İş Dünyası

EBSO'da 'döviz kuru' eleştirisi: Rekabetçiliğimizi kaybediyoruz

EBSO Temmuz ayı meclis toplantısında konuşma yapan EBSO Meclis Başkan Yardımcısı Işın Yılmaz kendi sektörü olan iç giyim sanayi sektörü ile ilgili olarak, “İhracatçı bir sektör olarak sorunlarımız devam ediyor. Zorlu vize süreci bir yana, Dolar/TL kurunun seviyesinden kaynaklı birçok sektörde olduğu gibi biz de her geçen gün rekabetçiliğimizi kaybediyoruz” dedi.

Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Temmuz ayı meclis toplantısı EBSO Meclis Başkan Yardımcısı Işın Yılmaz başkanlığında düzenlendi. İzmir Ticaret Odası meclis salonunda yapılan toplantıya EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Ürün ve meclis üyesi sanayiciler katılım gösterdi.

Toplantıda gündem maddeleri görüşüldükten sonra komisyon birimleri, kendi sektörleri hakkında bilgilendirmede bulundu.

YILMAZ: HER GEÇEN GÜN REKABETÇİLİĞİMİZ KAYBEDİYORUZ
Konuşmasına kendi alanı olan iç giyim sanayi sektöründen yola çıkarak ekonomideki son durumdan bahsederek başlayan EBSO Meclis Başkan Yardımcısı Işın Yılmaz, 'İhracatçı bir sektör olarak sorunlarımız devam ediyor. Zorlu vize süreci bir yana, Dolar/TL kurunun seviyesinden kaynaklı birçok sektörde olduğu gibi biz de her geçen gün rekabetçiliğimizi kaybediyoruz. Müşteriyi kaybetmenin telafisi ise çok zor. Maliyeti her birinin üstünde. Tekrar geri kazanmak kolay olmayacaktır. Üretimdeki gelişmeleri gösteren İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi olan PMI verisi; Tekstil ürünleri sanayinde geçen yıl Haziran ayında 50.1 iken bu yılın Haziran ayında 44.1'e geriledi. Yani üretimdeki performansın giderek zayıfladığına işaret ediyor. Giyim ve Deri Ürünlerinde ise geçen yıl Haziran ayında 47.4 iken bu yılın Haziran ayında, önemli bir değişiklik göstermeyerek 48.2 düzeyinde gerçekleşti. Ege İhracatçı Birlikleri verilerine göre Tekstil ve hammaddeleri ihracatı geçen yılın Haziran ayına göre %31, Hazırgiyim ve konfeksiyon ürünleri %13 geriledi. TİM verisine göre ise Türkiye genelindeTekstil ve hammaddeleri %16, Hazırgiyim ve konfeksiyon ihracatı ortalama %28 azaldı. Bunun anlamı, özellikle de %100 ihracat yapan firmalarımız için üretim ve iş kaybıdır. Bu kayıplar, firmalarımızı fason üretime yönlendirmektedir. En büyük pazarımız Avrupa'daki durgunluk devam ederse, finansmana, girdilere ulaşmanın maliyetindeki artış kesilmezse, işimiz gerçekten kolay görünmüyor. Biliyorum ki, diğer sektörlerimizde de durum farklı değil. Allah yardımcımız olsun' ifadelerini kullandı.



'2024 YILINDA REKOR KIRILARAK 205 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ'
Kadın cinayetlerine dikkat çekerek sözlerine devam eden Yılmaz, 'Kadınlarımıza güvenli yaşam hakkı tanıyan 1 Temmuz 2021'de İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizden bu yana, her yılın ilk 6 ayında öldürülen kadın sayısına bakıldığında 2024 yılında rekor kırdı ve 205 kadın öldürüldü. Ve neredeyse kadınların yarısı evli olduğu erkekler tarafından öldürülüyor. Üstelik bunların içinde 16 kadın tedbir kararı aldırmasına rağmen öldürülüyor. Yani, adeta öldürülmelerine göz yumuluyor.Bunu anlamak da, anlatmak da çok zor' şeklinde konuştu.

'YAPILMAK İSTENİLEN ŞEY KATLİAMDIR'
Yılmaz, TBMM'de sahipsiz sokak hayvanlarına yönelik yasa tasarısı ile ilgili şunları söyledi:

'Kadınlarımızı vahşice öldüren, sokaktaki 2 ayaklı cani sorununu çözmüşüz gibi şimdi de odağımızı dört ayaklı dostlarımız olan sokak hayvanlarına çevirdik. Tarım ve Orman Bakanlığı ve Türk Veteriner Hekimleri Birliği'nin açıklamalarına göre, ülkemizde 4 milyon civarında sahipsiz köpek, toplam da 8-10 milyon arasında da sokak hayvanı bulunuyor. Kuduz ve saldırı riski gerekçe gösterilerek, sokak hayvanlarının yaşamlarına son vermeyi amaçlayan tasarı Meclis komisyonundan geçti. Kuşkusuz, bu noktaya gelmemizde dünden bugüne yetkililerin sorumsuzluğu açıktır. Şimdi bunun bedeli sokaktaki canlara ödetilmeye çalışılmaktadır. Yapılmak istenilen şey, bir katliamdır. Allahın verdiği canı ancak Allah alır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nca geçmişte hazırlanan bir cuma hutbesinde, 'En küçüğünden en büyüğüne kadar her hayvan, Allah'ın eseri olarak değerlidir ve O'nun tarafından insana emanet edilmiştir. İnsanoğlu, hayvanlara karşı insaflı, şefkatli ve merhametli olmakla mükelleftir.' Denilmiştir. Ancak, tasarı bugün inançlı olduğunu iddia edenler tarafından geçmektedir.
Birden fazla sayıda kedi ve köpek sahiplenmiş ve zamanında bir köpek tarafından ısırılmış,tedbiren de kuduz aşısı olmuş birisi olarak bu durumu büyütmüyorum ve diyorum ki; uyutulma kararı yanlıştır, geri çekilmelidir. Ve çok hızlı, düzgün bir planlama ile sponsor ve ilgili derneklerin desteği ile 'Kısırlaştır, aşılat ve yerinde yaşat' ilkesi benimsensin. Üretimi ve ticareti mutlaka yasaklansın. Yasağa uymayanlara ve sahiplendikten, sonra sokağa bırakanlara kesinlikle ağır cezalar getirilsin.

'SOKAK HAYVANLARI SORUNUNA AVRUPA ÖRNEĞİ'
Bizim 2024'te gündemimizi işgal eden sokak hayvanları sorununu, Avrupa ülkeleri daha ikinci dünya savaşından hemen sonra 1950'lerde çözmüş.Yürütülen kampanyalarla, ağır cezalarla, kısırlaştırma ve sahiplendirme ile sokaklarda kedi-köpek sayısının artması engellenmiş ve popülasyon kontrol altına alınmış. Örneğin,hayvanları sokağa terk etmenin cezası Almanya'da da Fransa'da da 3 yıla kadar hapis cezası ve binlerce Euro nakit ceza şeklinde yürütülüyor. Diğer yandan, Avrupa'nın Milano, Roma, Paris, ABD'nin New York şehrinde kedi yok ama fare sokakları basmış durumda.. Sokaktaki dostlarımızı öldürmeye değil, sahiplendirmeye özendirmeliyiz.'



'UCUZLAYAN İNSAN HAYATINDAN İHMALLER DİZİSİ'
Son olarak Yılmaz, kent gündeminde sıkça yer bulan orman yangınları ile elektrik faciasına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
'Yaz aylarıyla birlikte, tüm uyarılara rağmen yine insan kaynaklı orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz. İzmir'de de geçen haftalarda hemen her gün ayrı bir noktada, eş zamanlı olarak yangın çıktı. Maalesef ki; bu yangınlar hem ormanda yaşayan canları hem de vatandaşlarımızın hayatlarına mal oldu. Çeşme'deki yangından 3 vatandaşımızı, Bergama'daki yangında Bergama Orman İşletme Müdürü'nü kaybettik. Başımız sağ olsun. 'İklim değişikliği ile aşırı sıcaklar, aşırı yağmur artık olağan gündeme dönüştü. Her alanda planlamaların bu bilinçle yapılması gerekirken, Türkiye'nin 3. büyük şehrinde, İzmir'in merkezinde yağmurdan kaçıp elektrik akımına kapılan 2 genç insanı kaybettik. Ucuzlayan insan hayatından, sorumsuz yöneticiye, sorumsuz kurumlardan, beceriksiz idareye kadar ihmaller dizisi.Ve bunun İzmirimizde gerçekleşiyor olması..Dilerim, cezalar adil dağıtılır ve gereken dersler de alınır.'

Toplantının sonunda Yönetim Kurulu temmuz ayı faaliyet raporu sunumu izletildi.