Ha gayret az kaldı bazılarınız içeriden, bazılarınız dışarıdan el ele verdiniz delirteceksiniz Türkiyeli Başbakan'ı. Bir insanın üzerine bu kadar gelinmez ki. Biraz edep yahu!
Önce siz dışarıdakiler;
-Mahmut Ahmet Nejat karışımı İranlı.
-Esad mı-Esed mi olduğu belli olmayan Suriyeli.
-Talabani-Maliki-Haşimi-Barzani'den oluşan dörtlü Irak mezdeke oryantalleri.
-Türkiyeli delikanlıya ilk seçim yenilgisini tattıran Kıbrıslı 'Yes be annem' Talat.
(Kıbrıs'ta Seçsis-Bilgisayarlı seçim yok).
-Mahmud Abbas-İsmail Haniye-Halid Meşal'den oluşan üçlü Filistin askısı.
-Serj Sarkisyan denen dönek, İlham Aliyev isimli sinsi, Putin-Medvedev denen eşgüdümlü ikili.
-Bize önden 'Nişan' yapan ama sözünde durmayıp arkadan 'Düğün' yapmayan ve bizi Nuri Alço'nun koynundan çıkmış gibi ortada bırakan kötü kuruluş
Avrupa Birliği!
Allah hepinizi kahretsin emi? Henüz Başbakan olmadan, bu delikanlı sizleri teker-teker dolaşıp helallik ve temsil yetkisi istemedi mi?
Sizler; 'Yürü be koçum, arkandayız' demediniz mi? Dediniz, dediniz. Hiç inkar etmeyin. Ah benim milletim ah. Neler çekti bu fakir Türkiye'li sizler için!
Size güvenip Amerika'ya giden Türkiyeli delikanlı, peşin satan tüccar edasıyla Başkanın karşısında bacak-bacak üstüne atıp bakın neler söyledi;
*Başkan, artık rahat ol. Tarih boyunca başına dert olan Ortadoğu'yu düşünme. Orası bende. İranlı, Belediye Başkanlığından arkadaşım, sözümden çıkmaz. Onların nükleer silah işleri palavradır. Değil atom bombası patlatmak, sakız bile patlatamaz benden izinsiz, tamam mı?
*Esad, Esed ile kardeştir. Bak bunu kimse bilmez. Benim onlarla akrabalığım var. Ben ne dersem onu yapar. 'Suriye'yi bırak, al çoluk çocuğu gel İstanbul da yaşa' dedim mi, anında yanımda. Huzurlu ol.
*Filistin zaten benim. Ben onları paraya boğarım. Örtülü Ödeneğin örtüsünü bile satarım, yine de onları beslerim Başkanım.
*Ermenilere Abdullah'ı gönderirim. Karşılıklı bir maç yaptık mı, aramızda ne sınır kalır ne dargınlık!
*İlham Aliyev ile biz, bir ağacın güller açan iki dalı gibiyiz. O iktidarı babasından devraldı, ben de kızıma bırakacağım.
*Bu Rusları tam çözemedim. Biri iniyor, diğeri çıkıyor. Yapışık ikizler gibiler. Ama ben onları bağlarım. Sen kafaya takma.
*AB'ye 'bizi alırsanız alın yoksa Ankara da kriter yaparım' dedim mi, yelkenleri hemen indirirler.
Türkiyeli delikanlım sizlere güvenip bunları söyledi ve ABD Başkanının aklını aldı. Ama sizler ne yaptınız?
-İranlı, bizim delikanlıyı Tahran'da tam bir gün bekletti. Konya'ya gelecem dedi, gelmedi. Patriotlar, savaş sebebidir diye açıklama yaptı ve küstü.
-Esad, aramızdaki 'Aile Hukukuna' rağmen direndi ve Türkiye'li delikanlının can düşmanı oldu.
-Filistinliler parayı bizimkinden aldılar, yetkiyi Mısır'lı Firavuna verdiler.
-Ermeniler, Türk Bayrağını yere serip, çiğnediler.
-Aliyev, durduk yerde doğalgaza zam yaptı. Ruslar, Esad'ın yanına geçti,
AB ise kapıyı yüzümüze kapadı.
Bu durumda, bizim Türkiye'li delikanlı göbek saplaması kırılmış eski BMC kamyon gibi burnundan soluyarak 'pısst-pısst' diye dolaşmaya başladı.
Sinirler tel-tel oldu, el-ayak titremeye, önüne gelene küfür etmeye başladı!
Ya siz içerdekiler;
Sizleri ne yapmalı? Tutturmuşunuz bir 'Kuvvetler Ayrılığı Prensibi' ,
işiniz gücünüz engel çıkarmak.
Türkiye'li delikanlı, Deniz Feneri soyguncularını yakalamak ister, hoop yargı elinden tutar.
Yatırım yapıp, gençlere iş olanağı yaratmak ister, yasama eteğinden çeker.
İnsanların suçsuz yere hapiste çürümelerini engelleyecek yasal düzenlemeleri yapmak ister, yürütme karşı çıkar.
Seçilmiş ama hapisteki milletvekillerini TBMM'ye getirmek ister, muhalefet karşı çıkar!
Demokrasinin standartlarını yükseltmek, özgürlükleri arttırmak ister, bürokrasi çelme takar. Buna can mı dayanır?
İçerdeki ve dışarıdakiler, ayağınızı denk alın. Böyle yapmaya devam ederseniz, Türkiyeli delikanlıyı delirteceksiniz. Zaten durumu iyi değil. İnadı bırakın ve delikanlıyı 'tam yetkiyle' Başkan yapın. O, ne isterse yapsın. Bizler sadece evet diyelim. Allah Türkiyeli delikanlı gibi bir yöneticiyi önce ABD'nin sonra da
Suudi Arabistan'ın başına versin. Âmin.