Kadın güzelse…
Çapkın gözleri ela-yeşil baksa bile…
Son derece zarif, incecik bileklerle bütünleşen…
Tertemiz, bakımlı ve…
Pamuktan farksız bebek gibi 'öpülesi' bir ayağı taşıyan…
Uzun topuklu, sivri burunlu alev kırmızısı ayakkabılar…
Gerçekten…
Şampanya bardağı yerine geçebilir mi?
***
Ayakkabıdan kadehle…
Şampanyalı gecelerin acılı sonuna döneceğiz…
Önce…
Döneminin efsane yıldızı…
Türkiye'nin ilk kadın film yönetmeni…
Erkeklerin rüyalarının süsleyen…
Yeşilçam'ın gelmiş-geçmiş
En büyük aktristlerinden Cahide Sonku'yu…
Hem hatırlayalım hem analım…
***
1919 yılı sona ererken…
Tam da yılbaşına üç gün kala San'a da doğdu…
O dönemde…
Yemen Osmanlı toprağıydı…
Babası Yüzbaşı Necati Bey…
Dedesi de…
Osmanlı Ordusu'nda 7. Ordu Komutanı Çorapsız İbrahim Paşa…
Yani…
Babası, dedesinin emrinde…
Yemen, Osmanlı'nın elinden çıktı…
Cahide'nin annesiyle babası ayrıldı…
Çocuklar…
Paşa dedenin İstanbul Fatih'teki konağına sığındı…
Korkunç bir yangın…
Neleri var, neleri yok hepsini yuttu…
Aile ve çocuklar sokakta kaldı…
O kızıl alevler…
Öyle bir 'kader' haline geldi ki…
Dünyalar güzeli Cahide'nin hayatından hiç çıkmadı…
***
San'atla, ortaokulda tanıştı…
O kadar güzel, o kadar çekiciydi ki…
Hani, hep derler ya…
Bir gören…
Bi'daha dönüp bakıyordu…
Önce Halkevi Tiyatrosu'nun…
Ardından İstanbul Belediye Konservatuvarı'nın yıldızı oldu…
O'nu…
Muhsin Ertuğrul keşfetmişti…
1933'te 'Söz Bir Allah Bir' filmiyle sinemaya adım attı…
O kadar gözü karaydı ki…
1950 yılında…
Kendi adına 'Sonku Film' şirketini kurdu…
'Fedakar Ana' filmiyle ilk kez yönetmen koltuğuna oturdu…
Veee…
31 yaşında…
Türkiye'nin ilk 'kadın yönetmeni' olarak tarihe geçti…
***
Önce oyuncu Talat Artemel'le evlendi…
Ayrıldı; ünlü işadamı 'Tütün Kralı' İhsan Doruk ile hayatını birleştirdi…
Takvimler 1943'ü gösteriyordu…
***
'Bataklı Damın Kızı Aysel' filmi…
Cahide'yi…
Bi'anda Türkiye'nin en tanınan kadını yapmıştı…
Çevirdiği filmlerde hep…
Erkeklerin kalbini kırıp kaçan güzel kadın rolüyle…
İzleyicinin karşısına çıktı…
'Vatan ve Namık Kemal' filmindeki rolüyle…
'En İyi Kadın Oyuncu' seçildi…
***
100 yaşını deviren Yeşilçam'ın…
En çok konuşulan filmlerin başında…
Şüphesiz 'Beklenen Şarkı' gelir…
Başrolü Zeki Müren'le paylaşan Cahide Sonku…
O sırada 34 yaşındadır…
Filmin hem yönetmeni hem de yapımcısıdır…
Zeki Müren ise…
Henüz 22 yaşında radyodaki o muhteşem ses…
Yıllardır unutulmayan filmin hikayesini…
Muhteşem kadın Cahide Sonku şöyle anatıyor:
'Zeki Müren'in oynamasını özellikle istedim… Beklenen Şarkı, bir buçuk milyon gibi aklımızdan bile geçmeyen bir hasılat getiriyordu… Tam filmin ortasına geldik, Zeki Müren, (İki yüz bin lira isterim, yoksa filmi bırakırım) dedi... Oysa biz, filme başlamadan önce 25 bin lira diye konuşmuşuz… Ben de (Bırak oğlum, beş kuruş bile vermem) diyerek işi kestim... Bazı sahneleri değiştirdik; film bittikten sonra Zeki ile mahkemelik olduk... Zeki Müren, 200 bin lirayı benden çatır çatır aldı…'
***
Cahide Sonku…
Zengin kocası İhsan Doruk'tan ayrıldıktan sonra…
Sonku Film deposunda çıkan yangında…
Diğer filmlerle beraber…
'Beklenen Şarkı'da kül olur…
Ve, o günden sonra…
Zirveye çıkışın düşüşü başlar…
***
O'nu bu hayata veda etmeden son görenler…
Adresinin İzmir olduğunu bilirler…
Basmane'de kimselerin uğramadığı…
Bilmem ne zamandan kalma bir otel odasında…
'Beni Zeki Müren'le barıştırın' diye ağlayan bir kadın…
Çarşafı neredeyse 15 gündür değişmemiş bir yatakta oturuyor…
Yanında ufak bir masa…
Üzerine gazete kağıdı serilmiş…
Zeytin taneleri, peynir parçaları…
Bir parça ekmek ve su şişesi…
Yerde boş içki şişeleri…
İçerisi anason kokuyor…
Acınacak bir tablo…
Bir zamanlar şerefine partiler düzenlenen…
Ayakkabısından şampanya içilen kadın…
Nasıl bu hale düşmüş?
***
1979 yılında…
Sinema Yazarları Derneği hizmet ödülünü aldı…
İki yıl sonra…
Alkazar Sineması'nda fenalaşarak öldü…
Tahmin bile edemezsiniz…
O sırada 61 yaşındaydı ama…
Neredeyse 80 yaşında görünüyordu…
***
Servetini kaybetti; acınacak duruma düştü…
O lüks hayat, bir anda elinin altından kayınca…
Kendini alkole verdi…
Sonunda…
Kendi isteği ile…
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yattı…
Bir gün…
Neden bu durumlara düştüğünü soran dostuna…
İbretlik bir cevap verdi:
'Ben düşmedim, ben bu yolu seçtim…'
Her şeye rağmen…
1950'lerin en büyük starı…
Tiyatro ve beyazperdenin 'taçlı' kraliçesi…
Elmas topuklu ayakkabılarından…
Erkeklerin şampanya içmek için yarıştığı Cahide…
Aslında bir rüyaydı…
***
En şaşalı döneminde…
Zeki Müren'le kavgası…
Ardından yangın felaketi…
O yıların İstanbul gecelerinde…
Erkekleri…
Pervane gibi döndüren…
O muhteşem kadın…
Hiç unutulmadı…
Zaten…
Bunca yıldır…
Bir Cahide Sonku daha Yeşilçam'a gelmedi…
Büyülü gözlerin…
Gerçek sarışın sahibesine selam olsun…
Nokta…
Hamiş: Tek kızı Ender Doruk, eğitim için gittiği İngiltere'ye yerleşti… Söylentilere bakılırsa, bir daha dönmedi…
Sonsöz: 'Türkiye'de bugüne kadar hiçbir tiyatro ve sinema oyuncusu Cahide Sonku kadar şöhret ve servetin şahikasına çıkamamış, fakat gene hiçbir ünlü yıldız, onun kadar sefalet ve yokluk çukuruna birdenbire inmemiştir… / Enis Rıza Olcayto – Senarist…'