Bu güzel memleketin insanı...

Aynı futbol dünyasında olduğu gibi...

Uzun yıllar...

En güzel hayatların mekanları olarak...

'Üç Büyükler' namıyla anılan...

'İstanbul... Ankara... İzmir...'

Üçlemesiyle sohbete başlarlar...

Ticaret'te böyle...

Siyasette böyle...

Futbolda böyle...

Eğlencede böyle...

Sosyal hayatta böyle...

Bu kural bugünlere kadar hiç değişmedi...

Belli ki...

Bundan sonra da değişmeyecek...

***

Üç büyüklerin sadece ikisinde...

(İstanbul ve Ankara...)

Şeytan'ın bacağını kıran Recep Tayyip Erdoğan oldu...

Tarihe mal olan bir özlü sözü vardı:

'İstanbul'u alan Türkiye'yi alır...'

Dediği oldu...

Startı bizzat kendisi verdi...

ANAP'lı Bedrettin Dalan ve SHP'li Nurettin Sözen...

Dünya başkenti İstanbul'a başkan oldular...

İcraatları...

Geleceğin habercisi gibiydi...

Recep Tayyip Erdoğan...

Refah rozetiyle...

27 Mart 1994'te İstanbul'u yönetmeye başladı ve...

Bi'daha yıllarca değişmedi...

Erdoğan'ın o İstanbul Reisliği...

Kapıları açtı...

Sırayla...

Ali Müfit Gürtuna... Kadir Topbaş... Mevlüt Uysal...

Yönetimlerinde...

Tam 21 yıl...

Sol kanat İstanbul'u alamadı...

Taaa ki...

Hikayesi olan bir Ekrem İmamoğlu ortaya çıkıncaya kadar...

***

Ankara'da da Sol'un emaresi okunmuyordu...

Sadece Melih Gökçek...

Fazilet... Bağımsız... Demokrat Parti... AK Parti...

Rozetleriyle...

'23 yıl 7 ay 1 gün'...

Toplamda '8 bin 616 gün'...

Başkenti kimselere vermedi...

Taaa ki...

Mansur Yavaş sandıkları patlatıncaya kadar...

***

Neden bunları yazdım...

Yerel Seçim'e...

Bugün itibarıyla '96 gün' kaldı...

Ve...

Şu ayrıntı çok önemli...

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan...

15 gün önce...

'Dünya İnsan Hakları' buluşmasında...

Yaklaşan Yerel Seçimleri hatırlattı ve...

Aynen şöyle dedi:

'31 Mart için (Yeniden İstanbul, Yeniden Ankara) diyoruz ve yola devam ediyoruz...'

Cümleye dikkat!

İçinde İzmir var mı?

Yok...

Bu kadim kentin resmi adayını CHP açıkladı mı?

Hayır...

Peki, iktidar partisi İzmir'i başka bahara mı bıraktı?

Tabii ki, hayır...

Sadece İzmir için sanki 'umut' yokmuş gibi bir tablo var!

Neden?

İşte cevabı:

İktidar Partisi...

'Üç Büyüklerin Reisleri' için adaylarını hala belirleyemedi...

Oysa...

Aynı AK Parti...

Beş yıl önce...

27 Kasım'da Ankara'nın adayı olarak Mehmet Özhaseki'yi...

28 Kasım'da İzmir'in adayı olarak Nihat Zeybekci'yi...

Biraz geç kalınsa da...

29 Aralık'ta İstanbul'un adayı olarak Binali Yıldırım'ı...

Sahaya sürmüştü...

Oysa...

CHP'nin Çatı Katı, müthiş hızlı...

Ankara ve İstanbul'un reisleriyle aynen devam...

İzmir ise daha fazla 'fıtık etmeden' inşallah pek yakında...

***

Demek ki...

CHP'deki kan değişikliği...

Kim ne derse desin...

Belli ölçüde(!)

İşe yaramış...

Henüz 'seçim harmanı' kendini hissettirmese de...

Hızlı depar (çıkış) yapan...

Bir CHP görünüyor ana fotoğrafta...

Dışarıdan bakıldığında...

Özellikle 'damardan' bir sevda yoksa...

Geçmiş 'ağlatan seçimler'in yüzü-suyu hürmetine...

İşe yaramayan 'önerilere' kendini kapatmış...

Ayrıca...

Kimilerinin(!) seçimle ilgili bi'takım beklentileri...

Belli ki, karşılıksız kalıyor...

CHP'ye oy verenlerin içini rahatlatan işte budur...

Hedef...

İktidar Partisi ile O'na el veren ittifak ortakları...

Yeni bir ruhla kenetlenmiş bir CHP'nin karşısında...

Kafa şehirleri yönetmeye 'aday bulamıyormuş' gibi...

Bir fotoğraf veriyor(!)

Bu bir 'çaresizlik' görüntüsüne dönüşürse...

AK Parti sıkıntı yaşar...

***

Bitiriyoruz...

Hassas bir ayrıntı ile...

Unutmamak gerekir ki...

İstanbul'un Reisi İmamoğlu...

'31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır' dediği için...

YSK üyelerine hakaretten hapis cezası almıştı...

İstinaf Mahkemesi'nde bekleyen 2 yıl 7 ay 15 günlük ceza...

Kesin aday listelerinin ilan edileceği son tarih...

'3 Mart 2024'ten sonra onaylanırsa...

N'olacak hem CHP'nin hem İmamoğlu'nun durumu?

Kaldı ki...

O saatten sonra 'aday değiştirmek' de mümkün değil...

Durum kritik...

Ne var ki...

Şu sözü unutmamak gerekir:

'Her zaman bir umut vardır; umut her şeydir...'

Nokta...

Sonsöz: 'Hayat bu, bir bakarsın her şey bir anda son bulur... Hayat bu, son dediğin an her şey yeniden can bulur... / Şems-i Tebrizi – Hz. Mevlana'nın sohbet şeyhi...'