Politika

'2026'da tek haneli enflasyona ulaşacağız'

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "2025 yılında orta termin programımızdaki hedefimiz yüzde 15 civarında bir enflasyon. 2026'ya geldiğimizde ise tek haneli enflasyonlara yeniden ulaşacağız. Bunun planını, programı, politika setini oluşturmuş durumdayız. Kararlı bir şekilde de bunu hayata geçiriyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kocaeli'ye bir dizi ziyaretinde bulunmak üzere geldi. Yılmaz'a ziyaretlerinde Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ve milletvekilleri grubu yaptı. Cuma namazını İzmit Mehmet Ali Paşa Camisi'nde kıldıktan sonra burada halkla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti. Kocaeli Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kocaeli İş Dünyası Buluşması'na katılan başkan yardımcısı Yılmaz, burada iş insanları ile bir araya geldi.

'BÜYÜME VE TİCARET AÇISINDAN DÜNYA TARİHSEL ORTALAMALARIN ALTINDA'
Programda iş insanlara seslenen Yılmaz, 'Son 3-4 yıllık büyüme ve ticaret açısından dünya ülkeleri ortalamaları altında. Önce pandemi, sonra pandemi sonrası toparlanma geniş, bunun yol açtığı enflasyon, enflasyona karşı ülkelerin ortaya koyduğu sıkı para politikaları ve bütün bunlar büyümeyi, daraltmış Bu durumda.Bir ülkede da dünyada bir rekabet var.Doğu ile batı arasında malum.O rekabetin getirdiği yeni korumacılık koşulları var.Bunların getirdiği dağıtım daraltıcı etkiler söz konusu.Bir diğer yandan maalesef savaşlar, devam edecek.Ukrayna-Rusya savaşı bu şekilde bütün dünyada, Diğer taraftan Körfez'de hepimizin içini yakan manzaralar, özellikle Gazze'de yaşananlar, bu da doğal ki olumsuz gelişmeler olarak karşımızda duruyor. Bunlara ilave olarak Türkiye içinde bir gelişen olarak da geçen yıl Tarihimizin en büyük afetini yaşadık.En büyük depremini yaşadık.Onun yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Bazen çabuk unutuyoruz maalesef. Daha 1 sene oldu. Üzerinden 1 yıl geçti. Acil müdahaleler yapıldı, bitti. Ama henüz depremin yaraları tam anlamıyla sarılmış değiliz. Kalıcı bir şekilde düzenleyiciyi sağlamak belli bir zaman alıyor. Kalıcı konutlar inşa ediyoruz, altyapıyı rehabilite ediyoruz, genel anlamda ekonomik ve sosyal hayatı canlandırmaya çalışıyoruz. Bu üç kredi altında kalmayı sürdürüyoruz. Geçen yıl ve bu yıl yoğun bir mesai bitmiyor. Gelecek harfler umarım bundan sonra yavaş yavaş yüklenerek, hafifleyerek devam edecek' dedi.

'2026'YA GELDİĞİMİZDE TEK HANELİ ENFLASYONLARA YENİDEN ULAŞACAĞIZ'
Enflasyonla mücadele konusunda yol haritasının belirlendiğini söyleyen Yılmaz, şunları söyledi:

'Enflasyonla ilgili olarak kararlı bir şekilde mücadelemizi başlatmış durumdayız. Politikalarımızı güncellemiş durumdayız. Bir genel para politikasıyla, diğer dünyadaki maliye politikasıyla ve istikrarlı reformlarla, 3 sütunlu bir politikayla enflasyonla mücadele ediyoruz. Ancak şunu da açık yüreklilikle söylememiz gerekiyor. Tüm dünyada enflasyonla mücadele, belli bir zaman alan bir mücadeledir. Bu bize özgü bir şey değil. Enflasyon, belli bir şekilde ortaya çıkmış enflasyonu düşüren bir süreç meselesidir. Belli bir zaman, kararlı bir şekilde mücadele edilmesi gereken bir hadisedir. Biz de bunu hemen hükümet kurduktan sonra, yeni mayıs seçimlerinden sonra bu mücadeleye başladık. Geldiğimiz noktada aylık bazda dosyalar açılmaya başladı. Ocak, Şubat'ta sadece bu yılın bir miktarlarımızın üstünde oldu. Nitekim Merkez Bankamız hemen bu konuda bir rol aldı. Sıkılaştırıcı bir araya getirildi. Yeniden patikamıza geri ödeme miktarını hemen devreye soktunuz. Beklentimiz şu, mayıs aralıklarının ardından Haziran ayının enflasyonunun çıkmasıyla birlikte bir tükenmenin devam etmesi hep birlikte. Yıllık bazda duraklama. Aylık ivme kaybı daha halihazırda olacak, ama yıllık düşüş Haziran, Temmuz gibi gerçekleşmiş olacak. Belirgin bir yılın ikinci yarısında çalıştırın. Dezenflasyon süreci başlıyor. 2025 yılında orta vadeli programımızdaki hedefimiz yüzde 15 civarında bir enflasyondur. 2026'ya geldiğimizde ise tek haneli enflasyonlara yeniden ulaşacağız. Bunu da laf olsun diye söylüyoruz. Bunun planını, programını, politika setini oluşturmuş durumdayız. Kararlı bir şekilde de bunu hayata geçiriyoruz. Hep birlikte sınırlıdır'

'CARİ AÇIĞIMIZDA NEREDEYSE YARI YARIYA BİR DÜŞÜŞ OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİM'
Finans sektöründeki iyi yönlü gidişe dikkat çeken Yılmaz, 'Geçtiğimiz yıl olumlu bir gelişme olarak, araba operasyonlarındaki açıklıklarımız da ciddi bir düşüş var. Geçen yıl boyunca, mayıs döneminde, 60 milyar yolda kalana kadar tükenmiş cari açık. Son dönemde ciddi bir yavaşlama ölüme girdi. Yıl sonunu 45 milyar dolarla kapandı. Geçen yıl ortalarıyla mukayese edilirse cari açığında neredeyse yarı yarıya bir düşüş olduğunu gösterir.Dolayısıyla Türkiye'nin döviz piyasası da azalmış durumda.Bir yılda da yeni koşullar altında dış güça erişimde çok daha kolay bir döneme girdiğimizi ifade edebilir.CDS dediğimiz ülke riskin düşer Hem özel sektör hem de kamu sektörü döviz kaynaklarına, finans kaynaklarına erişim de oldukça kolaylaştırılmış durumdadır. Bankacılık sistemimiz borçlarını çok rahat bir şekilde yenileyebiliyor. Dövize erişimde bir sorunumuz yok. Döviz ihtiyaçları da azalmış durumda. Temellerimiz bu anlamda sağlamdır. Buna son dönemde oluşturulmaya çalışılmasına rağmen spekülatif bir hava var. Buna da hiç kimsenin prim vermemesi gerekir. Rakamlar ortada. Burada hiçbir şekilde yok. Cari işlemlerde iyi yapılabilir. Turizm ve hizmet gelirlerimiz geçen yıl gayet iyi gerçekleşti. 100 milyar dolar civarında hizmet gelirimiz oldu. Bunun için turizmde 54 milyar doları aşan bir gelirimiz oldu. Bu da bizim için çok değerli. Bu yıl 60 milyon turist, 60 milyar dolarlık turizm geliri diyoruz. Umarım buna da ulaşırız. Dış ticarete baktığınızda, ihracatımız 256 milyar dolar oldu geçen yıl. Bu yılda iyi başladık. Şubat dönemi yıllıklandırılmış 12 gelir çıktımız 259 milyara yaklaştı. ürünlerimizde çıktı almayı da iyi yapabiliriz. Gayet olumlu bir seyir durumu. İşgücü piyasalarında, istihdamda geçen yıl iyi kapatıldı. Son Ocak rakamlarını TÜİK en son açıkladı. 32 milyon 220 bin kişilik istihdama ulaşmış durumdayız. Bu tarihimizin en yüksek seviyelerinde. İstihdam oranı dediğimiz, yani kadınların çalışmalarını tamamladıki nüfusa oranı yüzde 49'a ulaştı. Yine tarihimizin en yüksek istihdam rakamına ulaşılmıştı. Geçen yılın henüz yıllık bazda işsizlik oranı çıkmış değil. Ama aylık bazdaki rakamlardan geçen yıl tek haneli bir işsizlik ile kapattığımızı yazdı. Özellikle son dönemde kadın istihdamında, genç istihdamında hızlı artışlar görülüyor. Bunlar da iş gücü piyasalarımıza güç veriyor' dedi.

'DEPREM HARCAMASI HARİÇ BÜTÇE AÇIĞININ MİLLİ GELİRE ORANI SADECE YÜZDE 1,6 CİVARINDA'
Kredi derecelendirme ülkelerinin Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelerinde olumlu yönde gelişmeler ve adımlar olduğunu vurgulayan Yılmaz, 'Bankacılık sistemimiz sağlam, sermaye yapısı güçlü, takipteki alacak tutarları oldukça düşük. Buralarda gerçekten sağlam bir yapıya sahip, değiştirilebilmektedir. Bütün bunların kredi dağılımı risk birimimiz CDS'de bir düşüş ve son dönemleri izliyorsunuz, kredi derecelendirme sistemlerinin da Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelerinde olumlu yön gelişmeleri, adımlar var. En son Fitch bir kademe yükseltti ve görünümünde pozitife dönüştü. Ancak gelecekte bu kredi artışlarının devam edeceği görülüyor. Kur depolarında ciddi bi azalma sağlandı. Geçen yıl Ağustos ayının en yüksek oranları çıktı. 3,4 kurallı TL civarındaydı. Geldiğimiz noktada 2,3 spor TL'ye kadar gerilemiş durumda. Yani 1,1 rutini gerileme, dolayısıyla olumlu yönde bir gelişme söz konusu. Bütçe, mali dönemlerin gidişatı ne olursa olsun depremin etkisine rağmen bütçe açığını oldukça iyi bir şekilde bütünleştirdiğimizi rahatlıkla ifade edebileceğimiz Geçen yıl mayıs boyunca ilk hükümet kurduğumuzda bazı ekonomistler bütçe açığı yüzde 10'u gidiyor diyorlardı. Deprem var, EYT var, ücret artışları var, başka harcamalar var. Dolayısıyla bütçe açığı kontrolünden gelecek gibi yorumlar yapıyorlardı. Çeşitli eğitimlerde bulunduk. Bütçemizi iyi yönettik gerçekten ve geldiğimiz noktada, yılsonunda bütçe açığımızın milli gelir oranı yüzde 5 buçuk olarak gerçekleşti. Orta vadeli programda 6,4 olacağı söylendi. Gerçekleşme ondan da iyi oldu. Yüzde 5,2 oldu. Bu 5,2'nin, 3,6-3,7'nin deprem harcaması. Deprem harcamaları artarz zaman, bütçe açığımızın deprem harcamaları hariç bütçe açığının milli gelir oranı sadece yüzde 1,6 civarında. Yani bilinen AB kriterleri yüzde 3'tür. Onun oldukça düşük bir bütçe açığıyla geçen yılı kapatılmıştı. Bu da gerçekten sevindirici. Bölgenin bütün yüklere rağmen sağlam bir şekilde yoluna devam ettiği gösteriliyor. Bu yıl bütçemizde yine depremin yükü ağırlıklı. Sadece merkezi idarede 1 rutinden fazla kaynak ayırmış durumdayız. Tam olarak mevcutsa 1 adet 28 milyar lira depremle ilgili harcamamız var merkezi yönetim bütçemizde. Buna rağmen bütçe açığını aynı seviyede ve disiplinli bir şekilde sürdürüyoruz. İnşallah gelecekte daha güçlü bir şekilde yolumuza devam ediyoruz' şeklinde konuştu. (DHA)