Dinç Bilgin’’in yaptığım röportajda ’“Kürtlerden korkan bir İzmir düşünemiyorum’” sözlerinin üzerinden 7-8 ay geçti.

Türkiye’’deki en özgürlükçü iklimin yıllarca gazetecilik yaptığı İzmir’’de olduğunu vurgulayan Dinç Bey, doğduğu ve uzun yıllar doyduğu kentin son yıllardaki korkularını/çekincelerini/içine kapanmasını anlayamadığını, Kürt açılımına en önce ve en gür sesiyle katılmasını beklediği İzmir’’in, açılıma karşı duruşuna anlam veremediğini söyleyen cümleler kurmuştu.

O gün konuya, tam olarak Dinç Bey’’in gözlüğünden baktığımı söyleyemem.

Ne demeye çalıştığını anlamıştım ama yüzde yüz katılmamıştım İzmir’’in korkan bir kent olduğuna.

Oysa şimdi, ben de şöyle bir cümle kurabiliyorum:

Lakin, benim düşünemiyor olmam, bu kentin korkularını cesarete çeviremiyor ne yazık ki.

*

AKP, bütün hatlarıyla referandumda ’‘evet’’ çıkması için dibine kadar saldırırken, koskoca İzmir’’den ’‘hayır’’ denilmesi gerektiğini anlatan/çıkan seslere bakın, ne dediğimi anlarsınız.

Parti kararları doğrultusunda kampanya yürüten partilerin örgütlerini dışarıda tutun’… Bırakın oyunun rengini söylemeyi, bu referandumla ilgili fikrini söyleyen var mı?

Türkiye’’nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından Ege-Koop’’un, halkı ’“Anayasa değişikliği’” konusunda bilgilendirmek amacıyla Mayıs ayında düzenlediği paneli ’“Referanduma doğru Anayasa değişikliği’” adıyla kitaplaştırıp İzmir’’in çeşitli yerlerinde dağıtmasının dışında, bir başka STK’’nın yaptığı/söylediği herhangi bir şey görüyor/duyuyor musunuz siz?

Duyamazsınız, çünkü yok.

Milletin sesi içine kaçtı, dilini yuttu çünkü.

Nerede sivil toplum örgütleri, odalar, modalar?

Nerede bu kentin kanaat önderleri???

Her konuda bulup söyleyecek lafları olan, gazetelerin Ege eklerinde haftada en az bir kez görünmezlerse rahatları kaçan beyler/hanımlar/merdivenden yuvarlananlar’… Nerede?

Sıcak havada buharlaşıp uçtular da bizim haberimiz mi olmadı?

*

İzmir ki, her seçime damgasını vurmuş, neredeyse her seçimin kaderini belirlemiş bir kent. Referandumlar desen, hakeza.

Hatırlayın 6 Eylül 1987’’de siyasi yasakların kaldırılmasıyla ilgili, ’‘Türkiye’’nin yüzde 50.16’’sının evet, yüzde 49.84’’ünün hayır’’ dediği referandumu mesela’… Binde 5’’lik kıl payıyla, daha doğrusu İzmir’’den çıkan ’‘evet’’lerle siyasi yasakları kaldıran halk oylamasını. İzmir’’deki 200 bin oyluk farkın, Türkiye’’yi 12 Eylül’’ün bir ayıbından kurtarmasını’… Üstelik oyunu bağıra bağıra, göstere göstere vermesini’… Hatırlayın.

’‘İktidarın akıntısına karşı kürek çeken’’ o İzmir, dönemin iktidarına posta koyan işadamları, sivil toplum örgütleri, kentin önderleri olduğunu ilan edenler nerede şimdi?

Ne ’‘evet’’ vereceklerini açıklıyorlar, ne de ’‘hayır’’ diyeceklerini.

Herkes arazi’….

Taştan ses geliyor, İzmirlilerden ses çıkmıyor.

*

Elbette ’‘korkutucu’’ bir iklim var.

Öylesine anti-demokratik bir iklim ki; referandumu ’‘daha çok demokrasi’’ için ’‘12 Eylül darbesi’’ ile hesaplaşmak için istediğini savunan Başbakan, akıllara zarar bir kampanyanın başını çekiyor. Esiyor, gürlüyor, asabı tel tel konuşuyor’… Konuşmuyor tehdit ediyor.

Alenen ’“Kendisi bitaraf olan bertaraf olur’” diyor. Sopayı gizlemeye bile gerek duymuyor. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, açık seçik, ’“Referandumdan hayır çıkarsa, iş adamları beni aramasın’” diye bastırıyor.

Bunlar aba üstündekiler. Aba altından çalışanlara ise hiç girmeyelim.

*

Buna rağmen’…

İzmir’’in korkusunu anlıyorum ama hak vermiyorum.

Korkan bir İzmir, İzmir’’i İzmir yapan özelliklerin kaybolduğunu gösterir ki, işte beni de en çok bu korkutur.

Bu referandum, pek çok şeyi açığa çıkaracak, taşların yeniden karılması gündeme gelecek. Açığa çıkacak olanlardan biri de işte bu kentin duruşu olacak.

İzmir korkudan titremesine rağmen, bildiğini mi okuyacak?

Yoksa, korkunun ecele faydası var mı diyecek?

Hep birlikte yaşayarak göreceğiz’…

 

HATIRLATMA: Anayasa değişikliği konusunda bilgilenmek isteyenler, Ege-Koop’’un ücretsiz dağıttığı ’“Referanduma Doğru Anayasa Değişikliği’” panel kitabını edinmek isteyenler, Ege-Koop’’un 0 232 4840707 numaralı telefonuna başvuruda bulunabilirler.