Alkışlar eşliğinde kürsüye çıkan Kılıçdaroğlu şu anda CHP'lilere sesleniyor. İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:
Hepinizi muhabbetle, yürekten selamlıyorum. Yaşanacak bir Türkiye umuduyla, beklentisiyle hepinizi yürekten selamlıyorum. Hiçbir ayrım yapmıyorum. Öğrenci, memur, köylü kentli, Karadenizli Egeli Anadolulu Trakyalı hepinize sesleniyorum, hepinizi yürekten selamlıyorum. Genç yaşlı demeden bütün milletime sesleniyorum. Sanat kültür dünyasına sesleniyorum. Hukuk dünyasına sesleniyorum. Gelin hep beraber yeni bir başlangıç yapalım, gelin hep beraber yaşanacak bir Türkiye inşa edelim.
Düşünün bir daha düşünün, iki defa düşünün üç kez düşünün.
13 yıl önce biz yoksullukla mücadele edeceğiz dediler, yasaklarla mücadele edeceğiz dediler.
“6 MİLYON 700 BİN İŞSİZ, 13 MİLYON YOKSUL”
Şimdi 6 milyon 700 bin işsiz, 13 milyon yoksul, prim borcu olduğu için ölüme terk edilen esnaf kardeşim, açlık sınırına dayanmış bir milyon insan, kızgın öfkeli gençlerimiz, korkmuş sinmiş bir medya, kimliğini ve kişiliğini yitirmiş iş dünyası. Sonuç bu. Bu tabloyu görüyorsak, bu tablo devletin resmi rakamlarına yansımışsa, bu tabloyu milletin vicdanına teslim ediyorum.
13. yıl sonunda ne oldu. Milletin polisle arasını açtılar, milletin devletle arasını açtılar, milletin dinle imanla arasını açtılar, sporla, sanatla arasını açtılar en önemlisi milletin milletle arasını açtılar.
Bu tablo düşündürücü bir tablo. Bu tabloyu Türkiye hak ediyor mu?
Komşularla sıfır sorun dediler, milletin komşularla arasını açtılar, bir komşumuz bile kalmadı.
En acı olanı, Türkiye son altı yıldır 10 bin dolar barajını aşamamış, orta gelir tuzağına kapılmıştır. Türkiye büyümesini, kalkınmasını sağlayamıyor. Orta gelir tuzağından Türkiye’yi kurtarmalıyız.
Biz bu tabloyu mu istiyoruz. Biz yaşanacak bir Türkiye istiyoruz.
“BU TABLOYU YAKIP GEÇECEĞİZ”
Karamsar bir tablo olduğunu biliyoruz ama asla umutsuz değiliz bu tabloyu yakıp geçeceğiz. Yaşanacak Türkiye’yi el birliğiyle kuracağız.
Bir seçim bildirgesi değil bir vizyon belgesi ortaya koyacağım.
Komşularına örnek olan bir Türkiye’yi anlatacağım. Yaşanacak bir Türkiye’yi kurmak için dört ayaklı bir strateji izleyeceğiz. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, devletin saydamlığını göreceksiniz.
Türkiye ekonomik büyüklüğü itibariyle dünyanın 19. Ülkesi, iki yıl önce 17. Ülkeydi.
İnsanı gelişmişlik endeksinde, 10: 20 30. 40. Sırada değiliz, tam 69. Sıradayız.
Türkiye’yi insani gelişmişlik endeksinde ilk 20’ye sokma hedefindeyiz. İnsani gelişmişlik endeksinde ilk 20 sırada yer alan ülkelerin tamamında kişi başına gelir en az 45 bin dolar
Eğer bir ülkede demokrasi yoksa, özgürlükler yoksa, can ve mal güvenliği yoksa orada büyüme ve kalkınmadan bahsedemezsiniz.
Türkiye orta gelir ve orta teknoloji tuzağındadır.
Gömleğin düğmelerini doğru iliklersek, devamı gelir.
Can ve mal güvenliği her şeyin önündedir. Can ve mal güvenliğinin güvencesi demokrasi ve hukukun üstünlüğüdür.
“YÜZDE 10 SEÇİM BARAJINI KALDIRACAĞIZ”
Ne yapacağız bunları sağlamak için:
-Siyasi ahlak yasasını çıkaracağız, siyaset asla zenginleşme aracı olmayacak.
-12 Eylül askeri darbesinin mirası olan ve demokraside derin yaralar açan tüm yasaları tümüyle kaldıracağız.
-Yüzde 10 seçim barajını kaldıracağız, sözüm söz CHP iktidarında kalkacaktır bu.
-Milletin vekillerini milletin kendisi seçecek, lider sultasına son vereceğiz, lider sultası olmayacak artık.
“HSYK İKİYE AYRILACAK”
- Siyasi partiler yasasını değiştireceğiz, yurtdışı seçim planı geliştireceğiz.
-Adli kolluğu getireceğiz, böylece soruşturmalarda siyasetin gölgesini kaldıracağız, gizli tanık uygulamasına kesinlikle son vereceğiz.
- HSYK’yı ikiye ayıracağız. Hakimler ve savcıları yüksek kurullarını ayıracağız.
- Avukatları ve savcıları iddia makamıyla savunmayı aynı düzende karşılıklı oturtacağız.
- Medyanın üzerindeki bütün baskıları kaldıracağız, medya özgürlüğünü sağlamayan bir siyasal anlayışın demokratik değerleri boştur.
-Hiç kimsenin inancına, hiç kimsenin yaşam tarzına, siyasal düşüncesine asla müdahale ettirmeyeceğiz
-CHP iktidarında kuvvetler ayrılığı ilkesini kesinlikle ortaya koyacağız.
- Kürt sorunu konusunda demokrasi içinde soruna çözüm söylemlerinde en namuslu parti CHP’tir. Bu sorunu çözerse CHP çözer, CHP dışında hiçbir irade bunu çözemez. Bu sorunun çözüm adresi TBMM’dir dedik hiçbirisini dinlemediler.
STRATEJİMİZİN İKİNCİ AYAĞI: DÜNYA İLE YARIŞAN BİR TÜRKİYE
-Ülkemizin uluslararası alanda ciddi bir rekabet gücüne erişmesi gerekiyor. Türkiye’nin orta teknoloji ve gelir tuzağından kesinlikle kurtulması gerekiyor. Rekabetçi bir ekonomi için üretken yatırımlara, verimlilik artışına, nitelikli istihdama ihtiyacımız var. Uluslararası arenada ciddi bir yarışmacı olmak istiyorsanız, önce üreteceğiz sonra hakça bölüşeceğiz.
Uluslararası alanda rekabetçi olmak için neyi üreteceğiz? Katma değeri yüksek ürün üretmek zorundasınız. Yani cebimizde taşıdığımız cep telefonları gibi katma değeri yüksek ürün üretmek zorundasınız.
Katma değeri yüksek ürünü nasıl üreteceksiniz? Türkiye’yi bilgi toplumuna taşıyacaksınız.
Türkiye’yi bilgi toplumuna nasıl taşıyacağız? Üniversiteleri birer bilgi merkezine dönüştürürseniz, bu olur.
“YÖK’Ü KALDIRACAĞIZ”
Eğer bir ülkenin üniversiteleri ayakta değilse, siz orta gelir tuzağından kurtulamazsınız. Türkiye bilgi toplumuna girme trenini kaçırırsa, Türkiye geriler.
12 Eylül darbe ürünü olan YÖK’ü kaldıracağız. Her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı mekanlara dönüştüreceğiz.
Üniversiteli öğrencilerimiz kendi üniversiteleriyle ilgili kararlarda söz sahibi olacaklar.
Her yıl en az 15 bin üniversite mezununu yurtdışına doktoraya göndereceğiz. Belki birileri düşünebilir, doktora gittiler de ne oldu. Türkiye bilgi ve teknolojide gerçek anlamda sıçrama yapacak.
Eğitim sistemini ideolojik prangalardan kesinlikle kurtaracağız. Bir yılı zorunlu olmak üzere, zorunlu eğitimi 13 yıla çıkaracağız
“İŞSİZLİK SORUNU İÇİN TEK BİR ADIM ATILMADI”
İşsizlik bu ülkenin en temel sorunu. Bugüne kadar işsizlik sorununu çözmek için somut bir adım yoktur.
İş garantili eğitim başlatacağız. Anneler ve babalar iş meslek liseleri için tek kuruşluk harcama yapmayacak.
İŞTE CHP'NİN SEÇİM ŞARKISI: