Yeni kültür: Yaşamdaşlık 4

Üç haftadır Türker Kılıç’ın kitabıyla “Yaşamdaşlık” kavramını anlatıyorum. Prof. Dr. Türker Kılıç’ın Yaşamdaşlık konseptini şöyle açıklıyor:

“İnsanoğlu aydınlanma ile birey oldu. Ulus-devlet ile yurttaş, sonra vergisini ödeyen vatandaş, neoliberal ekonomiyle küresel tüketici olmayı öğrendi; bağlantısal bütünsellik bilimi ve ortaya çıkmakta olan kültürüyle de yaşamdaş olmayı öğrenecek. Yaşamdaşlık zihnin "yaprak" olmaktan çıkıp, "ormanın" bağlantısallığı içine yerleşmesi demek.

Bu uygarlığımızın yetmezlik noktasının özetlendiği “yaşam insan için var, yaşam benim için var” kendiliğinden kabullenişinin, “insan yaşamın bir parçası olarak ve onun için var, ben de bu yaşam ağı için varım” anlayışına geçişi demek. Orman-yaprak metaforu ile anlatırsak; “yaprağın”, ormanın kendisi için var olduğu zannından kurtularak, kendisinin “orman” için olduğu gerçekliğini anlaması demektir.

İyilik Eğitimi

“Ben” için sahip olmak, yaşam için iyi oldukça insanın yaşamı zenginleşecek. Teknolojik dönüşümü bir kenara koyun, esas içerikte eğitim değişecek. Var olan üstün olma eğitimi yerini iyilik eğitimine bırakacak. İnsanın hakkını yaşama karşı koruyan hukuk sistemi yaşamın hakkını insana karşı koruyacaktır. Yaşam dediğimiz bu eşsiz öğretmen için, dünyamız için, doğanın ekolojik devamlılığı için, insan türünün önemi arı türü kadar bile değil.

Korona salgınından öğrendiğimiz bir diğer sonuç da şu oldu: Tabiat insansız çok mutlu. Yani insanlık, yaşamdaşlığı öğrenemez ise yaşam denen öğretmenin yeni "egzersizleri" ile karşılaşacaktır. Yani yaşamdaşlık er geç öğrenilecektir. Merkeze “Ben'i” değil, "Biz'i" değil, hatta “insanlığı” da değil; “yaşamı” koyan bir bilim, insan ve yaşam anlayışına sahip akademi yaratmak, böyle bir devlet modeli yaratmak kadar zordur.

Tırtılın Kelebek Olması

Bilimsel dönüşümlerin benzerlik kurulabileceği en güzel biyolojik dönüşümlerden biri tırtılın kelebek olmasıdır. Kelebek olacak tırtılın önce kendi kabuğundan vazgeçmesi ve kendi varlığını gelecekteki varlığı için eritmesi gerekir. Her tırtıl kelebek olamaz, kelebek olacak tırtılın yeterince “imaginary cells”, hayalci hücreler yetiştirmesi gerekir. Bu hayalci hücreler, diğer tırtıl hücreleri ile aynı genom yapısındadır ama bu hücreler tırtıl olmaktan sıkılan “rahatsız” hücrelerdir.

Farklıdırlar, rahatsızdırlar. Diğer tırtıl hücreleri, büyürler, gelişirler, günü geldiğinde ölmeyi seçerler, apoptoza (hücrenin programlanmış ölümü) uğrarlar. Bu hayalci hücreler ise yaşamayı ve yaşatmayı seçerler ve sayı eğer belirli bir eşiği aşarsa, kelebeğin vücudunu oluşturmaya başlarlar. Ölümden, kaostan ve savaştan yeni bir dünya, bir kelebek yaratırlar. Bir tırtılın kelebek olup olamayacağını belirleyen, hayalci hücrelerin sayısıdır.

İnsan İçin Yaşam Değil, Yaşam İçin İnsan

Bazı hayalci hücreler değişime girerken ölümden, kaostan ve savaştan yeni bir dünya yani bir kelebek yaratırlar. Son tahlilde denilebilir ki: “Kelebekler, tırtıllardan güçlüdür!” Yeni kültürün, halihazırda var olan “insan için yaşam” ilkesinden “yaşam için insan” ilkesine geçişi sağlayabileceğini düşünüyorum” diyerek bitirir Türker Kılıç!

Geçen hafta değindiğin Los Angeles yangınında ve Gazze soykırımında garip bir biçimde “Yaşamdaş” olan, benzer deneyimler yaşayan, iki çok farklı coğrafyanın, çok farklı insanları da sanki bu tezi destelemekte. Yeni Kültür: Yaşamdaşlıktan ve Yeni Bilim: Bağlantısal Bütünsellikten kaçış yok gibi görünmekte ve dünyamızda “İyilik Eğitimi”nin hızla başlaması dileklerimle…

Kaynakça: Yeni Bilim: BAĞLANTISALLIK-Yeni Kültür: YAŞAMDAŞLIK

Türker KILIÇ (Prof. Dr.) AYRINTI Yayınevi-1. Basım: 2021