Gönül Soyoğul
Bak şu Çorumlu’’nun yaptığına’…
27 Ocak 2011 Perşembe

Meslekte henüz 1-1.5 yılım dolmuştu.
Öğretmenlikten gelmenin avantajıyla muhabirliğin o ilk yıllarında ’‘eğitim’’ dalında yoğunlaşmış; gazetede yer alan haber/röportaj/dizi yazılarım nedeniyle de İzmir’’in en eski rotary kulüplerinden birinden ’‘eğitim üzerine konuşma yapmak üzere’’ davet almıştım. Taze bir muhabir için, önemli bir andı yani.
Rotaryenler konusunda o günlerdeki tek bilgim, ’‘kentin ileri gelen/büyük işadamları’’ oluşlarıydı.
Seçilmiş olmaktan mutlu/gururlu, ama bir o kadar da dağılmış haldeydim.
Koskoca patronlar, mesleklerinin en iyileri/seçilmişleri beni dinleyeceklerdi. O kocaman adamlara konuşmak, sınıfta ders anlatmaya benzer miydi?
Neredeyse daveti geri çevirme noktasındaydım ki, heyecanımı/korkumu paylaştığım bir meslek büyüğüm, ’‘saçmalama’’ dedi. ’“O gözünde büyüttüğün adamlar, sonuçta insan senin benim gibi. Hatta benim yaptığım gibi yap, içinden de ki, ’‘ben bunların hepsinden daha üstünüm, daha zekiyim, daha bilgiliyim. Öyle olmasa beni dinlemek için çağırırlar mıydı?’’ Onların öğrencilerinden tek farkları, yaşları!’”
Meslek büyüğümden aldığım bu ders ve gazla, konuşmacı olmayı kabul ettim. (O günkü adıyla) Büyük Efes Oteli’’ndeki yemek salonuna içimdeki gözle, ’‘siz de kimsiniz ki’’ bakışı atarak girdim ve ’‘sanki sınıfımdaymışım’’ rahatlığında bir konuşma yaptım.
’‘Eşitlemek’’ten çok ’‘küçümseyerek büyük olma’’ dersi işe yaramıştı, epeyce övgü aldım’…
*
İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği İZSİAD’’ın geleneksel toplantılarının konuğu Ece Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz’’i dinlerken’…
28 yıl öncesinde kalmış bu anının tozlarını alırken buldum kendimi’…
Çünkü çok heyecanlıydı Erdem Bey.
Çorum’’dan İzmir’’deki bir toplantıya, büyük işadamlarının karşısına konuşmacı olarak çağrılmış olmanın gururunu/mutluluğunu açıkça dile getirirken, yücelttiği insanların karşısında notlarını ararken bazen elinin, bazen de dilinin karıştığını/sürçtüğünü görünce’… Garip biçimde bir özdeşlik kurdum kendisiyle’… Kendimi, içimden ona ’“Boşversenize, çok da önemsemeyin bizi. Bizim İzmir’’de, sizin bir taşra kentinde yaşıyor olmanız tamamen tesadüf, bir ayrıcalık değil. Kaldı ki, biz de İstanbul için taşrayız. Üstelik sizin kentinizde olmayan mazeretlere sahibiz; anlatacak bir masalımız bile yok’” diye seslenirken buldum.
Sesimi elbet duymadı. Zaten o kadar ’‘kendisi gibi’’ydi ki, duymasına da ihtiyaç olmadığını düşündüm konuşmasını sürdürürken’…
Ünlü bir vitrifiye markasına takıntılı yaşlı bir amcayı, kendi üretimi ’‘hela taşını’’ almaya ’‘küçük bir hileyle’’ nasıl ikna ettiğini anlatırken de’… Çorum’’da, değerlerdeki değişimi, o muhafazakar kentte erkeklerin artık yüzlerine ağda yaptırmasıyla örneklerken de Anadolu insanının sahici/samimi yanlarını akıttı salona. Ya da ben öyle hissettim.
*
Erdem Çenesiz’’in bütün samimiyetine, coşkulu anlatımına rağmen’…
O toplantılarda ondan önceki konuşmacılar da dahil, başarıyı yakalamış insanların başarıyı nasıl yakaladıklarına dair sırrı anlatmada/paylaşmada başarısız olduklarını da düşünmeden edemedim.
Başarısız demek belki de doğru değil de’… Bunun anlatılamayacağını, anlatarak birilerinin başarılı olmasının sağlanamayacağını, sahilde su satarak, yazları kaportacıda/orada burada çalışarak geçirilen bir çocukluğun/ilk gençliğin, herkesi zirveye taşımayacağını, taşıyamadığını’… Ticari zekanın tıpkı bir edebi zeka gibi doğuştan var olup olmadığını, bu hikayelerin insanı ’‘ben de böyle yapmayalım’’ dedirtip dedirtmediğini. Ve daha böyle bir sürü soruyu’… Sorarken bulunca kendimi’… Gülümsedim.
Bende yarattığı etkiye bakarak’… Başarı öykülerini dinlemenin insanın yol haritasında ne gibi etkilere yol açtığı konusunda net bir fikir sahibi olmasam da, insanı bulunduğu ruh durumundan çıkarıp başka bir yolculuğa çıkardığına, kendi iç dünyasına döndürdüğüne şahidim.
Eğer döndürmeseydi, şu an’…
Son bir haftada herkeslere ’‘bu nasıl biriymiş, meğer hiç tanıyamamışız’’ dedirten CHP İzmir İl Başkanı’’nı yazıyor, ’‘narsizm’’ üzerine bilgilerimi karıştırıyor, karşındakiyle eşitlemek yerine, ’‘herkesi küçülterek kendini büyüttüğünü zannetmek’’ üzerine yeniden/bir daha düşünüyor olacaktım mesela.
Oysa içimdeki tozları almakla meşgulüm gördüğünüz gibi’…
*
’‘Değişen Türkiye ve Çorum’’dan bir Anadolu Masalı’’nı anlatan Ece Grup’’un Başkanı Erdem Çenesiz, lise 1’’de okulu bırakarak babasının kiremit atölyesinde çalışıp 20 yaşında kendi işini kuran,
Limanı, havaalanı, tren yolu, seramik hammaddesi pazarı olmayan, tecrübeli personel ve teknik elemanı bulunmayan Çorum’’da, 7 işçi ile başlayan yolculuğu bugün 2 ülkede 7 üretim merkezi ile 850’’den fazla kişinin istihdam edildiği, vitrifiye seramikten banyo mobilyalarına, kiremit ve yapı kimyasallarından cam lavabolara ve kendi tesislerinin ihtiyacı olan makinalara varıncaya dek bir çok alanda üretim yapan, 40’’dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiren bir kuruluşa döndüren kişi.
2006’’da Yılın Girişimcisi seçilip, bir yıl sonra Euroawards Türkiye finalini kazanarak girişimcilik kategorisinde Türkiye’’yi AB’’de temsil etmiş, Çorum’’un değişiminde ve dönüşümünde yapı taşlarından olmuş,
Bütün bu iş başarısın arasına, yarım kalmış eğitimini de sıkıştırıp 2 ayrı üniversitede lisans programını tamamlayıp MBA da yapmış henüz 39 yaşında biri.
Konuşmasından sonra katılacağı bayiler toplantısı nedeniyle salondan hemen ayrılmasaydı, onu bu kadar azimli/hırslı yapanın ’‘aslında ne olduğu’’nu anlamaya/öğrenmeye çalışırdım ama olmadı. Hepimizi davet ettiği Çorum’’a bir gün yolum düşer de uğrarsam, eksik kalan hikayeyi, başarısındaki ince ayrıntıları da öğrenme fırsatım olur belki. 
Mevzuyu tamamlarken’…
Bu toplantılarda anlatılan başarı hikayelerinin, insanda ’‘Çorum bile başarmış, İzmir olarak biz de başarabiliriz’’ duygusu mu yarattığı; yoksa, ters etki yaratıp ’‘Çorum bile başarmış, biz hala silkinemedik’’ karamsarlığıyla insanda iç sıkıntısı mı oluşturduğu konusunda karmaşa yaşadığımı bilmenizi istedim bir de’…
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Pişmanlıklar
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Gürgen Kral
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Atatürk bizden biridir!
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (6) “Hamam mı? yoksa Spa mı?”
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Rüşvet ile jest arasında!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Stoilov’a nazar değdi!
Ayda ÖZEREN
Ayda ÖZEREN
Kirpi ikilemi – Hayır deme sanatı
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Netameli meseleler 7
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bir portre: Sadullah Usumi
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Nasıl toprak reformu yapılmalı?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva