Politika

İYİ Parti Lideri’nden İEF tepkisi: Böyle bir ciddiyetsizlik olmaz!

Bu yıl 93'üncüsü düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı'nın açılış tarihinin değiştirilmesine tepki gösteren İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, "Bu fuarın programı da bize yaklaşık 3 ay önce gönderildi. 31 Ağustos tarihinde açılış töreninin olacağı söylenmişti. Dün aldığımız bildirimle bu fuar açılışının 30 Ağustos tarihinde gerçekleşeceği ifade edildi. Siyasi konuşmaların da 30 Ağustos'ta yapılmasına vurgu yapıldı. Böyle bir ciddiyetsizlik olmaz" dedi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ- İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu partisinin İzmir İl Başkanlığı'nı ziyaret etti.

İlk olarak il binası önünde partililer ile bir araya gelen Dervişoğlu daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Dervişoğlu'na İzmir Milletvekilleri Hüsmen Kırkpınar ve Ümit Özlale eşlik etti.

İSTİFAYA DAVET EDİYORUM
Diyanet İşleri Bakanı'nın Cuma hutbesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı konuşmasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ismini anmamasına tepki gösteren İYİ Parti Lideri Dervişoğlu, 'Genel başkan seçildikten sonra seçim bölgeme ilk kez geliyorum. Hem il başkanıma hem de ilçe başkanlarıma şahsıma gösterdikleri ilgi için teşekkür ediyorum. Epeydir görmediğim dostlarımla burada buluşup hasret giderebilme fırsatını bulduğum için de bahtiyar oldum. Türkiye'nin çok önemli meseleleri var. Bu meselelerin yansımalarını İzmir'de de görebilmek mümkün. İzmir'in de Türkiye'nin en sorunlu kentlerinden birine dönüştüğüne şahit oluyoruz. Problemlerin çözümlerine yönelik ciddi önerilerin bulunmadığına şahitlik ediyoruz. Ele alınması gereken sorunların ıskalandığını ya da ertelendiğini ve buna bağlı olarak kentte yaşayanların zor günler geçirdiğini gözlemliyoruz. Dün 30 Ağustos kutlamaları vardı. Zafer Bayramımızı tebrik ediyorum. Konuyla ilgili gerçekleştirilen bazı törenlerde tarihi şuurundan yoksun, yarın neye sebep olacağını kestiremedikleri sözler kullanıldığına şahit oluyoruz. Bu coğrafya, Türkiye olarak bilinen coğrafyadır. Burada en büyük zaferler, Türk Milletinin elde ettiği zaferlerdir. Görüyoruz ki dün 30 Ağustos zaferini kutlarken, cuma gününe denk geldi. Cuma hutbelerinde Gazi Mustafa Kemal'in adı yine zikredilmedi. Kim ne yaparsa yapsın Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bu milletin gönlünden söküp atamayacaklar. Onlar ne kadar Fatiha'yı çok görseler bile bu millet, Cenabı Hakk'a ne kadar seslenirse içinde Mustafa Kemal olacaktır. Tüm uyarılarımıza rağmen, Atatürk'ün kurduğu bir kurum olmasına rağmen, kurumun başında olan zatın kendisini iç siyasetin malzemesi yapacak hatalardan uzak durması konusundaki uyarılarımıza rağmen Diyanet İşleri Başkanı olumsuz tavrını sürdürmeye devam ediyor. Atatürk'e bir Fatiha'yı çok görüyorsa o koltuğu derhal terk etmek zorundadır. Arkasında kim olursa olsun istifaya davet ediyorum' ifadelerini kullandı.

BAŞKA İŞLERLE UĞRAŞIYORLAR
Körfezde yaşanan balık ölümleri hakkında konuşan Dervişoğlu, 'İzmir'de çok ciddi problemler var. Körfez kokuyor. 25 yıldan beri kenti yönetenler bu olumsuzluktan kendilerine pay çıkarmak yerine hala suçlayacak birilerini arıyorlar. Bu kokunun sebebi bellidir. Kentte kanalizasyondan arıtma tesislerine giden kirli sular düzgün arıtılmıyor ve yüzde 95'i arıtılmadan körfeze deşarj ediliyor. Böyle olunca da sularda oksijene zarar veren unsurlar, körfezde balıklara bile yaşam alanı bırakmayacak oksijensizliğe sebep oluyor. Bu da kenti rahatsız eden kötü bir koku olarak mahallelerimize yayılıyor. Bu problemin çözülebilmesi, arıtma tesislerinin doğru bir şekilde çalıştırılmasından geçiyor. Eksiklikler varsa onların giderilmesinden geçiyor. İzmir Körfezi'ndeki koku, İzmir halkının kaderi değildir. Bundan başta Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmak üzere herkesin üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor. Yalnızca Büyükşehir Belediyesi'nin katkıları ya da çalışmaları ile bu olumsuzluk ortadan kalkmıyorsa merkezi hükümet ile eşgüdüm içinde faaliyete de ihtiyaç duyulabilir. İzmir halkının şikayetini doğru bir şekilde dile getirmesi ve yönetenlerin de sorunu çözmesi gerekiyor. Belediye, kendi işinden daha çok başka başka işlerle uğraştığına şahitlik ediyorum' dedi.

KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL
İEF'in açılış sürecinde yaşanan tartışmalar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Dervişoğlu, 'Bunlardan bir tanesi de İEF'in öncesinde yaşanan krizdir. Bu sıradan bir fuar değil. Dolayısıyla batı tarafından ya da buraya gelen doğudan, batıdan birçok ülke tarafından önemsenen bir organizasyon. 93'üncüsü yapılıyor bu yıl. Bu fuarın programı da bize yaklaşık 3 ay önce gönderildi. 31 Ağustos tarihinde açılış töreninin olacağı söylenmişti. Dün aldığımız bildirimle bu fuar açılışının 30 Ağustos tarihinde gerçekleşeceği ifade edildi. Siyasi konuşmaların da 30 Ağustos'ta yapılmasına vurgu yapıldı. Böyle bir ciddiyetsizlik olmaz. Tarihi 3 ay önce belirlenmiş organizasyonun son günde kişilerin talep ve isteklerine bağlı olarak takvimin değişmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Ben tüm programımı İEF'in açılışı olan bugün olarak ayarladım. Ancak Özgür Özel'in özel programı nedeniyle 1 gün önceye alındı ve resmi tatilin olduğu güne getirildi. Özgür Bey belediye başkanı ve CHP'li arkadaşları ile fuarın açılışını yaptığı sırada Vali, 30 Ağustos resepsiyonunda bulunuyordu. İzmir fuarını bir belediye panayırına dönüştürmeye çalışmak kimsenin hakkı ve haddi değildir. Dünyayı kucaklama arzusu ile gerçekleştirdiğimiz İEF'in açılış fotoğrafları bir siyasi partinin ilçe kongresine dönüştürülmüştür. İzmirliler olarak bunu kabul etmemiz doğru değildir. İzmir kimsenin oyuncağı değildir. Mecburiyetten ve memnuniyetsizliklerden kaynaklı durumlar oluşturmak nedeniyle İzmir halkının kaderine el koymak, bizim kabul edebileceğimiz bir tavır olmayacaktır. Kokuyla ilgili de bu kentin yöneticilerinin alması gereken dersleri almalılar. İzmir kimsenin tapulu malı değildir. İzmir'de kimse, İzmirli adına kente yakışmayan kararlar alamaz' diye konuştu.

BUNA MÜSADE ETMEYECEĞİZ
İYİ Parti Lideri Dervişoğlu sözlerine şu ifadeler ile sürdürdü;

'Bazı meydanlarda liderler konuşuluyor, bazı meydanlarda cumhurbaşkanı konuşuyor. Bazı söylemlerde vatanımıza ortak konuşulmaya çalışıldığına şahit olduk. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu unsuru büyük Türk Milletidir. Bu etnik bir işaretleme değildir. Bu, vatandaşlık tanımı olan siyasi bir tanımlamadır. Yaşadığımız toprakların yurt oluşunda verdiğimiz kurtuluş mücadelesinde kurduğumuz Cumhuriyette kimse kendisine etnik farklılıktan kaynaklı avantaj sağlamaya çalışmasın. Biz İYİ Parti olarak buna müsaade etmeyeceğiz. Türkiye, Türklüğü kabul edenlerin ülkesidir.'

1 YILDA 400 YANGIN GERÇEKLEŞTİ
'1 yıl içinde yaklaşık 400'e yakın yangın gerçekleşti İzmir'de. Bu yangınlara ne kadar erken müdahale ediliyor olsa bile yangınların yarattığı tahribatı ortadan kaldırabilmek kısa sürede yapılabilecek bir iş değil. Yapılan araştırmalara göre yangınların tamamı orman yangını olarak tarif ediliyor ancak ormanlar dışında başlayıp ormanlara sıçrayan yangınlardır. Sabotaj gibi konular yoktur. Tamamen duyarsızlıktan kaynaklanan yangınlardır. İzmir'in çevre duyarlılığına sahip bir halk olduğuna inanıyorum. Ormanlarına, körfezine, sokak hayvanlarına katkı sağlamak için sorumluluk duygusu ile hareket edeceğine inanıyorum. Yanan ormanlar olduğuna göre, sonucu belli olan bir şeyi konuşuyoruz. Bunlar birbirimizi suçlayarak içinden çıkabileceğimiz sorunlar değil. Bunlar el ele vererek çözülecek sorunlar. Gerek merkezi yönetim gerek yerel yönetim, birbirini suçlamak yerine sorunun çözümüne odaklanmalıdır'