Metehan UD / EGEDESONSÖZ – Muğla Yeşil Yaşam Derneği, Yatağan Termik Santrali'nin kapatılması için, Muğla İdare Mahkemesi'nde iptal davası açtı. Dava dilekçesinde santralin çevreye biyolojik, kimyasal, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden verdiği zararlara değinilerek doğal kaynakların kirlenmesine, su, toprak, ağaç, bitki gibi doğal varlıkların azalmasına sebep olduğu ifade edildi.
Dilekçede ayrıca santralin yasa ve yönetmeklerin şart koştuğu 'çevre izin ve lisans belgesi','geçici faaliyet belgesi','emisyon izni' almadığı da ifade edilerek bu durumun 2872 Sayılı Çevre Kanunu'nun ilgili maddelerine aykırı olduğu vurgulandı. Santrale bir an önce mühür vurulması istendi.
'YATAĞAN ZEHİR SOLUYOR'
Derneğin hukukçusu Av. Mehmet Cilsal tarafından hazırlanan dilekçede santralin hava kalitesine olan etkileri ile ilgili 'Yatağan'da havadaki partikül madde yoğunluğu, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) belirlediği yıllık ortalama üst limitin 2015'te 4, 2016'da 3.5 katı olarak gerçekleşmiştir. Yani Yatağan halkı, DSÖ'nün insan sağlığı için aşılmaması gerektiğini belirttiği sınırın katbekat fazlası zehir solumuştur. İklim Değişikliği Araştırmaları Derneği, Yatağan'da Eylül- Ekim 2021 aylarında bir aylık süre boyunca yaptırdığı PM2.5-PM10 ölçümlerinin ortalama 65,66 ve 128,25 mikrogram/m3 olduğunu bildirmiştir. Türkiye'de PM2.5 için bir sınır değer olmasa da DSÖ 2021 yılında PM2.5 sınır değerini 5 mikrogram/m3 olarak belirlemiştir. Buna göre, Yatağan'da PM2.5 emisyonları sınır değerinin 13 kat üzerindedir. PM10 sınır değeri ise ülkemizde 40, DSÖ 2021 düzenlemesine göre ise 15 mikrogram/m3'tür.' denildi.
'YATAĞAN OVASINA ATIK SU SIZIYOR'
Kömürün yanmasından kaynaklı ortaya çıkan tehlikeli atıkların etkileri ile dava dilekçesinde 'Yatağan Termik Santral'nın her üç ünitesinden biri ortalama olarak saate 165 ton kül ve 4,5-5,5 ton cüruf meydana getirmekte, 3 üniteden ise yılda toplam 4 milyon tonun üzerinde cüruf-uçucu kül atık olarak çıkmaktadır. Söz konusu kül, cüruf gibi atıklarının yöreye zarar vermeden depolanabilmesi için santralın yaklaşık 2 km güney batısında yer alan sahada depolanmaktadır. Depolanan atıkların çevreye yayılmasını önlemek amacıyla kül atıklar su ile karıştırılmaktadır. Böylece, su içinde çökelerek sert bir zemin oluşturan külün rüzgar ile uçuşması önlenmektedir. Kapubağ köyünün sırtında yükselen bu kül dağı ve üstündeki atık suların oluşturduğu gölet, 130 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Santraldeki tesislerden sızan sular, soğutma suyu vb kaçaklarından elde edilen 400 m3/saat'lik su için bir kanal inşa edilerek çökeltme havuzuna bağlanmış olup çökeltme havuzundan da 2700 m.'lik boru hattıyla atık barajına pompalanmaktaydı. Yani ön arıtma sisteminden atık olarak çıkan çamurlu su, çökeltme havuzunda dinlendirildikten sonra 2.500 m. uzunluğunda bîr boru hattıyla çamur havuzundan atık barajına boşaltılmaktadır. Atık barajından sızan sular Yatağan Ovasını oluşturan alluviyonal akiferlere karışmaktadır. Yöreden alınan su örneklerinde yapılan ağır metal analizlerine göre Cd ve Pb değerleri içme suları için önerilen sınır değerlerini aşmış, yeraltı sularında ise SO4 miktarı artmıştır. Gelecekte Türkiye genelinde linyit yakılması sonucu açığa çıkan küller de dahil olmak üzere uçucu kül atıklarında azalma beklenmemektedir.' ifadeleri yer aldı.
'2015'DEN BERİ RUHSATSIZ'
Dilekçede, Yatağan Termik Santrali'nin özelleştirildiği 2015 senesinden beri ruhsatının olmadığı ifade edilerek '2015 senesinde özelleştirme yoluyla devralınmış bir tesis olup işletmecisi değişmiştir. TKİ-GELİ'nin uhdesindeki Termik Santral, 2015'e kadarki zaman sürecinde de 'insan sağlığına zarar vermeme, çevre kirliliğine yol açmama, doğanın korunmasıyla ilgili düzenlemelere aykırı davranmama' şeklindeki temel kriterlere uygun çalıştırılmamış bir tesistir. Bir Kamu İktisadi Teşebbüsü olarak Yönetmelik hükümlerine aykırı işletilmiş olan Yatağan Termik Santrali'ni çeşitli tesisleriyle birlikte arzettiği işyeri görünümü, fiziki durumu ve çevreyi kirletici haliyle devralan Yatağan Termik Enerji Üretim A.Ş., 2015 sonrasının yeni işletmecisi olarak söz konusu mevzuata aykırılık ve noksanlıkları gidermeksizin aynı tarzda işletmecilik yapmaya devam etmiş; yasa ve yönetmelik kriterlerini karşılama gereği duymadığı için ruhsat alamamıştır. Yani bir öncekinin dosyasında varsa eğer analizler, raporlar, çevre izni, elektrik üretme lisansı gibi başvuru yapılacak nitelikte bilgi belgeler olmadığı için Yönetmelik Madde 8 doğrultusunda yeni işletmeci adına ruhsat düzenlenmemiştir.' denildi.
40 SENEDİR SAĞLIKSIZ YAŞIYORUZ
Artı Gerçek'e açıklamada bulunan Dernek Başkanı Kazım Erol santralin Yatağan halkına yaklaşık 9 senedir zehir soluttuğunu ve ahaliyi susuz bıraktığını ifade ederek 'Yaklaşık 40 senedir çalışmakta olan santral tesisleri yüzünden zeytinliklerimizi, bağ bahçelerimizi, ev barkımızı, suyumuzu, temiz havamızı, sağlığımızı, iş kazalarında canlarımızı kaybetmenin üzüntüsü, stresi ve kaygısıyla yaşamaktayız. Muğla Yaşam Derneği olarak Yatağan halkının sağlıksız ve tehlikeli bir coğrafyada yaşatılmak istenmesine sessiz kalıp göz yummamız artık mümkün değildi ve nihayet kömür ocakları davalarından vakit bulup biraz geç de olsa kapatma davasını açmış bulunmaktayız.' dedi.
MUĞLA VALİLİĞİ KAPATMIYOR
Valiliğin santralle ilgili dilekçelerine cevap bile vermediğini kaydeden Erol 'Yatağanda hukuk tanımayan, Yatağan halkını 40 yıldır zehirleyen modası geçmiş kömür sobası Yatağan Termik ruhsatsız bir şekilde çalışmaktadır. Muğla Valiliği YİKOB'a Yatağan Termik Santrali'nin 1. Sınıf GSM ruhsatı ile ilgili verdiğimiz dilekçelerimize cevap bile verilmemiştir! Yatağan Termik Santralı kaçak olarak çalışıyor ve Muğla Valiliği başvurumuza rağmen kapatmıyor! YİKOB'un görevi maaşını aldığı halkın Anayasal çıkarlarını hukuken korumak mı? Yoksa zorba eşkıya sermayenin çıkarlarını hukuksuzca savunmak mı? Ruhsatsız köftecinin çalıştırılmadığı bir ülkede kanser fabrikası, su canavarı yatağan termik santralı ruhsatsız çalıştırılamaz! Muğla İdare Mahkemesinde hakimler de var! Bu mahkemeden hukuku işlettik hukuk adına çok değerli kararlar çıkardık. Ancak bunu uygulamayan idareye karşı yine yine hukuku işleteceğiz ve Muğla halkının suyunu toprağını havasını koruyacağız! Hukuk devletine tesis edinceye kadar mücadelemiz sürecektir.
YATAĞAN TERMİK SANTRALİ HAKKINDA
Düşük kalorili linyit kömürüyle çalışan Yatağan Termik Santrali, enerji ihtiyacının karşılanması maksadıyla 1975 yılında Güney Ege Linyitleri İşletmesi kapsamında yatırım programına alınmış ve 1983-84 yılında her biri 210 MW'lık 3 ünite halinde 1.163.000 metrekarelik bir alan üzerine kurulmuştur. Tesislerin günlük kömür(Kül %20, Nem %36, Kükürt % 1.9) ihtiyacı 18.000 ton, yıllık ise yaklaşık 6.500.000 ton olup yıllık elektrik enerjisi üretim kapasitesi 4.500.000.000 kWh'dır. 12 Haziran 2014'de özelleştirilen tesisin geçmişte Güney Ege Linyitleri İşletmesi(GELİ) tarafından kullanılan taşınır ve taşınmaz mülkleri ile maden ruhsatları(9 ruhsat), yanısıra bu ruhsatların kapsadığı maden sahaları hem 'işletme hakkı devir sözleşmesi' hem 'varlık satışı' yöntemiyle 1 milyar 91 milyon dolar teklif öneren Bereket Enerji Grubu'na(Elsan) verilmiş; 1 Aralık 2014 tarihi itibarıyla da Bereket Enerji (Elsan Elektrik) firması altında kurulan Yatağan Termik Enerji Üretim A.Ş.'ye bir bütün halinde devredilmiştir.