İstanbul’da yaşayan Neriman Türkoğlu ile Nezir Türkoğlu, 2006 yılında evlendi. Çiftin bu evlilikten Yiğitcan (10) isminde bir çocukları oldu. Ancak Neriman Türkoğlu, dava dosyasına göre, kendisine sürekli şiddet uygulayan eşinden boşanmak istiyordu. Bu nedenle çift ayrı yaşıyordu. 15 Eylül 2017 günü baba Nezir Türkoğlu, oğlunu alarak evine götürdü. Baba, evde doğal gazı açarak çocuğunu öldürmeye çalıştı. Olayın polislere haber verilmesi üzerine evin kapısı kırılarak, küçük Yiğitcan kurtarıldı. Yaşanılan bu olay nedeniyle Neriman Türkoğlu kocasından şikâyetçi oldu.
KATİLİNE TESLİM ETTİLER
Yaşanılan bu olaydan 3 gün sonra, 18 Eylül 2017 tarihinde Neriman Türkoğlu boşanma davasını açtı. Dava dilekçesinde, yaşadıklarını anlatarak tedbir talebinde bulundu. Davaya bakan İstanbul 5. Aile Mahkemesi hâkimi de, genç kadının tedbir talebini kabul etti. Ancak Aile Mahkemesi hâkimi, müşterek çocuk Yiğitcan için koruyucu veya önleyici herhangi bir tedbir kararı vermedi. Boşanma davası sürerken baba Nezir Türkoğlu, 10 Ekim 2017 günü mahkemeye başvurarak eşinden boşanmak istemediğini, oğlunu göremediğini, oğlunu görebilmesine izin verilmesini talep etti. Hâkim de talebi kabul ederek Yiğitcan’ın babasıyla yatılı olarak görüşmesine izin verdi. Mahkeme kararı uyarınca Yiğitcan 4 Kasım 2017 günü babasına teslim edildi. Baba Türkoğlu, çocuğu teslim aldıktan bir gün sonra, 5 Kasım 2017 tarihinde, ekmek bıçağı ile birden fazla yerinden bıçaklayarak öldürdü. Baba Türkoğlu oğlu Yiğitcan’ı öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Anne Neriman Türkoğlu’nun avukatı Esin Yeşilırmak, olayda İstanbul 5. Aile Mahkemesi hâkiminin ağır ihmali olduğu gerekçesiyle, hem hâkim hem de Hazine hakkında maddi ve manevi tazminat talebiyle Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nde dava açtı. Dava dilekçesinde baba ile küçüğün yatılı olacak şekilde ilişki tesisine izin verilmesinin ağır ihmal olduğu savunuldu. HSK tarafından yapılan soruşturmada hâkime ceza verilmesine yer olmadığı kararı verildi.
‘HUKUKA AYKIRILIK AÇIK
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkeme sıfatıyla baktığı davanın kabulüne karar verdi. Daire, 809 bin 928 TL maddi tazminat, 30 bin TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte Hazine’den alınarak davacıya verilmesine karar verdi. Kararın gerekçesinde ise Aile Mahkemesi hâkimin çocuk için herhangi bir koruma kararı vermediğine dikkat çekilerek, özetle “Hukuka aykırı halin varlığı açıktır. Kusur mevcuttur. Hâkimin hukuka aykırı fiili ile daha evvel öldürülmesine teşebbüs edilen ve acilen korunması gereken çocuk şiddet yanlısı babaya teslim edilmiş ve bunun sonucu olarak da zarar doğmuştur. Bu nedenle devletin tazminatla sorumlu olduğu kabul edilmiştir” denildi.
TAZMİNAT TARTIŞMASI
Karara yapılan itiraz üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK), temyiz mahkemesi sıfatıyla dosyayı inceledi. YHGK, hâkimin hukuki sorumluluğun kabulünün doğru olduğu, bu nedenle anneye tazminat ödenmesi gerektiği yönündeki kararın hukuka uygun olduğuna hükmetti. Ancak YHGK, oyçokluğuyla, davacıya destekten yoksun kalma tazminatı verilmeyeceğini, Türk Borçlar Kanunu’na göre “takdir edilecek bir tazminatın verilmesi gerektiği” gerekçesiyle dairenin kararını bozdu. YHGK’nin kararı üzerine dosya tekrar dairenin gündemine geldi. Daire, 24 Eylül 2024 tarihinde, ilk kararında direnmeye karar verdi. Direnme kararı üzerine dosya tekrar YHGK’nın gündemine geldi. Dosyanın avukatı Esin Yeşilırmak, “Olayda hâkimin ağır ihmali olduğu kabul edilmiştir. Ancak YHGK ile Daire arasında aile ödenecek tazminat miktarı konusunda tartışma yaşanmaktadır. Dairenin kararının isabetli olduğunu düşünüyoruz. YHGK’nın hatalı değerlendirmesi kabul edildiği takdirde devletin daha az tazminat ödemesi söz konusu olacak” dedi.