Yalandan kim ölmüş?

Dünyadaki tüm mezarlıkları gezin üzerinde; ’“Bu mezarda, yalan söylediği için ölen biri yatıyor’” diye yazan bir mezar taşı bulamazsınız!..’¶

Bugün için yaşam tarzı haline gelmiş maddeci yaklaşıma tıpatıp uyan bir benzetmedir bu.
’“İşini hallet de nasıl halledersen hallet’”, veya ’“kazan da nasıl kazanırsan kazan’”, ya da ’“yolunu bul parayı kap gerisine boş ver’”, anlayışları bugün için çok sayıda taraftar bulabilmektedir.
Fakat doğru olan bu mudur?Yalan söyleme konusunda dinimiz ne emretmektedir?Dürüst toplumlar yalan söylemeye nasıl bakmaktadırlar?Özellikle toplumu yönetenlerin ’“yalan söylemeleri’” nasıl karşılanmaktadır?

*Ey İman edenler! Allahtan korkun ve doğru söz söyleyin. (Ahzab 70)
*Yalan sözlerden kaçının. (Hac 30)
*Yalan kötülüğe, kötülük cehenneme götürür.İnsan yalancılık yapa yapa nihayet Allah katında yalancılardan yazılır. (Hz. Peygamber)

Yalan; Gerçeğin karşıtı, kişinin doğruluktan ve dürüstlükten ayrılması, olmayan bir şeyin olmuş gibi gösterilmesi demektir.

Yalan söyleyen dolayısıyla hile yapan birinin onur ve saygınlığı zedelenir. Böyle bir insanın çevresiyle barışık, sağlıklı ve özgüven içerisinde yaşaması mümkün değildir. Sürekli yalan söyleyen ve insanları aldatan kişinin toplumda saygın bir yerinin olması düşünülemez’…

Yalan söyleyen ve insanları kandıran birinin, yöneticilik yapması mümkün değildir.

Yorumsuz;
*Ben Ofer’’le hiç görüşmedim.(Sabah 09.30) Ben Ofer’’le bir defa görüştüm.(Akşam 18.00) R.T.Erdoğan.
*Başbakan Erdoğan Ofer’’le benim bildiğim en az üç-dört defa görüştü. Hatta bir seferinde, Ankara Bilkent Otelinin Personel asansöründen gizlice gelen Ofer’’le görüştü. A.Şener.E. Başbakan Yardımcısı
*Ben Ekrem Tosun’’u tanımam, bilmem. Ne kanımda ne de nesebimde hiç tanıdığım, bildiğim biri değildir. R.T.Erdoğan
*Ekrem Tosun; Cihan Kamer ve Başbakan Erdoğan’’ın çocuklarının müşterek işlerini yürüten Mali Müşavirleridir. Defalarca Başbakan’’ın İstanbul’’daki konutuna girmiştir. K. Kılıçdaroğlu
*Olağanüstü Hal ve DGM’’leri biz kaldırdık. Yerel televizyonlarda Kürtçe yayını ve Dershanelerde Kürtçe ders vermeyi biz getirdik. Başbakan Erdoğan(Diyarbakır Mitingi)
* Olağanüstü Hal ve DGM’’ler 2002’’den evvel koalisyon hükümetleri zamanında kaldırıldı. Yerel Televizyonlarda Kürtçe yayını ve dershanelerde Kürtçe ders vermeyi de 2002’’den evvel ki hükümetler yaptı. Başbakan yalan söylüyor. Hasan Erçelebi(DSP Genel Sekreteri)
*Biz terörist başı ile görüşmüyoruz. Bizim görüştüğümüzü söyleyenler, alçaktırlar, şerefsizdirler. RTE.
*Başbakanın emri ve bilgisi olmadan hiçbir devlet görevlisi teröristlerle görüşemez.(Genel Kural)
* ’“Türkiye Cumhuriyeti Devleti aşiret ve cemaat devleti değildir. Aksine iddia edenin aklından şüphe edilir.’” Atatürk.
*Nato’’nun ülkemize yerleştireceği Füze kalkanına ancak, kumanda düğmesi bizde olursa izin veririz, yoksa izin vermeyiz. RTE.
*Biz de kumanda düğmesinin Nato’’da olmasını istemiştik.RTE.
’“ Üfür üfür ipe diz. Yalanını sevsinler, yalandan kim ölmüş’”, dediğinizi duyar gibiyim’….

Elma + Tüpraş’’ın %14.76’’sı:

İki tane Recep Tayyip Erdoğan var.
Birincisi; Başbakan olan ve danışmanların ve uzmanlarının yazdıklarını ’“camdan’” okuyan RTE.
İkincisi; İktidarda olan fakat kendisini muhalefette sanan RTE.

İkincisi ağzını her açtığında, toplumu bölmek, ayrıştırmak ve bu suretle siyasi rant elde etmek için ortalığı yıkıyor ve viraneye çeviriyor.

Pazar günü İstanbul 6. İmam Hatipliler Kurultayında öyle şeyler söyledi ki, akıllara zarar; ’“Her türlü aşağılamaya, hakarete, baskıya, engellemeye maruz kaldık. Bize Cenaze yıkayıcısı dediler.’”

İkinci RTE’’nin anlaması gereken gerçek şudur; Bu ülkenin tüm okulları aynı derecede makbuldür. Hiç biri diğerinden daha üstün değildir. Verdikleri eğitim farklıdır o kadar. Kimse bu ülkenin öğrencilerine hakaret edemez. Başbakanlık makamında oturan kişinin şikayet etmeye hakkı yoktur. Çözebiliyorsa ve varsa problemleri çözecektir. Çözemiyorsa gidecektir, çözecek olan gelecektir.

İkinci Erdoğan şunu da söyledi;
’“Bizim okulun bahçesine komşunun bahçesindeki elma ağacının dalları sarkıyordu, elmalardan bir tane bile koparmazdık. Biz emanete sahip çıkarız.’”
Elmayı bilmem ama, Başbakan Erdoğan’’a emanet edilmiş ve Türk Milletinin olan ’“Tüpraş’’ın %14.76’” sının artık buhar olup yok olduğunu Özelleştirme İdaresi Başkanlığı açıkladı!...

*Özelleştirme İdaresi elindeki % 65.76’’ lık devlet hissesinin, % 14.76’’sını
25. Şubat. 2005’’te satmaya karar verdi. Ancak satış yetkisi ile kamuya herhangi bir bildirimde bulunmadı.
*28 Şubat 2005’’te, yani üç gün sonra, Başbakan Erdoğan’’ın tanımadığını söylediği Sami Ofer adına Global Menkul Değerler A.Ş bu hisselere alıcı oldu. Aynı gün süpersonik bir hızla Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci izin verdi ve 1 Mart 2005 tarihinde, yani ertesi gün satış yapıldı.
*Tüpraş’’ın %51’’i Koç grubuna 8 Milyar 156 Milyon Dolara satıldı. Böylece Sami Ofer’’in cebine 6 ayda yaklaşık 800 Milyon Dolar avantadan para konmuş oldu.
*Ankara 12. İdare Mahkemesi satışta hukuka aykırılık belirledi. Danıştay’’da bu yolsuzluğu tespit etti. Metin Kilci’’nin görevini kötüye kullandığı iddia edildi ve 3 yıl hapsi istendi.
*Mahkeme esnasında Özelleştirme İdaresi satılan hisseleri geri istedi ve dava açtı. Verilen cevapta;
’“Söz konusu hisseler zaman içinde İMKB’’de satılmıştır ve geriye dönük takibi mümkün değildir’” dendi.
* Devlet malını iç ettirmekten yargılanan Metin Kilci, kendisini tanımayan Başbakan Erdoğan tarafından daha üst bir görev olan, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarlığı görevine atandı’…

Elmalar mı?Türk Milletinin hisseleri mi?Milletin emanetine sahip çıkmak mı?Devlet malını korumak mı?
Anlat, anlat heyecanlı oluyor, yalandan kim ölmüş!...