Tunceli'de bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, valiliğin ardından Hacı Bektaş-ı Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği Cemevi'ni ziyaret etti.
Davutoğlu, cemevi önünde, Dernek Başkanı ve Alevi Dedesi Ali Ekber Yurt ve diğer Alevi dedeleri tarafından karşılandı.
Başbakan Davutoğlu, cemevi bahçesinde bulunan Pir Sultan Abdal'ın heykeli önüne geçerek, eşi Sare Davutoğlu ile fotoğraf çektirdi.
Fotoğraf çekiminde, bazı bakan ve partililer de yer aldı.
Davutoğlu, daha sonra beraberindekilerle, cemevinde, dernek yetkilileri ve Alevi dedeleriyle görüştü. Görüşme basına kapalı gerçekleşti.
TUNCELİ ÜNİVERSİTESİ'NİN ADI MUNZUR ÜNİVERSİTESİ OLACAK
Başbakan daha sonra Tunceli Üniversitesi'nde bir konuşma yaptı.
Konuşmasında Dersim olaylarına değinen Başbakan Davutoğlu, ''Artık bütün gönülleri birleştirmenin zamanı geldi. Bu topraklarda bir daha bu acıların yaşanmaması gerektiğini düşünüyorum. Gerektiğinde özür dileme erdemini göstermeliyiz'' dedi.
Davutoğlu, kentteki eski kışlanın müzeye dönüştürüleceğini ve adının Dersim Müzesi olacağını, bunun için 10 milyon liralık ödeneğin talimatını verdiğini ve en kısa sürede tamamlanacağını bildirdi.
Kentteki bütün ziyaret yerlerinin yollarının yapılacağını, Alevi ziyaret yerlerinin ve ocakların restore edileceğin belirten Davutoğlu, bu işler için 11 milyon liralık bütçenin onaylandığını kaydetti.
Davutoğlu, Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ'un üniversitenin adının Munzur Üniversitesi olarak değiştirilmesi talebini de dile getirerek, "İnşallah Munzur Üniversitesi de hayırlı olsun diyelim" dedi.
Demokratik devlet içinde eşit vatandaşlık bilincinin geliştirilmesinin herkesin üzerinde durması gereken hususların başında geldiğini vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Vatandaşlık bağlamında, vatandaşlarımızın herhangi birisi diğerine göre imtiyazlı ve ayrıcalıklı değildir. Alevi vatandaşlarımızın kendilerine yönelik ayrımcılık yapıldığı hissine kapıldığı konum neyse hepsiyle birebir ilgileneceğiz. İnancı bakımından hangi geçmişe sahip olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak bütün inanç mensuplarına, bütün vatandaşlarımıza aynı mesafede olan birisi olarak size bunu taahhüt ediyorum. Alevi kardeşlerimize hiçbir ayrımcılık yapılmasına izin vermeyiz. Aynı şekilde herhangi bir toplum kesiminin başka toplum kesimlerine karşı ayrımcılık yapmasına da gayrimüslime karşı ayrımcılık yapılmasına da hiçbir şekilde izin vermeyiz. Toplum içerisinde herkes eşit vatandaşlık haklarından istifade eder. Onun için gayrimüslim vakıflarına vakıf mallarını iade ettik. Bizim temel bağımız, ortak tarih bilincimizdir ve onun bugüne yansıması olarak ortak vatandaşlık ve ortak toplumsal, siyasal aidiyet bilincimizdir. Bu korunacak."
'CEMEVLERİYLE İLGİLİ TALEPLERİ BİLİYORUZ'
Davutoğlu, bürokraside temsil edilme hususunda Alevi vatandaşlardan yoğun bir talep geldiğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bizim atamalarımızda, görevlendirmelerimizde bir emanet tesliminde tek bir ölçümüz vardır: liyakat, liyakat, liyakat. Başka hiçbir kriter yoktur ve olmayacaktır. Herhangi bir şekilde, herhangi bir bürokratik kademede Alevi vatandaşlarımıza veya başka vatandaşlarımıza dönük bir ayrımcılık varsa bunun bizzat takipçisi olacağım. Bu çerçevede de inşallah bütün kesimlerin devlet mekanizması içerisinde hak ettiği yeri alması için çaba göstermeye devam edeceğiz. Cemevleriyle ilgili talepleri biliyoruz. Bunları Alevi kanaat önderleriyle en kısa zaman görüşeceğiz ve geçmiş Alevi çalıştaylarında varılan sonuçları da, Alevi toplumunun bütün ihtiyaçlarını, değişik kesimlerin farklı görüşlerini telif ederek, en doğru kararı alma konusunda da istişarelerimizi sürdüreceğiz. Zihnimizde atılması gereken adımlarla ilgili bazı düşünceler var ama bunu dediğim gibi istişarelerle daha sağlam bir zeminde neticeye ulaştırmak için yoğun bir çaba içerisinde olacağız. Din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde herhangi bir şekilde Alevi vatandaşlarımıza ya da herhangi bir başka mezhep veya din mensubu vatandaşlarımıza dönük aşağılama, ötekileştirme içeren bir tek cümle dahi olsa bunu hepimize yapılmış bir hakaret addederiz ve buna kesinlikle izin vermeyiz."
Din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde Alevi İslam'ını daha iyi anlatılması yönündeki taleplerin olumlu karşıladıklarını ifade eden Davutoğlu, Alevi İslam geleneğinin en köklü kültürel birikimlerden biri olduğunu ve bu kültürün en iyi şekilde yeni nesillere anlatılması için de her türlü çabayı göstereceklerini söyledi.
Başbakan Davutoğlu, "Bu ülke, bu topraklar, bu vatan hepimizin. Burada yeni Türkiye'de hiç kimse inancı, düşüncesi, etnik veya mezhebi kimliği dolayısıyla ötekileştirilmeyecek. Bir daha Dersim benzeri acılar bu topraklarda yaşanmayacak. Munzur Dağları da Toros Dağları gibi ve diğer dağ kardeşleri gibi şenliklerin, festivallerin bahar havasında yaşandığı mekanlar olacak" diye konuştu.
Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:
''Artık bütün gönülleri birleştirmenin zamanı geldi. Bu topraklarda bir daha bu acıların yaşanmaması gerektiğini düşünüyorum. Gerektiğinde özür dileme erdemini göstermeliyiz. Vicdanın kabul etmediği hiçbir şeyi devlet de kabul etmemeli. Hepimiz bu toprakların evladıyız. Hepimiz insanız. Acıları anlamadan, hüzünleri yaşamadan gönlümüzün diliyle hitap edemeyiz.
'HERKES BİR ŞEYLERİ SAKLADI'
Aslında herkes bir şeyleri sakladı, onlarca yıl bu topraklarda. Şimdi saklanma vakti değil, şimdi herkesin onurla, gururla öne çıkıp ne düşüncedeyse, ne ideolojideyse, hangi etnik veya mezhebi veya dini arka plandan gelmişse gururla, onurla bunları dile getirme vaktidir.
'O YARALARI SARACAĞIZ'
Dersim isminin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Dersim'in adı nasıl değiştirilmişse başka yerlerin adı da değiştirildi. Başkalarının acılarını örtüp kendi acılarımızı öne çıkarırsak helalleşmeyi yapamayız. O yaraları saracağız.
'KİMSE 75 YAŞINDA BİR YAŞLININ İDAMA GİDERKEN...'
Herkesin Dersim olaylarıyla ilgili kanaatleri farklı olabilir. Bunları tarihi araştırmalar içine sokabiliriz, o tarihi araştırmaların neticesini de bekleyebiliriz. Ama bana kimse, 75 yaşında bir yaşlının idama giderken feryadına sessiz kalıp, önce onun gözü önünde oğlunu öldüren zihniyet, kimi temsil ediyorsa etsin, o zihniyet zalimce bir zihniyettir. O zihniyeti savunanlar devleti savunmuş olmazlar, o zihniyet üzerinde devlet beka bulamaz. O zihniyetle yüzleşmeden de devlet, yeniden milletiyle buluşamaz. Biz yüzleşiyoruz.
'HEPİMİZİN YAŞADIĞI ACILARI PAYLAŞARAK KONUŞACAĞIZ'
İskilipli Atıf Hoca ile Seyit Rıza'nın idama yürüyüşlerindeki temel ortaklık, devletin resmi ideolojisinden farklı düşünmekti. Biz şunu diyoruz, bundan sonra devletin resmi ideolojisi olmayacak. Devletin bir tek, milletle bağı ve aidiyeti olacak. Milletin, toplumun her kesimiyle bağı olmayan bir devlet resmi ideolojiyle yaşayamaz. Resmi ideolojinin dayattığı tarih anlayışıyla da gelecek inşa edilemez. Hep beraber konuşacağız, kızmadan, öfkelenmeden. Hepimizin yaşadığı acıları paylaşarak konuşacağız.
'DEVLET ADAM ETMEK İÇİN DEĞİL, HİZMET ETMEK İÇİN VARDIR'
Dünyanın neresinde olursa olsun, herhangi bir şekilde bu toprağı terk etmek zorunda kim kalmış olursa olsun hepsine kapımız açık, hepsine gönlümüz açık. Yanlışı savunmak kimseye çözüm değil. Devlet milleti adam etmek için yoktur, millete hizmet etmek için vardır. Geçmişin yanlışlarını sahiplenmek fayda getirmz ama geçmişin yanlışları üzerinden kin üretmek de fayda getirmez.
'YENİ BİR ÇIĞIR AÇMALIYIZ'
Yeni bir çığır açmalıyız. Birincisi ve en önemlisi psikolojik eşiğin aşılması lazım. Empati yapma, acıların paylaşılmasıdır. Mahallenin dışına çıkılsın. Herkes birbiriyle kendi mahallesinin dilinin dışında konuşsun. Devlet yeni bir üslup benimseyecektir. Dayatmacı, baskıcı üslup olmayacak yeni Türkiye'de. Zihnimizdeki duvarları yıkalım. Bir daha kimse bizim aramızda duvar örme cesaretini göstermesin.
Dersim'deki eski kışla müzeye dönüştürülecek ve adı 'Dersim Müzesi' olacak. 10 milyon liralık ödeneğin talimatını verdik. Bütün ziyaret yerlerinin yolları yapılacak, o ziyaret makamlarına en iyi şartlarda gidilecek ve hepsi restore edilecek. Bu işler için 11 milyon liralık bütçe onaylandı. Rektörümüz, üniversitenin adının Munzur Üniversitesi olmasını talep etti, 'Munzur Üniversitesi' adı da hayırlı olsun.
Alevi kardeşlerimize karşı hiçbir ayrımcılık yapılmasına izin vermeyiz. Aynı şekilde herhangi bir toplum kesiminin, başka toplum kesimlerine karşı ayrımcılık yapılmasına, gayrimüslimlere karşı ayrımcılık yapılmasına da hiçbir şekilde izin vermeyiz. Toplum içinde herkes eşit vatandaşlık haklarından istifade eder.''
'DERSİM BİZİZ, BİZ DERSİMİZ'
Başbakan Davutoğlu, daha sonra partisinin Merkez İlçe Kongresi'nde bir konuşma yaptı.
Başbakan, buradaki konuşmasında da Dersim konusuna değindi: ''Dersim biziz, biz Dersimiz. Eğer Dersimli bir kardeşimin dedesinden kalan bir acısı varsa eğer gönlünde bir gönül yarası varsa o yarayı sarmak önce bize düşer. O yaraya sebep olanlara karşı sesimizi yükseltmek önce bize düşer.''