Türkiye'nin temel gündem maddesi…
Yolsuzluk…
Geçmişte de ana gündem maddesiydi.
Şimdilerde ise iyice tavan yapıyor..
Hangi taşı kaldırsan altından 'yolsuzluk' çıkıyor..
Siyaset denince de ne yazık ki, akla 'yolsuzluk' geliyor.
Veya 'yolsuzluk yapan'…
Keşke böyle olmasaydı… Olmamalıydı…
***
Hiç şüphesiz dünyanın hemen her köşesinde yolsuzluklar oluyor.
Ancak..
Bir fark var bizde olanlardan..
Orada yolsuzluk ortaya çıkar çıkmaz öncelikle savcılar derhal el koyuyorlar..
Yolsuzluğu yapan hangi siyasal güce mensup olursa olsun..
Hiç gözünün yaşına bakmıyorlar.
Ve en önemlisi yolsuzluğa adı karışan, makamı partisi ne olursa olsun, derhal istifa ediyor.
Koruyanı, kollayanı yok..
Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, toplam tutarı eski parayla 3 katrilyon lira yolsuzluk ve usulsüzlüğü taşıyan 169 dosyayı savcılığın önüne koymuş.
Yine, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 15.4 katrilyonluk dosyayı (eski parayla) savcılığın önüne koymuş.
12 Büyükşehir Belediyesi muhalefetin elinde…
Şimdi mercek altına alma zamanı..
Bunlar elbette şimdilik iddia.
Ancak, yargı derhal harekete geçmeli ve bu iddiaların doğruluk derecesini araştırmalı ve gereğin hızla yapmalıdır.
Hukuk Devletinin gereği budur…
***
Halk arasında genel olarak yolsuzluk denince akla milletvekilleri gelmekte.
Oysa milletvekilleri 'ita amiri', yani doğrudan para ile ilgileri olmadığı için, diğer bir deyişle 'kasa' ellerinin altında olmadığı için yolsuzluk yapmaları için bir başka yardımcı güce ihtiyaçları vardır.
Yazdıklarım asla bütünüyle milletvekillerini kapsamaz.
Burada sadece konuya açıklık getirmek ve bir tespitte bulunmak için örnekliyorum…
Oysa Belediyeler doğrudan bütçeleri olan kurum ve kuruluşlardır
Doğrudan ihaleler yapabilen kurumlardır.
Hiç şüphesiz burada, belediyeleri suçluyor değilim.
Böyle bir iddiada bile bulunmam.
Sadece bir konuya Milletvekillerinde olduğu gibi , açıklık getirmek istiyorum.
Hukuk çalışsın ki, 'yalana, talana, harama' son verilebilsin…
***
Gittim ve gördüm ki, eğer yolsuzluk sona erse, inanın ki bu ülkenin geliri, hiçbir yurttaşımızı aç ve açıkta koymayacak kadar zengindir..
Şu yukarda açıklanan rakamlara bir bakınız. O rakamlarla bahse konu şehirlere neler yapılmaz? Kaç bin yurttaşımız iş, aş ve konut sahibi olur?
Bu rakamları, 10'a, 100'e ve bazen 1000'ne çarparsanız ortaya çıkan durumun ne kadar vahim olduğu apaçık anlaşılır… Onun için geçmişte, 'Temiz siyaset, temiz toplum' sloganı ile yola çıkıyorduk…
***
Şimdi…
Yapılacak iş…
Merceği asla olayların üstünden çekmemektir.
Ne pahasına olursa olsun, bir kuruş bile haram varsa hukukla olayın üstüne gitmek.
Emsal olsun ki..
Yetkili her vicdan sahibi gereğini yapsın..
Emsal olsun ki..
Bir tek kişi bile bir daha elini harama uzatmak şöyle dursun, yan gözle ve iştahla bakamasın…
Görelim bakalım…