…Sade burada değil, belki dünyanın dört köşesinde her lamba ışığı altında buna benzer şeyler olurdu. Ademoğlu sakardı, bu yüzden hakikaten talihsiz oluyordu. En iyi arzulardan bile bir yığın manasız üzüntü doğardı. Üzüntüler, küçük üzüntüler… Ahmet Hamdi Tanpınar – Huzur
Bir yıl daha geçti…Şaka gibi, ne kadar hızlı akıyor zaman, hiç anlamadık nasıl geçti, dün gibi geçen yıl yılbaşını kutladığımız zamanlar… Bu sözleri son yıllarda ne kadar çok duyuyoruz değil mi?
Zaman bir şekilde çok hızlı akıyor… Acı, tatlı ne çok şey yaşıyoruz. Üzüntüleri de mutlulukları da sadece o anı yaşayanlar en iyi bilir. Biz sadece anlamaya çalışabiliriz. Yaşayanlar ve anlamaya çalışanlar ya da bir ömür boyu anlamayacak olanlar için yeni bir yıl geliyor, ne getireceği bilinmez.
Pek çok yer ışıl ışıl, günden güne fakirleştiğimizi, geçen yıl, hatta dün aldığımız şeyleri aynı rakamlara alamayacağımızı unutmaya çalışıp, ışıltılara kanıp, hazırlıklar yapıyoruz. Belki, yeni sene, alım gücü yüksek şartlar ile gelir diye ümit ediyoruz.
Bir yanda sokaklar, mağazalar süsleniyor. Diğer yanda iş arayanlar, gelecek kaygısı duyanlara rağmen alışveriş yapıyoruz, belki yeni yıl yeni istihdam olanakları getirir diye hayaller kuruyoruz.
Şiddete maruz kalan, hayatını zamansız kaybedenlerin haberlerini duymadığımız bir gün geçmiyor. Haberleri; açılıp kapanan reklamların izin verdiği kadar, okuyup, dinleyip, kısa bir süre sonra normalleştiriyor, hatırlamıyoruz. Her şeyi kendimizin inşa ettiğini unutup, şiddetsiz bir dünya yeni yılda gelecek diye bekliyoruz.
Her geçen gün daha sıcak bir kış yaşıyoruz. Bahar gibi, yaz gibi havaların iklim krizinin göstergesi olduğunu es geçip, insan eli ile yapılanların iklime etkisini yok sayıp, mevsim normallerinin yeni bir yılda yaşanacağını düşünüyoruz.
Adını bildiğimiz hastalıkların çoğaldığını, bilmediğimiz varyantların dolaştığını duyuyor, kaybettiklerimize üzülüyoruz. Her şeyin çaresinin yeni yılda bulunacağına inanmak istiyoruz.
Dünyamız; kaynakların azalmasına, günden güne yaşlanmasına rağmen; artan nüfus, savaşlar, göçler ile mücadele ediyor, önce kendisi için, sonra içinde yaşadığı tek ev olan dünyaya bunu yapan insan için ve tüm canlılar için ayakta durmaya çalışıyor.
Biz ise; yaşadığımız acı günlerin gölgesinde; bugün yaşananları dün yaşadıklarımızın getirdiğini, yarınları da geçip giden tüm yılların belirlediğini bile bile,daha iyi bir dünyayı sadece düşlüyoruz.
Biraz üzgün, biraz endişeli, biraz korku dolu ama belkiler ile sevgi, huzur, hoşgörü, barış ve hepsinin birlikte getireceği kaliteli, insanca bir hayatın yaşandığı bir dünyayı sadece umut ediyoruz.
Kimbilir belki gerçekten de sadece düşleyerek, sadece umut ederek yeni yılın daha iyi bir yıl olmasını sağlayabiliriz. Belki gerçekten de sadece düşünerek, hiç bir çaba harcamadan gerçekleştirebiliriz isteklerimizi.
Düşündüklerimiz ya da düşünmediklerimiz ama en çok yaptıklarımız ve yapmadıklarımız ile bir şekilde bizim yarattığımız bir yıl daha geldi ve geçiyor. Yeni bir yıl her şeyi çok farklı kılabilir. Sadece istemenin, hayat etmenin ötesinde; çaba harcadığımız, ufak adımlar ile bile olsa harekete geçtiğimiz, çalıştığımız, önce kendimizi sonra herkesi olduğu gibi sevdiğimiz, dünyayı değiştirmenin ancak kendimizi değiştirmekle mümkün olacağını anladığımız ve yaşanabilir bir dünyanın, kaliteli yaşamın tüm canlıların hakkı olduğunu fark ettiğimiz an yeni bir yıl güzellikler ile gelecek…
Hayal ettiklerimizi yarattığımız, tercihlerimizi iyilikten yana kullandığımız bir yıl dilerim…