakımından küçük. İçme suyu olmayan Buca’nın köyleri var. Yerleşim yeleri var. Bu rakamların ne kadar az olduğunu hatırlatmak isteriz. Çevre Bakanlığı da bu ülkenin kurumu, İzBB de bu ülkenin kurumu. Her birimizin sorumlulukları var. Şehir Hastanesi’ne gidip orada bir problemle karşılaşılsa vatandaş belediyeyi arasa Sağlık Bakanlığı’na git dersiniz. Herkesin görev alanları ve tanımı net ve açık. Bir görev benim değil diye ıskaladığınız mesele bazen çok önemli olmayabilir ancak bu Körfezse, bu gelinen nokta itibarıyla çevre felaketi ise, bunun geçmiş 25 yıllık 30 yıllık eylem planlarının yazılı olup hayata geçmemesi üzerinden tartıştığımızda meseleyi ‘Ben değil o yapsın’a çekmenin kente ne kadar zarar verdiğini bilmeniz lazım. Bunun baş mimarı sizsiniz. CHP’li meclis üyeleri körfez dendiğinde meseleyi alıp Bakanlığa götürüyor. 4,5 milyon İzmirli olarak körfezi biz kirlettik. Geçen dönem belediye başkanına bunu dediğimizde danışmanlarının ‘körfez kendi kendini temizler’ dediğini söyledi. Merkezi hükümetten gelen bütçeniz elinizdeyken bütçe harcama yetkisi meclisteydi. İZSU bütçesinin yüzde 75’i su bedellerinden. Yanı hepimizin cebinden çıkıyor. Bu nedenle İZSU’yu doğru tartışmamız lazım. Önce sorunları çözelim sonra merkezi hükümetin çözmesi gereken konular varsa çözelim. Biraz önce oy birliği yaptığımız konuda da İzmir milletvekillerimiz ile konuşarak karar aldık. Biz İzmir’le ilgili Çiğli Arıtma Tesisi’ni 630 milyon TL’ye ihale etik. Ne oldu? Öz kaynak nereye gitti? Buhar oldu. Ancak Temmuz’da bitmesi gereken ihale şartnamesinde tesis bitti mi? Bitmedi. Bunu söyleyince yalan mı söylüyor oluyoruz? Meseleleri gerçeklikler üzerinden tartışma zamanı geldi. 4,5 yılı bu anlayışla tamamlayamayız. Siz meclise geldiğinizde değer verdiğimiz misyonunuzdan bahsettiniz. ‘Benim 2’nci 5 yıl gibi bir hedefim yok’ dediniz. Bir belediye başkanı 2’inci dönemini düşünmüyorsa cesur olur. Bizim sorunlarımız halının altına süpürüle süpürüle bu hale geldi. Halıyı kaldıran da sorunları süpüren de sizsiniz. Biz bunu sorunca ‘Ankara’dan deniliyor. Varsa bizim İzmir’in problemlerinin çözümünü engelleyen bir durumumuz, bunu da konuşuz.
Körfezimiz doğru projelendiremediğimiz için kirlendi. Geçtiğimiz dönemde Soyer’i de uyarmıştık bazı konularda eksik bilgilendiği hakkında. O gün bu sıralarda oturan arkadaşlar bize tepki vermişti. Haklıyız demek bir şey değiştirmiyor. Kirli havayı da körfezi de biz yaşıyoruz.
İZSU maalesef son yıllarda o kadar kötü bir siyasi anlayışa yönelmiş ki son 15 yılda o kadar yanlış alanları ıskalayarak yatırım yapılmamış ki bugün çok büyük maliyetle İZSU’yu döndürmeye çalışıyoruz ve tüm yükü vatandaşların omzuna yüklüyoruz. Zamanında yapacağınız küçük müdahale bugün çok büyük maliyetlere gelir. O günün siyasi iradeleri ayrıştırmaya gerek yok diyip proje değiştirirse, bugün maalesef ayrıştırmadan kaynaklı arıtma tesisine yağmur da su basmaya devam ederse günde 100 ton körfeze çamur basarız. Ben, gençliğimde Bayraklı’dan geçemezdim. Nostalji güzel bir şey de bu şehre kötü günlerin nostaljisini hediye ettik. Ana unsur kirleten arıtma tesislerimiz. Bunun sorumluluğu İzBB’de. 2018’de çamur tesisimizde yangın çıktı. Tesislerimiz yandı. O gün ÇMO yönetimi bunun nedenleri belirtiyor. Ne yapmışız? 1 milyon metreküp kapasitesi olan yere 2,5 milyon metreküp çamur koymuşuz. Sonra bakmışız ki şehir kokuyor. Demişiz ki Manisa bu tesisi yapmış, biz bunu oraya transfer edelim. 2022 yılından beri oraya transfer ediyoruz. Bu bir kamu zararıdır. Bunu Çevre Bakanlığı mı yapmış? Bu kenti 25 yıldır CHP yönetiyor. Büyük kanal projesinden beri işletmesinden sorumlu bir kanal projesi yönetiyorsunuz ve bunun sorumlusu sizsiniz.
Körfez tarama için 479 milyonluk dış finansman öngörüyoruz. 700 metreküplük taramanın ihalesinin yapıldığı bilgisi verildi. Bugünkü kurla biz bu parayla 760 bin metreküp temizleme yaparız. 5 yılda ne öngördük? 5 milyon metreküp. Her yıl 1 milyon metreküp öngördük. Buradan alınan çamuru nereye deşarj edeceksiniz diye sordum. Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından Foça açıklarında bir yerin gösterildiğini ve oraya deşarj edileceğini söylediniz.
4’üncü faz devreye girdiğinde ilk 3 fazın bakıma alınacağı ufak bir parayla bakım yapılarak tam kapasite kullanılacağı söylendi. Umarız ki böyle olur. Eğer burada bir problem olacaksa, biz yılda 1 milyon metreküp temizlerken 50-60 milyon metreküp de vermeye devam edeceğiz. Biz 5 yılda bu tempo ile bitiremeyiz.
Gediz deyip duruyoruz. Gediz çok net bir şekilde dış körfeze akıyor. Ecdadımız bundan 150 yıl önce öngörmüş ve yatağını değiştirmiş. Böyle iradenin torunları olarak bizler bu kadar büyük paralar yönetirken körfezimizi kirletmişiz. Dün DSİ Bölge Müdürümüze gittim ve Gediz ile ilgili durumu sorduk.
Çiğli Arıtma Tesisi’nde SAİS çalışmıyor. Bundan kaynaklı ceza yediğimizde de birileri kızıyor. Birisi çıkıp bana ‘izleme sistemi çalışıyor’ desin ben de meclis üyeliğinden şimdi istifa edeyim. 2019 yılından beri bu durumda. Bu arıtılan suyun istenilen standartlarda olup olmadığını gösteren bir test. Atatürk OSB bu sitemi sürekli çalıştırıyor, bakanlığa raporu gidiyor. Denetimler yapılmış ve idari yaptırım uygulanmamış. Atatürk OSB yönetimi bu tesisi geliştirerek içe suyuna yakın bir sistem geliştirmek için çalışacaklarını söylediler.
0-15’i baz aldığımda İzmirli 695 TL, İstanbullu 485, Ankaralı 400 TL ödüyor. Buna Ocak zammını koyunca vay anam vay… Ankara ile aramızda yüzde 115 fark olacak. İzmirli 27 dolar, İstanbullu 25, Ankara ise 31 dolar ödüyormuş. Ankara 2020 yılında İzmirlilerden daha pahalı su ödüyormuş. Bugün? Bugün 80 doları buluyoruz.
Bizim 27 milyar gelir bütçemiz var. Bunun 20 milyarı su satış ücretlerinden. Bunun yüzde 58’i konutlardan. Sayıştay’da yer alan bazı konular var. Bu sene gider kaleminizde 35 milyar TL öngörüyoruz. Yönettiğiniz şirketiniz olsa tasarrufa gidersiniz. Bugün sadece yaptığınız hatalı ihaleleri önleyici tavır ortaya konulsaydı en kötü yüzde 10 tasarruf olurdu. Kadroları da şişirmemiş olsaydınız oradan gelecek kaynağınız ile bu bütçede yüzde 15 tasarruf yapardınız. İzmirlinin konutlarından aldığınız 11 milyar TL’lik kaynağın yarısını cebinize koyardınız. Biz bugün yüzde 30 zam değil belki yüzde 50 indirim yapacak İZSU olurduk. İZSU bu bütçe ile eski alışkanlığını önümüze getirmiştir. Yönetimsel hataların bedelini İzmirlilerin omzuna yüklemiştir. İzmirlinin parasını doğru yönetmeyen bütçeyi önümüze koymuştur. Buna nasıl evet diyelim? Sayıştay amortismanı, İzmirliye yük getirme diyor. Ancak siz bu kadar kötü yönetirseniz, açığı İzmirlilerin omzuna yüklersiniz.
Tüm kabahati olan kenti yöneten sizsiniz. Sorunu Gediz’de arıyorum diyip Kütahya dağlarında gezmekte sizin ürününüzdü, tüm bunların sonunda iptal etmeniz ihaleleri iptal etmemekte sizin ürününüzdü, günün sonunda siz de Sayın Başkan da ben de İstanbul ve Ankara’dan daha fazla su parası öder durumdayız. Bugün bu bütçe bir önceki dönemin sorunlarını kapatmak adına İzmirliye maliyet yükleyen bütçe olduğu için ret oyu kullanacağız.
TUGAY: KREDİ ONAYLANIRSA TEŞEKKÜR EDECEĞİM
Yanıt veren Başkan Tugay, “Tutmuşsunuz 2023 Sayıştay raporlarını bize eleştiri olarak çıkarıyorsunuz. Biz 2025 bütçesini konuşuyoruz. Dediğiniz tüm konularda biz düzeltme yapmışız. Geçmişle ilgili bir şey diyemiyoruz çünkü ben başkan değildim, yönetimdeki arkadaşlar o dönem yoktu. İdare değişmiş. Bunu görmeniz lazım. Eleştireceğiz diye 76 dakika 2023 yılının özeti yapılmaz. Hesap kitap yapıyorsunuz. Su parasını 30 metreküp üzerinden söylüyorsunuz. Kaç kişi 30 metreküp kullanıyor. Konutların aylık su kullanımı 9 metreküp. Biz 4 metreküp üzerinden indirim yaptık. ‘Yüzde 50 zam yapmayacağız dediniz yüzde 45 yaptınız’ dediniz. Hayır. Biz yüzde 26 yaptık. Beyin hücrelerinizin içine sokmamaya çalışsanız da biz indirim yaptık. İzmir’de ortalama 9 metreküp tüketim oluyor hanelerde. Bugün Ankara 240 TL, İstanbul 290, İzmir 340 TL ödüyor 9 metreküp kullanıma. Hesaplarınızı yaparken şunu merak ediyorum; 1 Ocak üzerinden yorumluyorsunuz ancak diğer şehirlerde zam yok mu? Bizim ülkemizde enflasyon yüzde kaç? Memur maaş artışı olacak, işçi giderlerinde artış olacak. Diyorsunuz ki ‘bunu nerden bulursanız bulun su faturasına yüklemeyin’… İZSU nereden bulacak bunu? Elektrik giderlerimizi düşürmeniz mümkün mü acaba? Son yapılan düzenleme ile İZSU gibi fazla elektrik tüketen kurumlar daha fazla fatura gelecek. O kadar aldatıcı şeyler konuşuyorsunuz ki… Çiğli Arıtma’da sürekli izleme sistemi yok diyorsunuz. 4’üncü faz devam ettiği için durdurulmuş durumda. Bakanlığın belirlediği denetim firması sürekli denetliyor. Sanayi tesisi arıtma yapıyor, onun çalışıp çalışmadığını izleme sistemi takip ediyor diyorsunuz. Orada devamlı çalıştığı için biz onu bakanlıktan görüyoruz diyorsunuz. Peki, kaçak drenaj hattı diye bir şey duydunuz mu? Bunlar olmuyor mu? Sanayi tesisi devri için başvurduk mu onu soracağım. Körfezdeki yük gemilerinin yarattığı kirlilik için denetim yetkisini İzBB istedi ancak bakanlık vermedi yetkiyi. Bu yetkiyi vermeyen diğer yetkiyi verir mi dedim. Körfez kirliliği ile oturtamadığımız konu var. Siz diyorsunuz ki arıtma… Biz arıtma ile ilgi zaten gerekeni yapıyoruz. Arıtma körfezi kirletmiyor. Bundan sonra daha iyi noktaya getireceğiz. Ancak İzmir'e ilk yerleşen kimse onun pisliği körfeze karışarak başladı bu. Büyük kanal projesi dahil altyapı yatırımlarının ekonomik ömrü tamamlandı. Bu çok ciddi bir konu. Ama biz ne yapıyoruz? Sizden tabii ki destek bekliyoruz kredi onayı konusunda. Onun ötesinde zaten bir şey beklemiyoruz. Biz elimizdeki tüm kaynaklarla halkımıza enflasyon altına artış yaparak az yansıtmaya çalışıyoruz. Göreceksiniz insanlar gelecek süreçte ödedikleri faturalardan rahatsızlık göremeyecek. O krediler onaylanırsa sizlere çok çok teşekkür edeceğim. Arıtma suyunun sulamada kullanılması ile ilgili sözleriniz var. Tarımda kullanılan suyun çok temiz olması lazım. Arıtma suyunun o niteliğine getirmek demek deniz suyunu o seviyeye getirmekle aynı. Kolay bir iş değil bu. Topraklarımızı gözümüz gibi korumamız lazım” dedi.
YILDIR: İYİ ŞEYLER SÖYLENMİYOR
CHP Grup Başkanvekili Zafer Levent Yıldır ise, “Epey bir zaman önce yani 100-150 sene önce Türkiye’ye gelip İzmir körfezini incelemiş biri diyor ki Gediz Nehri körfezin gelimi işin büyük değişimlere sebep olmuştur…’ Gediz çok uzaklardan dış körfeze akıyor değil, Gediz 2 yerden dökülüyor körfeze. Gediz 17 bin kilometrekarelik alanın nesi var nesi yoksa getiriyor ve körfeze koyuyor. Körfezde de akıntı var ve bir şekilde Gediz önemli etkenlerden olmaya devam ediyor. Hala topal ördek hikayesi geçerli bu ülkede. Kredileri başka yerde kullanabilirdik dedi Hakan arkadaşımız. Bize iyilik yapmış gibi davranmasına gerek yok. Kendisinin söylediği gibi kendisi İzmir vatandaşı ve İzBB meclis üyesi. DSİ İzmir’e su sağlamalı. Kentin önümüzdeki dönem en büyük sorunlarından birinin susuzluk olacağını biliyoruz. DSİ’nin bir takım çalışmaları yapmış ve bitirmiş olması gerekirdi. İstanbul sularını yüzde 99’ını yer üstünden, İzmir yüzde 35’ini yer üstünden karşılıyor. 2025 yılı bütçesin yüzde 35’i yatırım. İyi şeyler söylenmiyor hiç” ifadelerini kullandı.