Güncel

‘Zehir’ tesisi mahkemelik!

Asbest ve zehirli madde içeren gemilerin son durağı olan Aliağa Gemi Sökümleri Tesisleri’ne verilen ‘ÇED muafiyeti’ kararı yargıya taşındı. Meslek odaları ve vatandaşlar sık sık tartışmalara neden olan tesisle ilgili ‘Çevresel Etki Değerlendirilmesi’ (ÇED) sürecinin işletilmesi için bakanlığa karşı dava açtı.

Metehan UD / EGEDESONSÖZ - Gemi sökümünün çevreye ve işçi sağlığına etkileri kamuoyunda tartışmalara neden olan Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’nin izni mahkemelik oldu. 

Asbest ve zehirli madde içeren gemilerin sökümü ile sık sık gündeme gelen Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’ni mahkemeye taşıyan İzmir Gemi Söküm Koordinasyon Grubu tesisin ‘ÇED muafiyeti’ kararının iptalini istedi. 

‘Çevresel Etki Değerlendirilmesi’ (ÇED) sürecinin işletilmesi için EGEÇEP, İzmir Barosu, TMMOB Mimarlar Odası, İzmir Tabip Odası ve 8 yurttaş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına karşı dava açtı

1977 yılında çalışmalarına başlayan Aliağa Gemi Söküm Bölgesi o dönemin mevzuatından kaynaklı hem ÇED hem de Çevre İzin ve Lisans Yönetmeliğinden muaf durumda. 

Açılan davayla ilgili İzmir Gemi Söküm Koordinasyon Grubu 20 Ocak Pazartesi  saat 12:30’da TMMOB Mimarlar Odası’nda basın toplantısı düzenleyecek.

5 YILDA 241 TON ASBEST
Aliağa, asbest başta olmak üzere çevreye verdiği zarar ile tartışılan gemi sökümünde Hindistan, Pakistan ve Bangladeş’in ardından dördüncü sırada bulunuyor.
22 gemi söküm tesisi bulunan Aliağa’da son 5 yılda 714 gemi sökümü yapıldı. Bu gemilerden çıkan 241 ton asbest Aliağa’da bertaraf edildi.

Gemi sökümünün neden olduğu çevre kirliliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlatılan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin 'Aliağa Bölgesi Toprak ve Bitki Kirliliği Sonuç Raporu' ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Başkanlığı'nın: 'İzmir İli Aliağa İlçesi Çevre Durum Tespiti Projesi Sonuç Raporu'na da yansımıştı. 

Rapordan özetler:

-Demir-çelik, gemi söküm tesisleri ve diğer endüstriyel faaliyetlerin yoğun olduğu Horozgediği, Çakmaklı ve Bozköy çevresinden alınan toprak ve bitki örneklerinin, Pb, Cd, As, Ni, Fe, Mn, Cr, Cu, Co, Mo. Al ve Sn element konsantrasyonlarının, kirlilik baskısının olmadığı referans noktalardan alınan örneklere göre daha yüksek belirlendiği

-Arseniğin diğer elementler gibi demir-çelik ve gemi söküm tesisleri bölgesinde sınır değerin üzerinde olduğunun belirlendiği, diğer bölgelerde ise sadece, proje alanının kuzey doğu bölgesinde alınan hem yüzey hem de yüzey altı toprak örneklerinde sınır değerlerin üzerinde arsenik olduğunun belirlendiği

-Özellikle demir-çelik sanayi, petrokimya, gemi söküm tesisleri ile cüruf geri kazanım alanları ve çevresinden alınan bitkilerde Pb, Cd, Ni, Cu, Co, Mn, Mo. Al ve Cr konsantrasyonlarının yüksek olduğu ancak bitki çeşidine bağlı olarak kirlilik yükünün değişim gösterdiğinin belirlendiği

- Gemi Söküm noktasında 1.Dönemde gerçekleştirilen günlük PM10 ölçüm sonuçlarının toplam 14 gün boyunca 24 saatlik sınır değerinin üzerinde olduğu, ölçüm sonuçlarının ortalamasının Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği'nde (SKHKKY) verilmiş olan 50 µg/m3 yıllık sınır değerinden yüksek olduğu,

- Gemi Söküm noktasında 1. Dönemde gerçekleştirilen günlük PM2.5 ölçüm sonuçlarının toplam 16 gün Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ-WHO) tarafından verilmiş olan 25 µg/m3 24 saatlik sınır değerin üzerinde olduğu,

- Gemi Söküm noktasında 2. Dönemde gerçekleştirilen günlük PM10 ölçüm sonuçlarının toplam 10 gün 24 saatlik sınır değerin üzerinde olduğu, ölçüm sonuçlarının ortalamasının Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği'nde (SKHKKY) verilmiş olan 50 µg/m3 yıllık sınır değerinden yüksek olduğu,

- Gemi Söküm noktasında 2. Dönemde gerçekleştirilen günlük PM2.5 ölçüm sonuçları incelendiğinde, ölçüm sonuçlarının toplam 14 gün WHO tarafından verilmiş olan 25 µg/m3 24 saatlik sınır değerin üzerinde olduğunun görüldüğü,

KANSERE NEDEN OLUYOR
Kanserojen olduğu tıbbi olarak kanıtlanmış asbestin kullanımı Türkiye’de 2010 yılında yasaklandı. Hava gazı fabrikasının yıkımında ortaya çıkan asbest gündeme geldiğinde İSİG Meclisinin asbeste ilişkin paylaştığı bilgilere göre asbest, kanser ve kanser dışı olmak üzere iki grup risk üretiyor. Asbestin neden olduğu kanser dışı hastalıkların başında solunum yetmezliğine neden olan asbestozis, akciğerlerin üzerindeki zarda kalınlaşmalar, kireçlenmeler, akciğer zarlarında su toplanması geliyor. Asbest solunumu akciğer ve akciğerin üzerindeki zarın kanserine, tedavisi olmayan mezotelyoma ve pek çok değişik organ kanserine neden oluyor.
Asbeste maruz kaldıktan sonra kanserin gelişmesi arasında geçen süre 40 yılı bulabiliyor. Ayrıca asbest lifleri taşınabildiğinden yalnızca asbestli ortamda çalışan işçiler değil onların aileleri ve bütün bir çevre de risk altında oluyor.
Asbestli malzemenin taşınmasından döküleceği hafriyat alanına kadar pek çok özel önlem alınması gerekiyor. Aksi halde, asbestli içerik çevreye yayılabiliyor ve kuruduktan sonra yine çevredekiler açısından zararlı olabiliyor.