Aslında bütün tarımsal ürünler için geçerli bir durum, üretenin de tüketenin de mutsuz olması. Bahçesinde 3-5 liraya müşteri bekleyen mandalina, pazarda ve manavda 35-40 lira. Portakal, elma hangisini isterseniz sayın, durum fark etmiyor.
Zeytin ve zeytinyağı, Türkiye'nin en önemli tarımsal ürünlerinden biri, belki de birincisi. Tane zeytinde dünyada ilk sırada olan ülkemiz, zeytinyağında sanırım altıncı sırada.
Bu yıl zeytinin var yılıydı. Ürün düzeyinde muhtemelen rekor yaşanacak. Ancak küresel ısınma ve bu yılki kuraklıktan en çok etkilenen ülkelerin ilk sıralarında yine ülkemiz gelmekte. Mevsiminde alınmayan yağış, barajları, birçok ürünü ve doğal olarak da zeytinleri de etkiledi.
İşin ilginç yanı zeytin ve zeytinyağında hem ithalatçı hem de ihracatçı bir ülkeyiz. Avrupa'ya ihracat ve Suriye'den ithalat yapıyoruz. Şimdi bu durumda belki ithalata fazla gerek kalmayacak ama bize göre kuraklıktan daha az etkilenmiş olan İspanya, İtalya ve Yunanistan gibi bu zeytinyağında başı çeken ülkelerdeki rekolte, ihracatımızın da sınırlı kalmasına yol açabilir.
Dünyanın en çok zeytinyağı üreten ülkelere ihracat ilginç bir durum değil mi? Evet, çünkü, birçoğumuzun bildiği gibi, bizden de aldıkları bu ürünü paketleyerek kendi markaları ile dünya pazarına satıyorlar.
Uzun yıllardır var ama özellikle geçen yıl zeytinyağında yoğun bir tağşişli ürün tespit edildi. En yaygın olarak hile yapılan gıdaların başında sanırım zeytinyağı geliyor. Hatta uzmanların bildirdiğine göre, Tarım Bakanlığının yayınladığı tağşişli ve taklit ürünlerin toplam listenin yarısından fazlasını zeytinyağı oluşturmaktaymış.
Bu konuda bilmediğim bir şey daha öğrendim. Meğer zeytinyağına belli ölçüde kanola ve diğer bitkisel yağlar eklemek tağşiş sayılmıyormuş. Bu tağşişli zeytinyağı üretim yapan listesinde yer alan şirketler ise, bu standardı aşanlardan oluşuyormuş.
Maalesef tüketiciler daha ucuz ürün almak için daha ucuz olanı tercih etmek zorunda kalıyorlar. Pazarda, yolda ve evdeki hileli yağlar da var ama çok sayıda marka/şirket de daha fazla kazanmak için bu hileye başvuruyor.
Bu yıl üretim artınca fiyatlar ne olacak? Doğal olarak düşmesi beklenebilir ama düşmeyebilir de. Fakat zeytinyağı fiyatlarının bu yıl kayda değer şekilde artması beklenmiyor rekolteden dolayı. Hatta rekolte artı tağşişli üretimin fiyatları etkileyeceğini tahmin edebiliriz.
Bu tüketici için iyi olabilir ama üretici ve özellikle de küçük üretici için oldukça zor bir yıl anlamına gelir.
Çünkü geçen yıldan bu yana mazot fiyatında ve işgücü ücretinde ciddi artışlar yaşandı. Bu da zeytinyağı üretiminin maliyetini artırdı doğal olarak.
Bu türden temel ürünlerde, (yani et, süt, zeytinyağı) belli bir devlet desteği olması, bu sorunu kısmen çözebilir. Nitekim pek çok zeytinyağı üreten ülkede böyle bir destek söz konusu.
Tarımsal üretimin hiçbir alanında bölgesel planlama ve teşvik uygulaması olmadığı için, bu ülkedeki üreticilerin kaderi mevsim koşulları ve şansa kalmaktadır. Sembolik düzeyde yapılan mazot ve gübre desteği bu sorunu çözecek bir tedbir değildir.