İzmir'de yaz hem meteorolojik hem siyasi açıdan oldukça sıcak geçiyor.
Sıcak ama kurak değil. Tam aksine oldukça verimli… Bir yanda alev alev yanan Büyükşehir bürokrasisi… Kılıcını çeken Kocaoğlu, taşları yerinden oynattı. Hem de en dipten en üste kadar.
Bazı makamlar için yaptığı tasarrufları eleştirmiş olsam da Kocaoğlu'nun şakası yok gibi…
siyaseten birlikte hareket ettiği isimlerin bile gözünün yaşına bakmayan Kocaoğlu, İzelman'daki 'Bornova ekibinin' yanı sıra Başkan Vekili Sırrı Aydoğan'ın kardeşine bile operasyon yaptı.
Sessiz ama derinden yürüyen operasyonda üçüncü dalgada tam 32 kişi gitti. Çoğu genel müdür yardımcısı ya da müdür konumundaki isimlerin emekliye sevki ya da iş akitlerinin feshi Başkan Kocaoğlu'nun yapmaya çalıştığı hakkında önemli fikirler veriyor aslında.
Görevden alınanları üçe ayırmak gerekirse;
a-Geçen yıl emekliye sevk mektubu yazılanlar.
b-Polisin yürüttüğü operasyonu şu veya bu şekilde adı karışanlar.
c-Özen nedenlerle işten el çektirilenler.
Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz yıl 500'ün üzerindeki Büyükşehir çalışanına 'Kocaoğlu imzalı' emekliliğe davet mektubu yazılmıştı.
Personelin moralini bozan bu mektup sonrası pek çok çalışanın Büyükşehir ile olan duygusal bağı zedelenmiş, çalışma şevkleri kırılmıştı.
İkinci olarak polisin 2 Mayıs'ta düğmeye bastığı operasyonda Büyükşehir'in yumuşak karnı ortaya çıkmış, dinleme tutanaklarında Kocaoğlu çok sayıda çalışanının kendisi ya da üstleri hakkında ne düşündüğünü öğrenme fırsatı yakalamıştı.
Eski Genel Sekreter Ersu Hızır ya da Yardımcısı Ferda Eser'le görüşen, Büyükşehir'deki olaylar hakkında telefonda polise dayanak olacak yorumlar yapan personel ile Kocaoğlu arasındaki güvenlik bağı kopma noktasına gelmişti.
Başta Grand Plaza'dan emekliye sevk edilen Haydar Ballı ile Hayati Öztürk olmak üzere pek çok 'emeklilik' kararının altında bu tutanakların olduğuna inanıyorum. Üçüncü olarak özel nedenle gönderilenler… Yani performans düşüklüğü, verimsizlik ya da başkaca özel nedenlerle Büyükşehir ile yolları ayrılanlar. Aralarında işi yapan, yapmaya çalışan ama Kocaoğlu'nun tasarrufuyla hayatının akışı değişenler de var tabi ki... Tam ameliyat olmak üzereyken Grand Plaza'da iş akti fesh edilen Yasemin Cafe'nin müdürü gibi. Ya da en büyük suçu Erdal İzgi'nin eski bacanağının kızı olmak olan İdari İşler Müdürü gibi..Bunlar operasyonun acı tarafı.
Dikkat çekici nokta Kocaoğlu'nun bu operasyonu tek başına yapmış olması… En dibindeki isimlerden biri olan Başkan Vekili Sırrı Aydoğan'ın uzun yıllar İZFAŞ'ta görev yapan kardeşini gönderecek kadar 'kararlı' olan Kocaoğlu, bu kararını Aydoğan'dan gizleyecek kadar da sessiz yürütüyor işleri.
Kulağımıza gelenlere bakılırsa operasyonun dördüncü dalgasında İZSU var. Ve konuşulanlar doğruyla operasyon genel müdürün koltuğuna kadar uzanabilir.
Son dönemde ciddi bir kadro sorunu yaşanan İZSU'ya ilişkin iddialardan usanan Kocaoğlu'nun Başbakan'ın Gündoğdu Meydanı'nda söylediği, 'Dereler kokuyor' tespitinden sonra İZSU kadrolarını gözden geçirmeye başladığı yorumları yapılıyor.
Büyükşehir Fen İşleri'ne bakan Daire Başkanı Fazlı Ölçer'in eski görev yeri İZSU'da üst düzey bir göreve getirilmesi bekleniyor mesela. Pek çok başka ismin de İZSU'da görev alması söz konusu…
Ayrıca operasyonun İZBETON Genel Müdürü Ali İçhedef'i de hedef alması olası…
Doğrusunu söylemek gerekirse; Kocaoğlu'nun bürokrasiyi sallayan operasyonundan etkilenmeye başladım. Operasyonun artçı şokları devam ettikçe ve de detaylar ortaya çıktıkça daha iyi anlamaya başladım diyebilirim ya da.
Uzun yıllar birlikte siyaset yaptığı, 'top atsan yıkılmaz' denilen arkadaşları dahil (İZELMAN'daki Bornova ekibi gibi) kimsenin gözünün yaşına bakmayan Kocaoğlu'nun bıçağı derine daldırması bu konudaki kararlılığını göstermeye yetiyor. Ve de 'en yakınlarımı bile alırım' mesajıyla kalanlara da gözdağı veriyor.
Ama her şeyden önce yapmaya çalıştığı şey yeni bir güvenlik ağı…
Daha yetenekliden çok daha sadık isimler arıyor sanki.
Cesur ama sadık bir kadro… Muhalif gazetecilerle yemeklerde buluşmayacak, arkadan dolanıp siyaset dizayn etmeyecek, Melih Gökçek'e, siyasi iktidara, parti içi rakiplerine bilgi servisi yapmayacak, belediye bürokrasisinde yeni sorunlar yaratmayacak isimler…
Son süreçte Yıldızı parlayan isimlerden biri olan Genel Sekreter Vekili Canbek'le 'limoni' olan Genel Sekreter Yardımcısı Ali Rıza Gülerman ile Daire Başkanı Sedat Baylan'ın saraydan uzaklaştırılması, Serpil Baran'ın alanının daraltılması başka anlama gelmiyor çünkü.
Canbek'in yıldızı parlıyor, parlamasına da Bornova ekibinin Saray'da kalan bölümü yine etkin… Özellikle de Erhan Bey… Ama Büyükşehir bürokrasisinin son dönemdeki en parlak yıldızı kuşkusuz Selvitopu ailesi… Karı-koca genel sekreter yardımcısı yapılan Selvitopu ailesi alt kadrolarla da yapılanmaya başladı.
Muhittin Selvitopu Konak Belediyesi'nde uzun yıllar birlikte çalıştığı tüm isimleri Büyükşehir'e taşımayı başardı. Taşımaya da devam ediyor.
Selvitopu'nun ekipçi bir isim olduğunu daha önce vurgulamıştık. Belki de doğrusu budur. Savaşı birlikte yaptıklarınla zaferi paylaşmaktır en doğrusu…
Ama endişem Selvitopu yapılanmasının bir süre sonra Büyükşehir koridorlarında sıkıntıya yol açması… Ne de olsa Büyükşehir'de 'yıldız olmak' ezelden beri zordur.
Tüm yıldızlar bir gün 'kayan yıldıza' dönüşmüştür Büyükşehir'de. Ne Maniler ne Hızır'lar yıldız olmuştur da tutunamamıştır bu kaygan zeminde…
Benden hatırlatması…
Not: Emin Öztürk korkuttu. CHP örgütünün en tecrübeli yöneticisi Ödemiş İlçe Başkanı Öztürk, yarım asırlık partisinin son il başkanı tarafından disipline sevk edilmeyi çok içerlemişti. Rahatsızlığı eskiydi belki ama son süreç onu çok üzmüştü. Kılıçdaroğlu'nun arayıp gönül alması bile yeterli olmadı hatta. Umarım yoğun bakımdan sorunsuz çıkar. Geçmiş olsun Emin Başkan!
Sıcak ama kurak değil. Tam aksine oldukça verimli… Bir yanda alev alev yanan Büyükşehir bürokrasisi… Kılıcını çeken Kocaoğlu, taşları yerinden oynattı. Hem de en dipten en üste kadar.
Bazı makamlar için yaptığı tasarrufları eleştirmiş olsam da Kocaoğlu'nun şakası yok gibi…
siyaseten birlikte hareket ettiği isimlerin bile gözünün yaşına bakmayan Kocaoğlu, İzelman'daki 'Bornova ekibinin' yanı sıra Başkan Vekili Sırrı Aydoğan'ın kardeşine bile operasyon yaptı.
Sessiz ama derinden yürüyen operasyonda üçüncü dalgada tam 32 kişi gitti. Çoğu genel müdür yardımcısı ya da müdür konumundaki isimlerin emekliye sevki ya da iş akitlerinin feshi Başkan Kocaoğlu'nun yapmaya çalıştığı hakkında önemli fikirler veriyor aslında.
Görevden alınanları üçe ayırmak gerekirse;
a-Geçen yıl emekliye sevk mektubu yazılanlar.
b-Polisin yürüttüğü operasyonu şu veya bu şekilde adı karışanlar.
c-Özen nedenlerle işten el çektirilenler.
Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz yıl 500'ün üzerindeki Büyükşehir çalışanına 'Kocaoğlu imzalı' emekliliğe davet mektubu yazılmıştı.
Personelin moralini bozan bu mektup sonrası pek çok çalışanın Büyükşehir ile olan duygusal bağı zedelenmiş, çalışma şevkleri kırılmıştı.
İkinci olarak polisin 2 Mayıs'ta düğmeye bastığı operasyonda Büyükşehir'in yumuşak karnı ortaya çıkmış, dinleme tutanaklarında Kocaoğlu çok sayıda çalışanının kendisi ya da üstleri hakkında ne düşündüğünü öğrenme fırsatı yakalamıştı.
Eski Genel Sekreter Ersu Hızır ya da Yardımcısı Ferda Eser'le görüşen, Büyükşehir'deki olaylar hakkında telefonda polise dayanak olacak yorumlar yapan personel ile Kocaoğlu arasındaki güvenlik bağı kopma noktasına gelmişti.
Başta Grand Plaza'dan emekliye sevk edilen Haydar Ballı ile Hayati Öztürk olmak üzere pek çok 'emeklilik' kararının altında bu tutanakların olduğuna inanıyorum. Üçüncü olarak özel nedenle gönderilenler… Yani performans düşüklüğü, verimsizlik ya da başkaca özel nedenlerle Büyükşehir ile yolları ayrılanlar. Aralarında işi yapan, yapmaya çalışan ama Kocaoğlu'nun tasarrufuyla hayatının akışı değişenler de var tabi ki... Tam ameliyat olmak üzereyken Grand Plaza'da iş akti fesh edilen Yasemin Cafe'nin müdürü gibi. Ya da en büyük suçu Erdal İzgi'nin eski bacanağının kızı olmak olan İdari İşler Müdürü gibi..Bunlar operasyonun acı tarafı.
Dikkat çekici nokta Kocaoğlu'nun bu operasyonu tek başına yapmış olması… En dibindeki isimlerden biri olan Başkan Vekili Sırrı Aydoğan'ın uzun yıllar İZFAŞ'ta görev yapan kardeşini gönderecek kadar 'kararlı' olan Kocaoğlu, bu kararını Aydoğan'dan gizleyecek kadar da sessiz yürütüyor işleri.
Kulağımıza gelenlere bakılırsa operasyonun dördüncü dalgasında İZSU var. Ve konuşulanlar doğruyla operasyon genel müdürün koltuğuna kadar uzanabilir.
Son dönemde ciddi bir kadro sorunu yaşanan İZSU'ya ilişkin iddialardan usanan Kocaoğlu'nun Başbakan'ın Gündoğdu Meydanı'nda söylediği, 'Dereler kokuyor' tespitinden sonra İZSU kadrolarını gözden geçirmeye başladığı yorumları yapılıyor.
Büyükşehir Fen İşleri'ne bakan Daire Başkanı Fazlı Ölçer'in eski görev yeri İZSU'da üst düzey bir göreve getirilmesi bekleniyor mesela. Pek çok başka ismin de İZSU'da görev alması söz konusu…
Ayrıca operasyonun İZBETON Genel Müdürü Ali İçhedef'i de hedef alması olası…
Doğrusunu söylemek gerekirse; Kocaoğlu'nun bürokrasiyi sallayan operasyonundan etkilenmeye başladım. Operasyonun artçı şokları devam ettikçe ve de detaylar ortaya çıktıkça daha iyi anlamaya başladım diyebilirim ya da.
Uzun yıllar birlikte siyaset yaptığı, 'top atsan yıkılmaz' denilen arkadaşları dahil (İZELMAN'daki Bornova ekibi gibi) kimsenin gözünün yaşına bakmayan Kocaoğlu'nun bıçağı derine daldırması bu konudaki kararlılığını göstermeye yetiyor. Ve de 'en yakınlarımı bile alırım' mesajıyla kalanlara da gözdağı veriyor.
Ama her şeyden önce yapmaya çalıştığı şey yeni bir güvenlik ağı…
Daha yetenekliden çok daha sadık isimler arıyor sanki.
Cesur ama sadık bir kadro… Muhalif gazetecilerle yemeklerde buluşmayacak, arkadan dolanıp siyaset dizayn etmeyecek, Melih Gökçek'e, siyasi iktidara, parti içi rakiplerine bilgi servisi yapmayacak, belediye bürokrasisinde yeni sorunlar yaratmayacak isimler…
Son süreçte Yıldızı parlayan isimlerden biri olan Genel Sekreter Vekili Canbek'le 'limoni' olan Genel Sekreter Yardımcısı Ali Rıza Gülerman ile Daire Başkanı Sedat Baylan'ın saraydan uzaklaştırılması, Serpil Baran'ın alanının daraltılması başka anlama gelmiyor çünkü.
Canbek'in yıldızı parlıyor, parlamasına da Bornova ekibinin Saray'da kalan bölümü yine etkin… Özellikle de Erhan Bey… Ama Büyükşehir bürokrasisinin son dönemdeki en parlak yıldızı kuşkusuz Selvitopu ailesi… Karı-koca genel sekreter yardımcısı yapılan Selvitopu ailesi alt kadrolarla da yapılanmaya başladı.
Muhittin Selvitopu Konak Belediyesi'nde uzun yıllar birlikte çalıştığı tüm isimleri Büyükşehir'e taşımayı başardı. Taşımaya da devam ediyor.
Selvitopu'nun ekipçi bir isim olduğunu daha önce vurgulamıştık. Belki de doğrusu budur. Savaşı birlikte yaptıklarınla zaferi paylaşmaktır en doğrusu…
Ama endişem Selvitopu yapılanmasının bir süre sonra Büyükşehir koridorlarında sıkıntıya yol açması… Ne de olsa Büyükşehir'de 'yıldız olmak' ezelden beri zordur.
Tüm yıldızlar bir gün 'kayan yıldıza' dönüşmüştür Büyükşehir'de. Ne Maniler ne Hızır'lar yıldız olmuştur da tutunamamıştır bu kaygan zeminde…
Benden hatırlatması…
Not: Emin Öztürk korkuttu. CHP örgütünün en tecrübeli yöneticisi Ödemiş İlçe Başkanı Öztürk, yarım asırlık partisinin son il başkanı tarafından disipline sevk edilmeyi çok içerlemişti. Rahatsızlığı eskiydi belki ama son süreç onu çok üzmüştü. Kılıçdaroğlu'nun arayıp gönül alması bile yeterli olmadı hatta. Umarım yoğun bakımdan sorunsuz çıkar. Geçmiş olsun Emin Başkan!