Osmanlıca'da bir söz vardır: 'Şüyuu vuukundan beter' diye. Kötü bir şeyin dedikodusunun, o şeyin gerçekleşmesinden daha kötü sonuçlar doğurduğunu anlatır bu deyiş. İşte bu söz, beyaz et sektöründe faaliyet gösteren sadece Ege'nin değil Türkiye'nin büyük bir kuruluşun içinde bulunduğu hali çok iyi özetliyor.
Özellikle 2000'li yıllarda zirveye çıkan, on binlerce kişiye direkt istihdam sağlayan, Ege'de ve civar bölgelerde binlerce küçük üreticiye sözleşmeli üretim yaptıran, milyonlarca dolarlık ihracat gerçekleştiren bu devin 'battı, batacak' söylentileri bir süredir sağır sultanın bile kulağına gitti. Önce en büyük ihracat pazarları Kuzey Irak ve Rusya'daki sıkıntılar, sonra aile arasındaki anlaşmazlık derken, çareyi yabancılara hisse satışında bulur firma... Maalesef bu ortaklık da en azından şimdilik gerçekleşmez. Firma uzun zamandır gazete ilanlarını kesti. İyice kendi kabuğuna çekildi. Ortaklar da kalkıp 'yıkılmadık, ayaktayız' diye bir açıklama bile yapmıyor. Bu da dedikoduları iyice artırıyor. Şimdi bu firma hakkında 'iflas erteleme isteyecek' iddiaları ayyuka çıktı. Malum iflas erteleme Türk sanayisinin yeni modası. Zor duruma düşen firma mahkemeye başvurup iflas erteleme aldığı zaman alacaklılar, alacaklarının üzerine bir bardak soğuk su içiyor. Bu işin tüccarları bile çıktı. 'Ver parayı, mahkemeden sana iflas erteleme çıkartalım' diye dolaşan avukatlar sürüsü var. Umarız Ege'nin bu çok değerli firması bir an önce düzlüğe çıkar da 'söylentilerin' binlerce kişiye ekmek sağlayan bir kuruluşu batırmasına izin verilmez.
TOBB'DA 'LAİKLİK' ÇATLAĞI!
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu arasındaki 'laiklik' tartışması, hemen unutulacak bir konuya benzemiyor. Hatırlatalım. Bu tartışma, daha doğrusu kavga, Kılıçdaroğlu'nun TOBB Genel Kurulu'nda çıkıp laiklik konusunda 'TÜSİAD kadar yürekli olamadınız' diyerek TOBB'a yüklenmesi, ardından Hisarcıklıoğlu'nun 'Türkiye'de beceremedi, TOBB'da boyunun ölçüsünü alır' şeklinde yanıt vermesiyle ortaya çıktı. Peşinen söyleyelim; Kılıçdaroğlu'nun TOBB'u eleştirme, Hisarcıklıoğlu'nun eleştirilere yanıt verme hakkı var. Ama TOBB Başkanı'nın bir parti başkanına 'gel karşıma' demeye hakkı yok. Hisarcıklıoğlu aynı yanıtı iktidar partisine verebilir miydi? Elbette veremezdi. Çünkü TOBB bırakın laikliği, Cumhuriyetin temel ilkelerini; inim inim inleyen üyelerinin sorunlarına bile sahip çıkmıyor. Bir zamanlar hükümeti 'yolsuzluk', 'ekonomik reformlar' gibi kavramlar üzerinden eleştiren Hisarcıklıoğlu'nun, son 4-5 yıldır hükümete küçük bir uyarıda dahi bulunduğunu duyan var mı?
Eğri oturup doğru konuşalım. TOBB'un üyelerine, oda başkanlarına 'laiklik mi İslami anayasa mı?' diye sorsak, ezici çoğunluk ikincisini tercih eder. Hisarcıklıoğlu bile moda kelime ile artık 'Eski Türkiye'ye ait. TOBB'un tabanı da tavanı da, ekseni kayan Türkiye ile beraber başka noktalara kayıyor.
Peki bu tartışmadan kim kazançlı çıktı? Elbette Kılıçdaroğlu. Bir kere TOBB Başkanı'nın 'partiler üstü bir kişi' algısı yerle bir oldu. İkincisi neredeyse her konuda hükümetin topyekün arkasında duran TOBB'da çatlaklar oluşuyor.'Laik' oda başkanları ve yöneticileri bu tartışmalardan son derece rahatsız. Bunların arasında TOBB Yönetimi'nde yer alan isimler de var. Bu başkanlar her ne kadar zoraki 'Rifat Başkan iç siyasete konu edilmesin' diye yazılı açıklamalar yapsalar da, TOBB'da yeni fay hatları oluştu bile. Fay hatlarının ne kadar derin olduğunu hep beraber 2017'deki oda seçimlerinde göreceğiz.