Beş yıl önceydi…
Vakit gece yarısına yaklaşıyordu...
Çankaya'daki trafik ışıkları kırmızı yanınca...
Yavaşladık, durduk...
Lamba yeşile döndü, tam gaza basarken eşim zınk diye durdu...
Benim tarafımdaki cama burnunu yapıştırmış Suriyeli çocuk…
Avucuna bile sığmayan kağıt mendili bize uzatıyordu...
Tek kelime etmeden…
Hüzün perilerinin dans ettiği iri kapkara gözlerini bize dikmişti...
Bacak kadar çocuğa…
Bu tehlikeli alışverişi kim yaptırıyor diye etrafa baktım...
Kimsecikler görünmüyordu, ancak…
Parmak kadar çocuğa o işi yaptıran mutlaka bizi izliyordu!
Uzattığım bir lirayı aldı ve…
Nasıl ortaya çıktığı belli olmayan bir hayalet gibi…
Karanlığın içinde kayboldu...
***
Bi'yerlere savrulup gitmediyse…
O Suriyeli yavru…
Şimdi 11-12 yaşlarındadır…
İzmir'de eğitime devam edebildi mi?
Nerelerdedir, ailesi TC vatandaşı oldu mu?
Kimseler veremez bu soruların cevabını…
Çünkü…
Onları hep misafir bildik ama…
Kazın ayağı öyle değildi işte…
***
12 yıl önceydi, aylardan Nisan'dı…
Güney komşumuz Suriye'deki iç savaştan kaçanları…
Bi'sabaha karşı…
Mülteci kimliğiyle alıverdik Cilvegözlü kapısından sınırlarımızın içine…
Önce çadıra madıra yerleştirmeye kalktık…
Arkasını tutamadık…
Azrail'in elinden kurtulan Suriyeli, çoluk-çocuk 'konuğumuz' oldu…
Bi'bavula ne sığdırdılarsa…
Ve dahi varsa 'hastalıkları' dahil; her şeyi…
Sınırlarımızdan içeri sokuverdiler…
Diledikleri kente yayıldılar…
İşyeri bile açmaya başladılar…
Bu 'sığınmacı' işkencesi taaa bugünlere kadar sürdü…
Onlar artık kan ağlamıyor...
Çünkü biz merhametli bir milletiz...
Avrupa ülkeleri…
Sınır kapısına gelen sığınmacıyı 'tekme' ile kovalarken…
Bizim kucak açtığımız…
Suriyeli mülteci maceramız 12'inci yılına girdiğinde…
Sözde misafirlerin siyası…
3 milyon 639 bin 284 oldu…
İzmir'deki resmi rakam ise 149 bin…
Ödemiş nüfusu bile eksik kalır; üstüne bi'de Kınık koy…
Tam o kadar işte…
Nasıl yaşıyorlar diye merak etmenize gerek yok...
Hastane sırasında bile öncelikleri var...
Ne ilaca para veriyorlar, ne de doğuma...
Helali hoş olsun ama…
Biraz da…
Bizim halimize bi'göz atalım…
Fırınların önündeki 'Askıda Ekmek' kuyruğu…
Hangimizin canını acıtmıyor ki?
***
Bu köşede son beş yıl içinde…
Kimbilir kaç kez yazdık…
'N'olacak bu Suriyeli kardeşlerin hali?' diye…
Merhamet başka…
Kendimizi korumak başka…
Demografik yapının bozulmaya başladığına vurgu yaptık…
'Nüfus yapımız değişiyor…' demeye getirdik…
Bi'türlü anlatamadık…
Anlatamadığımız başka detaylar da vardı…
Nezaketen sığınmacı dediğimiz kardeş…
Bizim esnafın karşısına dükkan açıyor, Arapça levhayı dikiyordu…
Bu 'orantısız ve insaf ölçülerini zorlayan' tabloya…
Herkes isyan ediyordu…
Sonunda…
Devlet Baba'nın da tahammülü kalmadı…
Öyle ya…
Her şeyin bir sınırı vardı…
Vicdanlı bir devlet…
Önce kendi vatandaşını…
Mutlu ve mesut yaşatmak zorundaydı…
Oysa…
Taaa, o günlerde…
(Çok değil, dört yıl önce…)
İçişleri Bakanlığımız'ın en tepesi…
Memleketini bırakıp bize kaçanlar için şöyle diyordu:
'Suriyeli misafirlerimizle gerek kendi aralarında gerekse vatandaşlarımızla zaman zaman yaşanan gerginlikler son günlerde çarpıtılarak aktarılmaktadır...'
O günlerde…
'Eee, pes vallahi…' dediğimiz TC İçişleri Bakanlığı…
Geçen hafta…
Şu açıklamayı yapmak zorunda kaldığını hissetti:
'Suriyelilerin Türkiye'de nüfusun demografik yapısını bozmaması için (seyreltme) uygulanacak… Yüzde 25'in üzerinde Suriyeli nüfusun olduğu bölgelerde hiç bir yabancıya ikamet izni verilmeyecek… Suriyelilerin yoğun olduğu İzmir dahil 16 kent, Suriyelilere kapatıldı…'
Geç kalmadık mı?
Ana yurdundan bi'valiz ve beş çocukla gelen Suriyeli'nin 12 yıldır Türkiye'ye ve ekonomimize parmak kadar faydası mı oldu?
Sadece kendi ülkelerinde ölmekten kurtuldular; bunu yaparken de ekmeğimize ortak oldular…
***
Bitiriyoruz…
Eskiler güzel söylemiş…
Geç kalmak…
Hep uykuda kalmaktan iyidir…
Söz konusu…
Suriyeli kardeşlerimiz ise…
Acımak başka şey…
Harman olup…
Demografik yapımızı zedeletmek başka bi'şey…
Nokta…
Hamiş: Kimileri, bizim Almancılar'ı hatırlatmayı iş edinmişler… Biz, büyük savaştan yeni çıkmış bir ülkeye 'göçmen' yollamadık… İşçi gönderdik; aralarından Alman vatandaşlığını kabul edenler oldu… Alman Devlet'in yeniden can bulmasında Türk işçilerinin payı büyüktür ve dünya bunun farkındadır… Çünkü, Almanya savaş bittiğinde 6 milyonu asker olmak üzere 7,5 milyon insanını kaybetmişti…'
Sonsöz: 'Bakın artık denizden Yunan adalarına kaçmaktan vazgeçtiler... Çünkü Batı, onlarla ekmeğini bölüşmek istemiyor...'