Yıktık perdeyi eyledik viran!

Yazımızın başlığı…

Hacivat-Karagöz repliklerinin en bilinenidir…

Hacivat tarafından söylenir…

Ve…

'Yıktık perdeyi eyledik viran!' cümlesi ise…

(Yıktık, dağıttık; ortalığı enkaza çevirdik…)

Oyunun bitişini haber verir…

Devamı ise şöyledir:

'Varayım sahibine haber vereyim heman…'

***

Hayatımız, an itibarıyla…

Hacivat-Karagöz'ün bitiş cümlesinden farksız…

Dileyen, dilediği malı, dilediği fiyata satmayı sürdürdüğü için…

Piyasa…

Ne yazık ki, 'devrilmiş' bir 'hayat sahnesi' görüntüsü veriyor…

Ayrıca…

Denetim, filan da hak getire…

***

Orta sınıf üstü kafede ısmarladığınız bir fincan kahvenin…

Bir ay içinde 15 TL.'den…

35 TL'ye yükselmesindeki 'mantığı' çözmek zor…

Kafe sahibine sorarsanız…

Eteğindeki taşı hemencecik döküveriyor:

Toptancı kahvenin fiyatını 'krizle birlikte' anında arttırmıştı…

Doğalgaza zam gelmişti…

Suyun fiyatı her ay düzenli katlanıyordu ve…

Elektrik faturası ise…

Elektriğin kendisinden fazla çarpıyordu elini uzatanı…

Personel giderlerini, vergiyi falan saymıyorum bile…

***

Beklenen 'acı son' çok hızlı geldi…

İzmir'in…

Hatta Ege Bölgesi'nin gözde semti Alsancak'ta bi'dolaşın…

Devren kiralık ya da satılık ilanları…

Başınızı döndürüyor; kalbinizi burkuyor…

Eğlencenin kalbi Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde…

Ve dahi…

O namlı caddenin paralel sokaklarında…

Sessiz-sedasız bir 'çöküş' yaşanıyor…

Acı sonun bilançosu 'yıkım fermanı' gibi…

***

Ve, bi'gazetenin (Korkusuz) manşeti:

'Uçaktan önce fiyatlar uçuyor!'

Ekmekten tuza, şekerden akaryakıta kadar her ürene…

Neredeyse her gün zam gelirken…

Hava alanlarındaki fiyatlar…

'Şaka herhalde…' dedirtecek kadar…

İnsanın aklını başından alıyor!

Örneğin İzmir'den – İstanbul'a gitmek için yola çıktıysanız…

Tabii ki, uçak biletine 940 TL. ödeyeceksiniz…

O da…

İzmir Adnan Menderes – İstanbul Sabiha Gökçen arası için…

Daha bunun taksi ücreti var…

Ancaaak…

Havalimanında karnınız acıktı mı?

Önce fiyatları kontrol edin…

Çünkü…

(Burası beyinleri yakıyor…)

Hava limanında bir pizza ve yanında bir kutu kola 593 TL.

(Uçak biletinden 350 TL daha az!)

Şimdi diyebilirsiniz ki…

Uçak biletine 940 TL. veren…

Bir adet pizza ile kolaya 600 TL.'ye yakın ücret ödemiş; ne gam!

Ancak…

Kazın ayağı öyle değil…

Serbest Piyasa Ekonomisi…

Ekonomik sorunların çözümünün…

Devlet Baba'nın…

Ekonomiye müdahalesiyle değil…

Fiyat mekanizması aracılığı ile gerçekleştirildiği ekonomi biçimidir…

Arz ve talep…

Temel belirleyici olarak kabul edilir…

Fiyat mekanizmasının iyi işlemesi zorunludur…

***

Havalimanlarında bile olsa…

Kirayı bahane ederek…

Anormal yüksek fiyatları kabullenecek miyiz?

'Benim kiram çok yüksek…' diyerek…

Bi'kutu kolaya '66 TL.' etiket yapıştırmak 'yok artık' dedirtir!

Bu yolu 'tercih' etmek…

'Piyasa Ekonomisi' gerçekleri içinde…

Bi'kesim tarafından hoş(!) karşılansa bile…

Vatandaşların vicdanında kendine yer bulamaz…

Böylesi projeler…

Enflasyonu azdırır, diğer mekanlar için kötü örnek olur…

Ayrıca…

530 TL.'lik o pizzayı tüketen ve satanın biraz fren yapması lazım…

Dikkat!

Neden?

Çünkü, 'Askıda Ekmek' kuyruklarda azalma yok!

Bu millet…

Hala 25 kuruş daha ucuz bir ürün için…

Ömrünün geri kalan kısmını kuyruklarda tüketmemeli…

Devlet Baba…

Bunun için 'baba' zaten…

Bakkal'da 6 TL. olan kolayı…

10 kat daha pahalı satarak…

Belki o işi sürdürebilirsiniz ama…

Yaralanan kalplere…

Yarın 'merhem' bile bulamaz duruma gelebilirsiniz!

***

O dükkan sahiplerinin…

Kendilerini tüketici yerine koyması son çaredir…

Ahlaki öğretiler…

Bu toplumda 'özellikle bazı değerleri korumak' için vardır…

Bari onları yitirmeyelim…

Bitiriyoruz…

Yaşadıklarımız…

Hacivat-Karagöz oyunundaki…

Yıkılan perdeden farksızdır…

Devrilmeyen bir hayat sahnesi ve…

Yaşanası bir Türkiye özlemi…

Hepimizin rüyasıdır!

Nokta…

Hamiş: 'Neredeyse her gün sosyal medyada çöp'ten ekmek arayan, çürümüş meyvelerin yenebilecek olanlarını evine götüren perişan vatandaşların görüntüleri vicdanları kanatıyor… Millet bu hale düşmemeli…'

Sonsöz: 'Ay doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene; kabahati ne güneşte ne de ay'da ara… Sen asıl gözlerindeki perdeyi arala… / Hz. Mevlana…'