Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye için 'Şerefsizlerin Memleketi' diyen
PKK Narko-Terör örgütünün sözcüsü Ahmet Kaya adlı Kürtçüye, 'Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü' verdi!
PKK Narko-Terör örgütünün sözcüsü Ahmet Kaya adlı Kürtçüye, 'Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü' verdi!
Başbakan Erdoğan, 'AKP'yi anlayabilmek Ahmet Kaya'dan geçer, yüreğinde Ahmet Kaya'nıngurbette ölümünü hissetmeyenler bizi anlayamazlar' dedi!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan'ı dinlerken yine gözyaşlarını tutamadı!
Hangi makamda olursa olsun, ister Cumhurbaşkanı ister dağdaki çoban, herkesin etnik kökeni- kimliği kutsaldır ve kimseyi ilgilendirmez. Bu, insan olmanın ve bir arada yaşamanın olmazsa-olmaz kuralıdır. Fakat çok önemli bir kural daha vardır ki, onun ihlali beraberinde kargaşayı ve yıkımı getirir.
O kural şudur;
Devleti yönetenler kendi etnik kökenlerini öne çıkartıp, diğer kimlikleri aşağılayarak ülkeyi yönetemezler. Eğer böyle yaparlarsa hem parçalanmaya çanak tutmuş olurlar, hem de Yüce Divanlık suç işlemiş olurlar.
O kural şudur;
Devleti yönetenler kendi etnik kökenlerini öne çıkartıp, diğer kimlikleri aşağılayarak ülkeyi yönetemezler. Eğer böyle yaparlarsa hem parçalanmaya çanak tutmuş olurlar, hem de Yüce Divanlık suç işlemiş olurlar.
AKP'yi kuran ve 12 yıldır Türkiye'nin tepesindeki koltuklarda oturan Gül-Erdoğan- Arınç, üçlüsünün,üçü de Türk kökenli değildirler.
Gül'ün ailesinin 1915 yılında Ermeni tehciri sırasında Siirt'ten Kayseri'ye göç ettiği, Erdoğan'ın Türk olmadığı- Gürcü olduğunu bizzat kendisinin söylediği, Arınç'ın Manisa'ya göç etmiş bir Kürt Ailenin ve Derviş Memed'in torunu olduğu hem kitaplarda, hem de günlük makalelerde defalarca yazıldı-söylendi.
Kendileri de bu konuda ne itiraz ettiler, ne de Türk Milletine bir açıklama yaptılar.
Gül'ün ailesinin 1915 yılında Ermeni tehciri sırasında Siirt'ten Kayseri'ye göç ettiği, Erdoğan'ın Türk olmadığı- Gürcü olduğunu bizzat kendisinin söylediği, Arınç'ın Manisa'ya göç etmiş bir Kürt Ailenin ve Derviş Memed'in torunu olduğu hem kitaplarda, hem de günlük makalelerde defalarca yazıldı-söylendi.
Kendileri de bu konuda ne itiraz ettiler, ne de Türk Milletine bir açıklama yaptılar.
Bu üç kişinin kimlikleri-etnik kökenleri diğerleri gibi, bizce saygıdeğerdir. Görevlerine yansıtmadıkları sürece, etnik kökenleri sebebiyle Türk Milletine-Türklüğe-Atatürk'e hakaret etmedikleri sürece, onları dikkatle izleriz. Ama Melih Aşık'ın 3 Kasım Pazar günkü köşesinde yazdığı 'Rumbeyoğlu Bey' örneğinde olduğu gibi davranırlarsa, sonları onun gibi olur.
Rumbeyoğlu Fahrettin Bey, 1920 yılında İstanbul'un işgali sürerken Damat Ferit Hükümetinde Milli Eğitim Bakanlığına getirilir. İlk işi okuma kitaplarından
'Türk' sözünü çıkarmak olur.
Yahya Kemal; 'Adına bak, hem Rum hem Beyoğlu, ne beklersin bu adamdan' demiştir. Tıpkı; 'Demedim mi ben size, olmaz şaptan şeker/ cinsini sevdiğim,
cinsine çeker' tekerlemesinde olduğu gibi.
Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanınca Atatürk, bu sepeti sürgün ettirmiştir.
'Türk' sözünü çıkarmak olur.
Yahya Kemal; 'Adına bak, hem Rum hem Beyoğlu, ne beklersin bu adamdan' demiştir. Tıpkı; 'Demedim mi ben size, olmaz şaptan şeker/ cinsini sevdiğim,
cinsine çeker' tekerlemesinde olduğu gibi.
Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanınca Atatürk, bu sepeti sürgün ettirmiştir.
Şimdi gelelim yukarıdakilerin etnik kökenlerini görevlerine yansıtıp-yansıtmadıklarına;
Sayın Gül; Siz Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanısınız. Tüm Türk Milletinin Cumhurbaşkanısınız. En başta siz herkesin etnik kökenine saygılı olmak zorundasınız.
Sizin, Türk Bayrağının paspas olarak kullanıldığı Ermenistan'a güle oynaya gittiğinizi, Bursa'daki Milli maçta Türk ve Azerbaycan Bayraklarını yasaklattığınızı ibretle izlemiştik. Şimdi de, önderi Ermeni olan PKK Narko-Terör örgütünün bir militanına, Türkiye'ye 'Şerefsizlerin Memleketi' deme cüretini gösteren birine 'Cumhurbaşkanlığı Büyük Ödülü' vermenizi ibret ve hayretle izliyoruz.
Sayın Gül, oturduğunuz makam Büyük Atatürk'ün makamıdır. Babanızın demirci dükkanındaki makamı değildir. Çok yakında oradan kalkacaksınız.
Siz, 54 bin insanımızın ölümüne sebep olmuş, gelecek nesillerimizin hakkı olan ekonomik kaynaklarımızı çalmış kanlı terör örgütünün savunucusuna, bu aziz millete en büyük hakareti etmiş birine, Türk Milletinin büyük bir kısmının yüreklerini kanatmak pahasına ödül veremezsiniz.
'Güzel şeyler olacak' dediniz 'Habur'da eşkıyayı Devlete ağırlattınız, adı ancak kanunla değiştirilebilecek 'Güroymak' ilçemize 'Norşin' dediniz suç işlediniz, 'Ne Mutlu Türküm Diyene' ilkemizi her yere yazmak 'ilkelliktir' dediniz kaldırttınız veTürk Milletinin özüne hakaret ettiniz, şimdi deTürk Milletine en büyük hakareti yapan birine, 'Büyük Ödül' veriyorsunuz, veremezsiniz.
Verdiğinizi zannediyorsunuz ama bizzat sizin Türk Milletinden
'En Büyük Beddua' ödülünü aldığınızın farkında değilsiniz.Bu güne kadar
Türk Milletinin ahını-bedduasını alan kimse iflah olmamıştır.
Sayın Gül; Siz Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanısınız. Tüm Türk Milletinin Cumhurbaşkanısınız. En başta siz herkesin etnik kökenine saygılı olmak zorundasınız.
Sizin, Türk Bayrağının paspas olarak kullanıldığı Ermenistan'a güle oynaya gittiğinizi, Bursa'daki Milli maçta Türk ve Azerbaycan Bayraklarını yasaklattığınızı ibretle izlemiştik. Şimdi de, önderi Ermeni olan PKK Narko-Terör örgütünün bir militanına, Türkiye'ye 'Şerefsizlerin Memleketi' deme cüretini gösteren birine 'Cumhurbaşkanlığı Büyük Ödülü' vermenizi ibret ve hayretle izliyoruz.
Sayın Gül, oturduğunuz makam Büyük Atatürk'ün makamıdır. Babanızın demirci dükkanındaki makamı değildir. Çok yakında oradan kalkacaksınız.
Siz, 54 bin insanımızın ölümüne sebep olmuş, gelecek nesillerimizin hakkı olan ekonomik kaynaklarımızı çalmış kanlı terör örgütünün savunucusuna, bu aziz millete en büyük hakareti etmiş birine, Türk Milletinin büyük bir kısmının yüreklerini kanatmak pahasına ödül veremezsiniz.
'Güzel şeyler olacak' dediniz 'Habur'da eşkıyayı Devlete ağırlattınız, adı ancak kanunla değiştirilebilecek 'Güroymak' ilçemize 'Norşin' dediniz suç işlediniz, 'Ne Mutlu Türküm Diyene' ilkemizi her yere yazmak 'ilkelliktir' dediniz kaldırttınız veTürk Milletinin özüne hakaret ettiniz, şimdi deTürk Milletine en büyük hakareti yapan birine, 'Büyük Ödül' veriyorsunuz, veremezsiniz.
Verdiğinizi zannediyorsunuz ama bizzat sizin Türk Milletinden
'En Büyük Beddua' ödülünü aldığınızın farkında değilsiniz.Bu güne kadar
Türk Milletinin ahını-bedduasını alan kimse iflah olmamıştır.
Sayın Erdoğan;
'Ahmet Kaya'yı anlamayan bizi anlayamaz' diyorsunuz. Türk Milleti hem Ahmet Kaya'yı hem de sizi 12 senenin sonunda çok iyi anladı. Sizin ağzınızdan bir kez olsun 'Türk Milleti' kelimesini duymadık. Kendiniz Türk olmadığınızı söylüyorsunuz. İyi de siz nesiniz? Hangi Milletin Başbakanısınız? Türk Milletinin Başbakanı değil misiniz? Türk demek, Türk Milleti demek çok mu zor geliyor?
AKP'yi Ahmet Kaya ile özdeşleştirdiğinize göre, siz ne zaman Türk Milleti için 'Şerefsizlerin Memleketi' diyeceksiniz? Her zaman cesur olmakla-delikanlı olmakla övünürsünüz, herkese hava atarsınız. Mademki delikanlısınız, çıkın televizyonlara ve 'Ben de Ahmet Kaya gibi düşünüyorum' deyin.
Ama diyemezsiniz, bu yürekliliği gösteremezsiniz. Çünkü siz Türk Milletinden korkuyorsunuz.
Dediğiniz gibi siz Türk değilsiniz, Türk Milletinden de değilsiniz. İyi ki değilsiniz…
'Ahmet Kaya'yı anlamayan bizi anlayamaz' diyorsunuz. Türk Milleti hem Ahmet Kaya'yı hem de sizi 12 senenin sonunda çok iyi anladı. Sizin ağzınızdan bir kez olsun 'Türk Milleti' kelimesini duymadık. Kendiniz Türk olmadığınızı söylüyorsunuz. İyi de siz nesiniz? Hangi Milletin Başbakanısınız? Türk Milletinin Başbakanı değil misiniz? Türk demek, Türk Milleti demek çok mu zor geliyor?
AKP'yi Ahmet Kaya ile özdeşleştirdiğinize göre, siz ne zaman Türk Milleti için 'Şerefsizlerin Memleketi' diyeceksiniz? Her zaman cesur olmakla-delikanlı olmakla övünürsünüz, herkese hava atarsınız. Mademki delikanlısınız, çıkın televizyonlara ve 'Ben de Ahmet Kaya gibi düşünüyorum' deyin.
Ama diyemezsiniz, bu yürekliliği gösteremezsiniz. Çünkü siz Türk Milletinden korkuyorsunuz.
Dediğiniz gibi siz Türk değilsiniz, Türk Milletinden de değilsiniz. İyi ki değilsiniz…
Ağlayan Kaşar'a yer kalmadı. Ona da başka bir yazıda yanıt veririz.
Ne Mutlu Türküm, Atatürkçüyüm Diyene…