Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan...

Hiç gizlemiyor...

Hiç saklamıyor...

Ve asla vazgeçmiyor...

Her yerel seçim öncesi...

Hep aynı dilek ve temenni:

'İnşallah İzmir'i alacağız...'

2004'te böyle...

2009'da böyle...

2014'te böyle...

2019'da böyle...

2023 yılını bitirmek üzereyiz...

Yerel seçim sandığına gitmeye 105 gün kaldı...

Bugün de aynı dilek tazeliğini koruyor:

'İnşallah İzmir'i alacağız...'

***

20 yıl önce...

Şu sıralar...

Ege TV'nin yayın yönetmeniyim...

19.30 Ana Haber'e yarım saat var...

AK Parti'nin...

İzmirli bir milletvekili aradı ve sordu:

'Bizim İzmir Büyükşehir adayımızla tanışmak ister misin?'

Gecenin heyecanlı olacağı kesin...

O isim ilk kez seslendirileceği için...

Bi'bonus da bizden:

'Ana Haber'in ortasına alırız... Sadece 8 dakika...'

İlk kez Taha Aksoy ile Ege TV'nin kapısında tanıştık...

Güleçti...

AK Parti'nin liberal-Avrupa'ya yakın kanadındandı...

Heyecanını gizlemeye çalışıyordu...

Profesyonel bir eda ile şöyle dedi:

'AK Parti'nin yükseliş trendi sürüyor... Kartopu gibi bir büyüme var... İzmir Büyükşehir seçimlerinden hiç endişem yok... En az beş puan fark bekliyorum...'

Gerçek bir beyefendiydi Taha Bey ama...

İzmirliler bu açıklamaya hiç inanmadı...

Rahmetli Piriştina sandıkların üstünden silindir gibi geçti...

Aradaki oy farkı; '175 bin' olmuştu...

***

Aradan beş yıl geçti...

2009 seçimleri gelip çatmıştı...

İktidar dümenini elinde tutan AK Parti...

Bi'türlü İzmir'e belediye başkan adayı bulamıyordu...

O günlerde...

Bi'geceyarısı telefon çaldı; Taha Aksoy arıyordu:

'Sayın Başbakan aradı; (İzmir görevi yine sizin) dedi...'

Piriştina vefat etmişti...

Aziz Kocaoğlu, Bornova Belediye Başkanı'ydı...

O koltuğu bıraktı; İzmir Büyükşehir'in 'bir numara'sı oldu...

Taha Aksoy...

Rekabet atışları sırasında...

Kocaoğlu'nun ne denli dürüst bir rakip olduğunu...

Kalbinden geçtiği gibi seslendirdi:

'Aziz Bey'e cüzdanımı bile emanet ederim!'

Şahane bir jestti ama...

Seçim O gün bitti; bence...

Aziz Kocaoğlu ile Taha Aksoy arasındaki fark...

Birdenbire...

'600 bin' olmuştu...

Tam bir hezimet...

Kuşkusuz...

Bu arada 'Prenses İzmir'e yeni bir unvan yakıştırılıyordu...

Söz konusu 'Gavur İzmir' etiketi olunca...

Hiç 'maya' tutar mıydı?

***

2014 seçimleri tam bir 'kıran kırana' görüntüsü ile geçti...

İktidar Partisi...

Cumhuriyet'in 'efsane' olarak anılan...

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İzmir görevini üstlendi...

Binali Bey...

İzmir görevine çok hızlı başladı...

Bu kadim kent de O'nu sevdi...

AK Parti'nin gülen yüzüydü... Espriliydi... Cana yakındı...

İzmir'i kucakladı...

Masanın üstüne...

Son derece kaliteli '35 İzmir 35 Proje'yi koydu ama...

Aziz Bey'i bi'türlü geçemedi...

Taaa, o tarihte...

Neredeyse 1 milyon İzmirli'nin oyunu topladı...

Aradaki fark; 360 bindi...

'185 bin oy' daha alsaydı; İzmir'i kazanacaktı...

Bana sorarsanız tek hatası olmuştu...

Seçime 15 gün kala...

Vatandaşla Birinci Kordon'da sohbet ederken...

Heyecanla şöyle deyiverdi:

'İzmirliler'in yaşam tarzına körfezini temizleyerek, ulaşımını rahatlatarak, engellisini rahat ettirerek karışacağız... (Buraya kadar eyvallah...) İzmirliler'in rakısını içip, balığını yerken burnunu tıkamak zorunda kalmaması için 10 yıldır temizlenemeyen körfezi temizleyeceğiz...'

Hiç gerek yoktu; bu cümleye...

Rakı, roka, balık derken...

Türkiye'nin 'Son Başbakanı' Binali Yıldırım...

Neden?

Aniden 'burun tıkama ve kötü koku' faslına gelmişti ki?

Hem de herkes o sırada afiyetle balık yerken(!)

***

Veee, bi'önceki yerel yarışta son tango!

Cumhurbaşkanı Erdoğan...

Yine bir eski (Ekonomi) Bakanı'na...

Nihat Zeybekci'ye...

İzmir'i işaret etti...

Zeybekci, dönüşü olmayan bir yola girmişti...

Cumhurbaşkanı'na 'hayır' diyemedi...

Ancak...

Belli oluyordu 'isteksiz' hali...

İşte tam da o muhabbet sırasında İzmirli gazeteciler soruverdi:

'Siz İzmir'i istiyor musunuz?'

Bakan Bey'in cevabı tarihe geçti:

'İzmir mahallenin en güzel kızı, kim istemez...'

Herkes birbirinin yüzüne baktı...

Ortalığı derin bir sessizlik kapladı...

Bir belediye başkanlığı adaylığının başlamadan bitişi(!)...

O saniyelerde gerçekleşti...

Ni'tekim...

Seçimin sonucu daha o gün belli oldu:

Tunç Soyer'in oyu: '1 milyon 550 bin'...

Nihat Zeybekci'nin oyu: '1 milyon 032 bin'

Fark; '518 bin'... Yüzde 58'e, yüzde 38...

Derin fark!

***

20 yılda dört seçim...

İzmir sandığından hep CHP çıktı...

Gelelim; derin mevzuya:

22 küsur yıldır iktidarda kalmayı başaran AK Parti...

Neden İzmir'i alamıyor?

İki önemli saptama var...

Birincisi:

Bugüne kadar 'İzmir'in Patronu' olma yarışına giren...

AK Parti'nin üç Büyükşehir Başkan adayı da İzmirli değil...

Taha Aksoy, Erzurum Horasanlı...

Binali Yıldırım, Erzincan Refahiyeli...

Nihat Zeybekci, Denizli'nin Tavas'a bağlı Pınarlar köyünden...

AK Parti'nin...

20 yıldır İzmir'de yaşadığı 'kenti alma' mücadelesinde...

En önemli eksiği...

Ata'dan, babadan İzmirli bir belediye başkan adayını...

Bir türlü bulamaması...

İkincisi:

Birincisinden daha önemli...

İzmirli AK Parti'nin hayatına dokunma ihtimalinden korkuyor...

Bu endişeyi...

İzmirliler'in önemli bölümünün gözünden okunsunuz...

Şu ayrıntı önemli:

'Çeyrek asıra koşan iktidarı boyunca bir defa bile...

İzmir'i kazanamayan AK Parti'nin...

Bu kazanamama nedenleri doktora tezi bile olabilir!'

***

Bitiriyoruz...

İki buçuk ay önceydi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan...

İzmir Çiğli havalimanındaki TEKNOFEST coşkusuna ortak olurken...

İzmirliler'e de şöyle seslenmişti:

'Bu kentin iradesini çantada keklik sananların artık işleri zor...

İzmir gerçek belediyecilik hizmetleriyle tanışacak...

Yakında bu şehir yatırımlara ve eser siyasetiyle buluşacak...

İzmir'i gerçek belediyecilik ile tanıştırmakta kararlıyız...'

Ve en sıcak haber:

Cumhurbaşkanı Erdoğan...

Geçenlerde AK Parti İzmir teşkilatı ile...

Genel merkezde zirve gerçekleştirdi...

İl başkanları, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve ilçe başkanlarından, belediye başkanı görmek istedikleri üç ismi yazıp zarfa koymalarını söyledi ve ekledi:

'İzmir'de bu seçimde rekor oy alacağız...'

Nokta...

Sonsöz: 'Dua kapı çalmaktır... Gerisine karışmak ise haddini aşmaktır... / Hz. Mevlana...'