EGEDESONSÖZ – İzmir’in Gaziemir ilçesinde yer alan kurşun fabrikasının rakyoaktif atıkları kentte gündem olmaya devam ediyor.
‘İzmir’in Çernobil’i olarak adlandırılan istif alanında 2014 yılında başlayan bertaraf süreciyle ilgili yargı süreci Mayıs ayında sonlanırken, davacı sivil inisiyatiften önemli bir çağrı geldi.
Temizleme çalışmaları için İzmir Valiliği tarafından verilen, "Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gerekli değildir" kararıyla ilgili, İzmir 2. İdare Mahkemesi yürütmenin durdurulması kararını verdi. Aynı mahkeme Mayıs ayında aldığı kararla ‘ÇED gerekli değildir’ kararını iptal etmişti.
Davacı Aydın Mahallesi sakinler, Yeşiller ve Sol Partisi ve EGEÇEP cephesi kararın üzerinden 2 ay geçilmesine rağmen adım atılmamasına isyan etti.
Yapılan yazılı açıklamada, bakanlık, valilik ve TAEK ÇED süreci için bir an evvel harekete geçmesi istendi.
İŞTE O AÇIKLAMA
İzmir'in merkez ilçeleri Gaziemir/Karabağlar'daki nükleer atıkları sağır sultan duydu, ama bu atıkların ticaretini, depolanmasını engellemesi gereken, atık bölgesindeki insanların sağlıklı yaşamasını sağlamakla yükümlü olan kamu idareleri, kamu görevlileri duymazdan, bilmezden geliyor.
Kurşun Fabrikası atıkları içende radyoaktif atıklar 2007 yılında Türkiye Atom Enerji Kurumu (TAEK) tarafından resmen tespit edildiği halde, çevresinde yoğun yerleşimin okulun yer aldığı fabrika sahası halen radyoaktif ve tehlikeli atıklarla dolu.
Ortada duran hakikat; Türkiye'nin üçüncü büyük kenti olan İzmir'in göbeğinde nükleer santral atıkları var ve İzmirliler'in sağlığı için tehlike saçmaya devam ediyor. TAEK de İzmir Valiliği de buradaki nükleer ve tehlikeli atıkların miktarı ve ne kadar tehlikeli olduğunu biliyor ama sorunu çözmüyorlar. Diğer yandan atıkların nereden hangi yollarla getirildiği, yasadışı nükleer atık ticaretinden kimlerin sorumlu olduğu halen açıklanmadı. Şirket yetkilileri hakkında açılan davada beraat kararı verildi, kamu görevlileri hakkında dava dahi açılmadı, ortada suç var ama suçlu yok!
2014 yılı yaz aylarında "atıkları ayrıştırıp temizliyoruz" dediler, konunun uzmanları "öyle temizleme olmaz, kaş yapacağız derken göz çıkartıyorsunuz" diye uyardılar ama dinleyen olmadı. Daha sonra ortaya çıktı ki nükleer atıkların ayrıştırılması ve bertarafı için "ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR" kararı verilerek, çevresel etki değerlendirmesi dahi yapılmamış.
Atıkların varlığından haberdar olduğumuzdan beri, mahalle sakinleriyle birlikte demokratik ve hukuksal haklarımızı kullanarak, olayın takibini yapıyoruz. Çevre sağlığı ve canlı yaşamını umursamayan İzmir Valiliği'nin "ÇED Gerekli Değil" kararının iptali için de dava açtık.
Davayı gören İzmir 2.İdare Mahkemesi önce 26.02.2015 tarihin yürütmeyi durdurma kararı vermişti, şimdi de 26.05.2015 tarihli kararla "ÇED Gerekli Değildir" kararını iptal etti. Mahkeme kararı çok açık; "...Radyoaktif kirleticiler özellikle insan, hayvan ve bitki sağlığına olumsuz etkiler yaparak çevreyi ve ekolojik dengeyi bozan, canlılarda genetik değişikliklere yol açan, insan ve diğer canlılara zarar veren maddelerdir. Bu yüzden radyoaktivite içeren atıkların bertarafında mutlaka ÇED yapılmalıdır..."
Mahkeme kararını verdi, şimdi yapılması gereken, en kısa zamanda ÇED sürecini başlatmak, halkın ve bilim insanlarının katılımını sağlayarak, atıkların daha fazla zarar vermesinin önüne geçmek ve bilimsel yöntemlerle atıkların bertarafını sağlamaktır. Aynı zamanda atığın kaynağı, hangi yollarla nasıl geldiği konusunda ciddi araştırma yapmak, sorumlularının cezalandırılması için idari ve cezai soruşturma başlatmak gerekmektedir. Bu işlemler yapılmadan hiç kimse güvende olduğumuzu söyleyemez. "Gaziemir nükleer atık" sorunu çözülmeden bu ülkeyi tehlikeli ve nükleer atık çöplüğü olmaktan kurtaramayız.
İzmir Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TAEK'e çağrıda bulunuyoruz; derhal ÇED sürecini başlatın, Aydın ve Emrez Mahallesi'ni bu beladan kurtarın ve uyarıyoruz; biz temizliyorduk mahkeme durdurdu yalanına başvurmayın, mahkeme kararının gereğini zaman geçirmeden yerine getirin, olayın sonuna kadar takipçisi olacağımızı unutmayın!