Yeni yıla girerken vahşi kapitalizm üzerine düşünceler

Bugün Noel. Dünyanın dört bir yanında Hıristiyan alemi Noel’i kutluyor, dualar ediyor. Avrupalıların sömürgecilik ile nice merhametsiz yollar kullanıp dinleri ve dillerini taşıdıkları, baskı yaptıkları Güney ve Kuzey Amerika kıtasından Afrika’ya, Doğu Asya’ya, dünyanın en yaygın dini bugün ben bu satırları yazarken en büyük bayramlarını kutluyor, hediyeler paylaşıyor, siz yeni yıl kutlamalarından birkaç gün önce okuyacaksınız bu yazıyı.

Yeni yıla yine Hristiyan dünyasının çıkardığı (Ukrayna, Rusya) veya desteklediği (Gazze’de İsrail) savaşlarla, zulümlerle, dökülen kanla giriyoruz. Dünyanın bir yanında yeni yıl gecesi havai fişekler atılırken, diğer yanında bombalar düşüyor çocukların, Müslümanların kafasına. Yani, pek keyifli, kutlamalar yapacak psikolojide değiliz bu günlerde…

Merhametsiz Sömürgecilikten Doymak Bilmeyen Kapitalizme

Aynı merhametsizlik sömürgeciliğin, köleciliğin, köle ticaretinin, yani doymak bilmez aç gözlülüğün, saldırganlığın ana vatanı vahşi kapitalizmin en üst düzeyde uygulandığı ülkede kendi halkına da yansıyor. Halktan toplanan vergiler halka yol, su, elektrik, sağlık, eğitim hizmeti olarak geri dönmektense dış ülkelere silahlı saldırı, savaş ve silah ticaretine akıyor. Bir avuç silah üreticisi, enerji şirketi ve diğer şirketler bu savaşlardan nemalanırken halk gittikçe daha da eziliyor.

ABD’de yollar delik deşik, birçok eyalette elektrik kabloları, su boruları vb iyice eskimiş, ücretsiz eğitim o kadar düşük seviyede ki okula gidip, liseyi bitirip okuma yazma bilmeyen, çarpma yapamayan binlerce kişi var. Kötü besleniyorlar, ucuz un ve şekerle, et süt, yumurta yerine, obezite ve erken ölümler artmış. Sağlık tamamen paralı, halk binlerce dolar sağlık sigortası ödüyor ama hastalınca sigorta şirketleri çeşitli nedenler icat ederek ödeme yapmayı reddediyor.

Ağrılar İçinde Cinnet Geçirenler

İnsanlar aç gözlü vahşi kapitalizmden bıkmış, cinnet geçirecek duruma gelmiş, ağrılar içinde kıvranırken sigorta şirketi ödeme yapmayı reddetti diye bir tanesi, Luigi Mancione, sigorta şirketinin CEOsu Brian Thompson’ı silah çekip öldürüyor. Bu 26 yaşındaki genç çok iyi eğitimli, en iyi üniversitelerden birinden mezun, varsıl bir ailede yetişmiş, insan öldürecek bir kişi değil ama silahı çekip öldürüyor. Çünkü Thompson’ın yönettiği dev sigorta şirketi birçok hastanın ödemesini çeşitli bahanelerle reddederken Mangione’ye de aynı şeyi yapmış.

Brian Thompson’ın yöneticiliğinde bu dev sigorta şirketinin karı 12 milyar dolardan 16 milyar dolara yükselmiş. Utanmaz vahşi kapitalizmin hasta, biçare insanların sırtından yaptığı kar! Hani örneğin bir çamaşır makinası üretip, üzerine kar koyup satmasıyla kazanılan para değil. İnsanlardan yalnızca para topla, sonra onlar hasta olunca ödemeyi reddet, kar et! Öyle fabrika, işçi yönetimi, grev, SGK, vergi ödeme filan gibi uğraşlar yok…

İnsanlık Gözü Doymaz Para İçin Daha Ne kadar Alçalacak

Şık sözcükler de keşfetmişler bu suistimal için, “öncelikli onay”, (prior autorisation) “ertele, oyala” (delay) gibi. İnsancıklar ağrı içinde veya ilerleyen kanserden ölüme her gün biraz daha yaklaşırken rahmetli Bay Thomson Hilton otelde konaklarken… İnsanlık gözü doymaz para için daha ne kadar alçalacak? Hasta insanlara bunu yapmakla köle ticareti yapmak arasındaki ince çizgi ne acaba?

Elli yaşında yaşama gözlerini yuman ve arkasında çocuk bırakan Bay Thomson bu kâr marjını %25 daha artırırken kime yaranmaya çalışıyordu? Onun üzerinde de baskı var mıydı acaba, maşa mıydı? Yoksa kendisi, baskı olmadan mı bu kadar alçalıyor ve masum insanların kanına giriyordu? Aklımda çeşitli tatsız sorularla bir Noel günü yaşıyorum, dünyanın geldiği bu durumda yeni yıla pek ümitsiz giriyorum…

Yeni yılınız kutlu olsun, dünyamıza barış ve insaniyet getirsin dileklerimle…