Yeni yıl armağanları

İnsan özel günlerde sevdiklerine, dostlarına, arkadaşlarına armağan vermek ister. Tabii ki imkanları oranında. Ben de tüm dost ve arkadaşlarıma
'Yılbaşı Armağanı' olarak iki bilim adamının, Büyük Önder Atatürk ile ilgili yazılarından birer bölüm vermek istiyorum. Elbette ki bu armağanların sahipleri Sayın Yazarlardır. Ben sadece 'Kurye' görevini yapıyorum. Herkese sağlıklı, huzurlu, aydınlık ve bereketli yıllar dilerim…
Prof. Dr Mehmet Kerem Doksat'ın Armağanı:
Profesör. Dr. Mehmet Kerem Doksat'ın bir yazısını sizlerle paylaşmak istedim. Özellikle genç arkadaşlarımın okumaları ve okutmalarını rica ediyorum…
CUMARTESİLİK;
*Karl Heinrich Marx'ı takdir ederim. İnsanlık ve bilhassa Batı tarihine çok isabetli nüfuz temin ettiği için…
*Mihail Aleksandroviç Bakunin'i severim. Samimiyetle inandığı ve kansız vaatle ulaşılacak bir anarşizm-komünizm ütopyasına bağlandığı için…
*Lev Troçki sevimlidir. Halis ve harbi olduğu için…
Lakin;
*Vladimir İlyiç Ulyanov'dan(Lenin'den) nefret ederim. Bir ütopya uğruna yüz milyonlarca insanın soyunu kırdığı için…
*Josef Stalin'den daha çok nefret ederim. Paranoyak bir katil olduğu için…
*Mao Zedong'u hiç sevmem. Komünizm diye yüz milyonlarca insanı aç bırakarak soylarını kırdığı ve Türk düşmanı olduğu için…
*Adolf Hitler'e iğrenerek bakarım. Emperyalizmin uşaklığını yapıp, hem kendi ülkesine hem de bütün dünyaya her türlü mezalimi öğrettiği ve ırkçı olduğu için…
*Benito Amilcare Andrea Mussolini de midemi bulandırır. Dönek bir soytarı ve kasap olduğu için…
Mustafa Kemal Atatürk'ü ise çok sever hatta perestiş ederim(öykünürüm-gurur duyarım) ama ona idol(put) gözü ile bakmam.
Çünkü dünya tarihinin en haklı istiklal harbini kazandıran büyük bir askeri deha ve 'Ben size manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kaide bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim ve akıldır. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telakkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur. En hakiki mürşit ilimdir, fendir' dediği için…
Ona küfreden, faşist diyen, soykırıcı diyen…
Velhasıl, tarih sahnesinden silmek için uğraşanlarla ilgili hissettiklerim için ise…
Hiçbir lisan kifayet etmez.
Terbiyem de müsaade etmez zaten…
Profesör. Dr. M. Kerem Doksat
Prof. Dr. Cihan Dura'nın Armağanı:
ATATÜRK'ÜN DİLİNDEN ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ:

*Her millet diğer milletlere nispetle bir karakter,doğal ya da kazanılmış kendine özgü bir karakter sahibidir. Diğer milletlerden farklı bir varlık oluşturur, çoğunlukla onlardan ayrı, ancak onlara paralel olarak gelişmeye çalışır.
Her birey ve her millet kendi hakkında iyi niyet bekleme, topraklarına kayıtsız sahip çıkmayı talep etme hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılmasını yasaklayan veya sınırlayan engelleri ortadan kaldırmak hak ve özgürlüğüne sahiptir.
*Milliyet sorunu bireysel ve ortak özgürlük sorunudur.
*Milliyet teorisini, millet idealini yok etmeye çalışan teoriler ileri sürülmüştür dünyada. Ancak bunlardan hiçbirinin uygulaması mümkün olmamıştır. Çünkü tarih, olaylar ve gözlemler; İnsanlar ve milletler arasında, milliyetin daima hakim ve belirleyici olduğunu göstermiştir.
Milliyet aleyhindeki büyük çapta fiili tecrübelere rağmen, milliyet duygusunun öldürülemediği ve kuvvetle yaşadığı görülmektedir.
*Türk Devleti milliyetçidir. Türkiye milliyetçi bir Cumhuriyettir. Biz ne bolşeviğiz, ne komünist. Ne biri ne diğeri olamayız. Çünkü biz milliyetçiyiz, dinimize saygılıyız. Milli ülküye sadığız. Türk milliyetçiliği, Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumak, saklı tutmak demektir. Ancak aynı zamanda ilerleme ve gelişme yolunda, uluslararası ilişkilerde, bütün çağdaş uluslara paralel olarak, onlarla uyum içinde yürümek demektir.
*Biz milliyetçiyiz. Ancak biz öyle milliyetçileriz ki, bizimle işbirliği yapan tüm milletlere saygı duyarız, onlara değer veririz. Bütün gereklerini tanırız milliyetlerinin. Kendi milletimizin varlığı ve mutluluğu için ne istiyorsak, onlar için de aynısını isteriz. Dış politikamızda başka bir devletin hukukuna tecavüz yoktur bizim.
*Bizim milliyetçiliğimiz bencil değildir, gurulu bir milliyetçilik asla değildir. Dış siyasetimizde başka ulusların hukukuna saygılıyız. Ancak hakkımızı, hayatımızı,namusumuzu savunuruz, savunacağız. Milletleri yönetenler doğal olarak öncelikle kendi milletinin varlığını sürdürmek, kendi milletinin mutluluğunu gerçekleştirmek ister.
*Biz milliyet davamızı bilinçsiz ve ölçüsüz bir dava şeklinde düşünmeyiz ve savunmayız. Bizim milliyet davamız siyasi bir mücadele konusu olmadan önce, bilinçli bir ülkü sorunudur. Bilinçli ülkü demek pozitif bilimlere, bilimsel yöntemlere dayandırılmış bir ülkü, bir hedef demektir.
*Biz milliyetçi olmadan varlığımızı sürdüremeyiz. Emperyalizmin avı oluruz, parça parça oluruz, yok oluruz.
*Ey milletim, yurttaşlarım! Dünya size saygı mı göstersin istiyorsunuz, o zaman önce siz kendi benliğinize, kendi milliyetinize saygı gösterin. Duygu olarak, fikir ve eylem olarak, bütün fiil ve hareketlerinizle sahip çıkın… Bilin ki milli benliğini bulmayan milletler, başka milletlerin avı olur.
*Sevgili Gençler! Milli varlığınıza düşman olanlarla sakın dost olmayın. Böylelerine karşı bir şairimizin dediği gibi 'düşmanım sana, kalsam da bir kişi' deyin. Ancak düşmanlarınıza bu hakikati ifade ettiğiniz gündür ki erişeceksiniz kurtuluşa. Kanaatinize, ülkünüze,geleceğinize yan bakanı düşman bildiğiniz gün, ulusal benliğe uzanacak her eli şiddetle kırdığınız, milletin önüne dikilecek her engeli devirdiğiniz gün erişeceksiniz gerçek kurtuluşa. Ve sizlerle, sizin gibi aydın, azimli, imanlı gençler sayesindeki ki kurtuluşa mutlaka ulaşacaktır milletimiz…
En öz şekliyle Atatürk Milliyetçiliği işte budur.