İZMİR - İzmir'de takım elbise imalatı yapan bir tekstil firmasının eski ortağı Turgut İşgören'in (60) hayatı, oğlu İbrahim İşgören'in (33) 2001'de geçirdiği trafik kazası ile yatağa mahkum olmasıyla altüst oldu. Hafızası silinen İbrahim İşgören'i, eşi Burcu İşgören terk etti.
Sabah Egeli’den Ceyhan Torlak’ın haberinde, tüm servetini oğluna harcayan acılı baba şirket hisselerini, evini ve arabasını sattı. Sıkıntıdan akciğer kanseri olan eşi Hürmüz İşgören'i de 2003 yılında yitiren Turgut İşgören, 3 aydır kirasını ödeyemiyor.
İşgören, "Bir trafik kazası hayatımı altüst etti. Kazadan bir süre sonra 13 aylık gelinim, oğlumdan ayrıldı. Eşim oğlumun üzüntüsüne dayanamayıp kanserden öldü. Oğlumla ilgilenebilmek için ortağı olduğum tekstil firmasından ayrılmak zorunda kaldım. Onu yaşatabilmek için elimdeki avcumdaki her şeyi harcadım. Tüm servetim bitti. 3 aydır
kiramı ödeyemiyorum" dedi.
İŞ KAZASI NEDEN OLDU
Takım elbise imal eden bir tekstil firmasının ortağı işadamı babası Turgut İşgören ile birlikte çalışan İbrahim İşgören, babasının ortağıyla anlaşamayınca ayrıldı. Başka bir tekstil firmasında pazarlama görevlisi olarak çalışan İbrahim İşgören, Aralık 2001'de Ankara'da rahatsızlandı, şirketinden bir eleman göndermesini istedi. İzmir'den otobüsle Ankara'ya gelen Taylan Balman, İşgören'i alarak İzmir'e doğru dönüşe geçti. 14 Aralık 2001'de, saat 19.30 sıralarında Eskişehir-Bursa Karayolu'nda buzlanmadan dolayı kontrolden çıkan otomobil, yol kenarındaki ağaca çarptı. Sürücü Balman hayatını kaybederken, sağ koltukta uyuyan ve kazayı yara almadan atladan İşgören'in dili, korkuyla nefes borusuna kaçtı. İşgören, oksijen yetersizliğinden beyin travması geçirdi. Sağlık ekipleri bunun farkında olmadan İşgören'i Eskişehir SSK Hastanesi Acil Servisi'ne kaldırdı. Öldü sanılan İşgören'in dili, kazadan 45 dakika sonra nefes borusundan çıkarıldı. Kazadan 14 saat sonra haberdar olup Eskişehir'e
giden baba Turgut İşgören, oğlunu İstanbul'daki İnternational Hospital'a, özel uçakla götürdü. 14 gün İstanbul'da tedavi gören İşgören, İzmir'deki Şifa Hastanesi'ne getirildi. İki hafta sonra genç doktorların, "Uyanması için bekleyeceğiz" demesi üzerine Ege Üniversitesi Anestezi Yoğun Bakım Ünitesi'ne sevk edildi.
KARISI TERK ETTİ
İbrahim İşgören, kazadan 4.5 ay sonra gözlerini açarken, 13 aylık karısı Burcu İşgören tarafından terk edildi. Vücudu tamamen felçli olan, sadece gözlerini ve kaşlarını oynatabilen İşgören'in 92 kilodan 45 kiloya düşmesi üzerine, baba Turgut İşgören oğluna evde bakmaya
karar verdi. Oğlunun yatalak kalmasına üzülen anne Hürmüz Şengören de
akciğer kanserine yakalanarak 2003'te öldü. Umudunu kaybetmeyen İşgören, tüm servetini oğlunun tedavisine harcadı; şirket hisselerini, evini ve arabasını satıp tüm parasını oğlunun bakım masraflarına harcadı.
'BEN BİTTİM'
Özel bir mamayla beslenen oğlunun aylık masrafının 3 bin 500 - 4 bin lira olduğunu söyleyen baba İşgören, içini Egeli Sabah'a döktü. Maddi ve manevi çok zor durumda olduğunu belirten İşgören, "Ben bittim" dedi. Yaşadığı talihsiz olaylar nedeniyle gözleri dolan acılı baba,
"Bir trafik kazası hayatımı altüst etti. Kazadan bir süre sonra gelinim oğlumdan ayrıldı. Eşim üzüntüye dayanamayıp kanserden öldü. Oğlumla ilgilenebilmek için ortağı olduğum tekstil firmasından ayrılmak zorunda kaldım. Onu yaşatabilmek için elimdeki, avcumdaki her
şeyi harcadım. Tüm servetim bitti. 3 aydır kiramı ödeyemiyorum" dedi.
10 yıldır sonuç yok
Turgut İşgören'in avukatı İbrahim Bahçıvanlar, "2002'de açtığımız davada mahkeme, olayın iş kazası olduğunu tespit etti. 2006'da 150 bin liralık tazminat davası açtık. Dava 9 Haziran 2010'da sonuçlandı ve mahkeme 80 bin liralık tazminata karar verdi. 8 Mart 2011'de ise Yargıtay kararı bozdu ve yeniden bilirkişi raporu istedi. Son raporda ise bilirkişi işvereni kusursuz buldu. Konuyu iş güvenliği açısından değerlendirmediğini düşündüğümüz son bilirkişi raporuna itiraz edeceğiz. Olaya sadece trafik kazası gözüyle bakılmış" dedi.
"Her Şey Çok Güzel Olacak"tı...
Baba Turgut İşgören, başrollerinde Cem Yılmaz ile Mazhar Alanson'un olduğu "Her Şey Çok Güzel Olacak" adlı filmen bar sahnesinde oğlunun figüran olarak rol aldığını, o dönemde tekstilciliğin yanı sıra mankenlik de yaptığını belirtti. (Egeli Sabah – Ceyhan Torlak)