Bu yazıda bazı yakıştırmalar yapılacaktır. Amacımız doğrucuyu bulup, yalancıyı ortaya çıkarmaktır. Lütfen kimse üzerine alınıp, yine mahkemelere koşmasın. AKP Hükümeti'nin ilkelliği Türkiye'yi çok yordu.
Zaytung adlı Siteden destek alıp biraz gülelim dedik.
'Başkan' kelimesi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını, 'Başbakan' kelimesi ise TC Başbakanını anlatmaktadır. Zaten büyüklerimiz ne demişler;
'Lafın tamamı, aptala anlatılırmış…' Mesela yani!...
Zaytung adlı Siteden destek alıp biraz gülelim dedik.
'Başkan' kelimesi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını, 'Başbakan' kelimesi ise TC Başbakanını anlatmaktadır. Zaten büyüklerimiz ne demişler;
'Lafın tamamı, aptala anlatılırmış…' Mesela yani!...
2 Mart 1995 Başbakan Japonya'dan döner ve Başkan'a müjde verir;
-Başkan sana müjdem var, 3 üncü köprü için Japonlardan kredi buldum.
Artık köprüyü yapabiliriz.'
-Başkan sana müjdem var, 3 üncü köprü için Japonlardan kredi buldum.
Artık köprüyü yapabiliriz.'
Başkan anında basın yoluyla Başbakan'a yanıt verir;
*3 üncü köprü, İstanbul için bir cinayettir. Kuzey bölgemizde kalan yeşil alanların imara açılarak katledilmesinden başka bir şey değildir. İnşallah bu cinayet başlamadan bu hükümet değişir.'
*3 üncü köprü, İstanbul için bir cinayettir. Kuzey bölgemizde kalan yeşil alanların imara açılarak katledilmesinden başka bir şey değildir. İnşallah bu cinayet başlamadan bu hükümet değişir.'
Aradan yıllar geçer. 3 üncü Köprünün temelini tüm itirazlara rağmen atan Başbakan'a, Başkan'ın bu köprü için söyledikleri hatırlatılır. Başbakan;
- 'Ne demek 3 üncü köprü İstanbul için cinayettir, demek. İş üretemeyenler, projesi olmayanlar işte böyle oturdukları yerden atıp tutarlar ancak' dedi.
- 'Ne demek 3 üncü köprü İstanbul için cinayettir, demek. İş üretemeyenler, projesi olmayanlar işte böyle oturdukları yerden atıp tutarlar ancak' dedi.
Bunun üzerine Başkan Belediyenin merdivenlerinden, orada toplanan kalabalığa;
*Gün gelecek devran dönecek, Başbakan bizi dinleyecek. Her tarafı köprü yapacaksak, bütün boğazı kapatıp köprü yapalım daha iyi olur. İşte bunların vizyonu güdük, dostlarım. Benim şehrimde bana sormadan çevreyi katledeceksin, sonra yanına Diyanet İşleri Başkanını alıp, şovunu yapacaksın!
Hadi bizden utanmadın, 'ormanlarımdan bir dal kesenin kellesini keserim' diyen ecdadımızdan da mı utanmadın? Utanmaz bunlar değerli İstanbullular. Bunlarda tarih şuuru ne gezer. Anca yesinler içsinler, ceplerini doldursunlar' diye seslenince, kalabalık 'Vur-vur inlesin, Başbakan dinlesin ve Türkiye seninle gurur duyuyor' diye bağırmaya başladı.
*Gün gelecek devran dönecek, Başbakan bizi dinleyecek. Her tarafı köprü yapacaksak, bütün boğazı kapatıp köprü yapalım daha iyi olur. İşte bunların vizyonu güdük, dostlarım. Benim şehrimde bana sormadan çevreyi katledeceksin, sonra yanına Diyanet İşleri Başkanını alıp, şovunu yapacaksın!
Hadi bizden utanmadın, 'ormanlarımdan bir dal kesenin kellesini keserim' diyen ecdadımızdan da mı utanmadın? Utanmaz bunlar değerli İstanbullular. Bunlarda tarih şuuru ne gezer. Anca yesinler içsinler, ceplerini doldursunlar' diye seslenince, kalabalık 'Vur-vur inlesin, Başbakan dinlesin ve Türkiye seninle gurur duyuyor' diye bağırmaya başladı.
Başbakan'ı rantçılık ve çevre katili olmakla suçlayan Başkan'a, Başbakan sert bir yanıt verdi;
- 'Ne yapmış bu Başkan İstanbul'a? Bir tane hizmetini sayabilir misiniz? Sayamazsınız. Çünkü yok.
E madem sen yapamıyorsun, yapanlara laf etme. İnsanda biraz utanma olacak. Maliye Bakanıma ve benim müfettişlerime emir verdim. Belediyenin hesaplarını didik-didik inceleyecekler. Kim cebini daha çok doldurmuş, anlayalım bakalım.
3-5 ağaç için laf ediyor. Ben senden 1000 kat daha fazla çevreciyim yahu. Ben çevrecinin daniskasıyım be, çapulcu-ayyaş-tencere tava hep aynı yalan hava' diye sözlerini bitirince, bütün Bakanlar tek ağızdan 'Sen bizim babamızsın, sen ne dersen o olur' diye slogan attılar.
- 'Ne yapmış bu Başkan İstanbul'a? Bir tane hizmetini sayabilir misiniz? Sayamazsınız. Çünkü yok.
E madem sen yapamıyorsun, yapanlara laf etme. İnsanda biraz utanma olacak. Maliye Bakanıma ve benim müfettişlerime emir verdim. Belediyenin hesaplarını didik-didik inceleyecekler. Kim cebini daha çok doldurmuş, anlayalım bakalım.
3-5 ağaç için laf ediyor. Ben senden 1000 kat daha fazla çevreciyim yahu. Ben çevrecinin daniskasıyım be, çapulcu-ayyaş-tencere tava hep aynı yalan hava' diye sözlerini bitirince, bütün Bakanlar tek ağızdan 'Sen bizim babamızsın, sen ne dersen o olur' diye slogan attılar.
Değerli Okurlar;
Amacımızın doğrucuyu bulup, yalancıyı ortaya çıkarmak olduğunu başta söylemiştik. Konuyu derinlemesine, enine-boyuna, altına-üstüne bakarak inceledik. Fakat iki kişiden de bir tane doğrucu çıkaramadık!
Kabahati eğitim sistemimize atıp konuyu kapatmaya ve aşağıdaki fıkrada olduğu gibi yanlış anlamalara sebep vermemek için Başbakan'ı,
'Konuşma Adabı ve Ahlak Kuralları' ile ilgili ders vermesi için bir aylığına İmam-Hatipten hocası Prof. Zekeriya Beyaz Hocaya teslim etmeye karar verdik.
Başbakan bir ay yok diye kimse sevinip eylem yapmaya-tencere tava çalmaya kalkmasın, yerine 'Ağlayan Kaşar-Kibar Bülent' tam yetkiyle bakacak, ona göre..
Amacımızın doğrucuyu bulup, yalancıyı ortaya çıkarmak olduğunu başta söylemiştik. Konuyu derinlemesine, enine-boyuna, altına-üstüne bakarak inceledik. Fakat iki kişiden de bir tane doğrucu çıkaramadık!
Kabahati eğitim sistemimize atıp konuyu kapatmaya ve aşağıdaki fıkrada olduğu gibi yanlış anlamalara sebep vermemek için Başbakan'ı,
'Konuşma Adabı ve Ahlak Kuralları' ile ilgili ders vermesi için bir aylığına İmam-Hatipten hocası Prof. Zekeriya Beyaz Hocaya teslim etmeye karar verdik.
Başbakan bir ay yok diye kimse sevinip eylem yapmaya-tencere tava çalmaya kalkmasın, yerine 'Ağlayan Kaşar-Kibar Bülent' tam yetkiyle bakacak, ona göre..
'Rahibin Kilise bahçesindeki kafesinden kıymetli bir kuşu kaybolur.
Ayinden sonra cemaatine sorar;
-Kimin kuşu var?
Bütün erkekler ayağa kalkar…
-Hayır, onu demedim kuşu gören var mı?
Bu kez bütün kadınlar ayağa kalkar…
Rahip kızmaya başlar;
-Hayır efendim, yani ben başkalarının kuşunu kim gördü demek istiyorum.
Kadınların yarıya yakını ayağa kalkar!..
Rahip çıldırmak üzeredir;
-Allah, Allah!.. Ne laf anlamaz insanlarsınız. Benim kuşumu gören var mı?
Bütün rahibeler ayağa kalkar…'
Ayinden sonra cemaatine sorar;
-Kimin kuşu var?
Bütün erkekler ayağa kalkar…
-Hayır, onu demedim kuşu gören var mı?
Bu kez bütün kadınlar ayağa kalkar…
Rahip kızmaya başlar;
-Hayır efendim, yani ben başkalarının kuşunu kim gördü demek istiyorum.
Kadınların yarıya yakını ayağa kalkar!..
Rahip çıldırmak üzeredir;
-Allah, Allah!.. Ne laf anlamaz insanlarsınız. Benim kuşumu gören var mı?
Bütün rahibeler ayağa kalkar…'
Çapulculuk yapıp, yanlış anlamayın. Yoksa kafanız kıyak mı sizin?