Yapamazsam Allah benim canımı alsın!

Önümüzdeki Pazar...

Sandık başı yapacağımız seçim...

Dua ve bedduaların...

Birbirine karıştığı bir arenaya döndü...

İlk kez siyasiler 'ne söyleyecekleri' konusunda…

Farklı tercihleri sıralamaya başladı…

Ve…

Şu sırada görüyoruz ki…

'Yüzyılın Seçimi'ne 5 gün kala...

'İntizar' ve 'İnkisar'ların…

Yani…

Beddualar ile gönül kırılmalarının haddi hesabı yok!

***

İslam dininde...

Dualar, dilden kalbe yol verir...

Örneğin...

Bu sıcak 'seçim atmosferi'nde...

Ankara'nın eski belediye başkanı Melih Gökçek...

Millet İttifakı'nın...

Cumhurbaşkanı adayı olarak Kılıçdaroğlu'nu açıklayan...

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu'na...

İki ay önce şöyle seslenmişti:

'Cenab-ı hak sana uzun ömür versin ama bugüne kadar düşmanlık yaparak siyasi hayatını devam ettiren bir kişiyi cumhurbaşkanı adayı ilan eden dilin tutmasın inşallah... Rabbim seni sevdiğin bu adamlarla haşretsin (Kıyamet günü ölüleri diriltip bir araya toplamak) inşallah...'

Şimdi, böyle bir beddua var...

Bi'de kendisi için beddua edenler var...

Son örneği birkaç gün önce Sivas'ta yaşandı...

Hikayesi şöyle:

***

Seçime giden yolda...

Ne dikenler umurundaydı...

Ne de kafa-göz yaran kaya parçaları...

Kim bilir, belki de bizim Ege'nin...

'Efe Havası'dan esinlenmişti...

Miting meydanı kadınlarla tıklım tıklımdı...

Sivas'tan Türkiye'ye seslenirken...

Öyle bir yemin etti ki...

Başta kadınlar olmak üzere...

Herkes şaşırdı kaldı:

'Hiçbir erkeğe yapılmayan ne kadar iğrençlikler varsa bana yapıldı... Anladım ki, size de yapılıyor... Ne yapacağız? El ele vereceğiz ve bu harami düzenle birlikte, bizi fakirliğe mahkum eden bu ayrımcılığı; tacize, tecavüze, dayağa karşı bizi suçlayan bu zihniyeti yerle bir edeceğiz... Eğer bu harami düzeni, kadınlara karşı yapılan bu iğrençlikleri bitirmezsem Allah benim canımı alsın...'

Herkes şaşırdı…

İYİ Parti'nin 66 yaşındaki Genel Başkanı Meral Akşener…

Net bir şekilde…

Allah'a şöyle yakarıyordu:

'Ey, ulu Tanrım... Eğer bu işi yapamazsam öleyim; gitsin!..'

Bu bir nevi 'kendine beddua' etmektir...

Dinimizde...

İnsanın kendine beddua etmesi ise caiz değildir...

Kutsal kitapta var...

'Bu türdeki bir dua(!) için istiğfar (tövbe) edilmelidir...' diyor…

***

Yorulmuştu konuşurken…

Bedduayı bıraktı…

İktidar Partisi'ni hedef tahtasına koydu:

'Ben bu iktidarın devrinde…

Bir kadının uğrayabileceği en ağır iftiralara, hakaretlere uğradım…

Kocamı aldatmış kadın imasıyla karşılaştım…

Ölümle eşdeğerdi benim için…

Mahkemeye verdim; beraat ettiler… Sonra…

Biri çıktı (Kınalı Yapıncak) dedi… Fosforlu Meral dedi…

Torunu gayrimeşru dedi; eğer bunlara dayanıyorsam…

Her şeye rağmen sizlere hitap ediyorsam; Allah şahit sizin için…

Ben bugün evime dönsem…

Recep Bey'in karşısında Türkiye'nin en şerefli kadını olurum…

Ama siz acı çekersiniz…'

***

Bitiriyoruz…

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener…

İttifak Modası'nın…

Yoğun tempoda devam ettiği şu seçim sürecinde…

Belli ki…

Sözünü dudaktan…

Gözünü budaktan esirgemeyen bir siyasi lider olarak…

Cumhuriyet'in…

Siyaset Aynası'nda unutulmayacak bir 'lider kimliği' olarak…

Gelecek kuşaklara iz bırakacak…

Kendisi için bile…

Beddua etmekten çekinmeyen bir bir siyasi lider olarak…

Tarihe geçecek…

Ne kadar ilginç değil mi?

Nokta…

Hamiş: Meral Akşener anlatıyor: 'Bu ülkenin İçişleri Bakanlığı görevini yürütmüş birisiyim... Türkiye'nin, sınır ötesi en derin harekatının altında imzası bulunan İçişleri Bakanı'yım… PKK'nın, DHKP-C'nin listelerinde olduğum için devletin talimatı ile şerefli Türk polisleri tarafından korunuyorum… Yahu arkadaş, eğer ben PKK'lıysam tutuklayın ulan beni… Niye şerefli Türk polislerine beni korutturuyorsunuz? Bu nedir biliyor musunuz? Ciddiyetsizlik demektir… Bu, devlet ciddiyetini yere düşürmek demektir…'

Sonsöz: 'Politikacı kalbinin diliyle konuşabildiği gün, devlet adamı olmuş sayılır… / Ali Fuat Başgil – Hukukçu ve Siyasetçi…'