İZMİR'DE özellikle sıcak havalarda içilen bir içecek vardır.
'Çörçil' deriz biz İzmirliler kısaca…
Neden, nasıl almıştır bu ismi bilinmiyor ama…
Örneğin Pasaport'ta herhangi bir kahvede…
'Bana bir Çörçil' dediğinizde, garson siparişinizi alır…
Bir bardak içinde iki parmak dolusu tuzlu limon suyunu getirir masaya.
Yanına da buz gibi bir şişe maden suyunu koyar...
Tiryakisi iseniz, maden suyunu limonun üstüne kendiniz eklersiniz keyifle…
Yanında bir misafiriniz varsa muhtemelen ne oluyor anlamaz.
'Ne Çörçil'i' der gibi bakar.
Farz-ı misal misafiriniz diyelim ki bir İngiliz olsa…
Eski Başbakanları Churchill'in Pasaport kahvesinde ne işi var diye anlamayacağı için….
Muhtemelen size dönüp şaşkınlıkla sorar:
'What do you mean with Churchill?
What.. Churchill? (Çörçil de nedir)
***
NEREDEN çıktı şimdi bu Çörçil mevzu diyeceksiniz…
İnanmayacaksınız ama dün Altılı Masa'dan çıktı…
Tüm Türkiye'nin heyecanla ve merakla izlediği Ortak Mutabakat Metni sunumundan...
Onca emek, onca çalışmayla hazırlanan sayısız madde, o kadar başlık, iki bin küsur yapılacaklar listesinden…
240 sayfalık takdir edilecek önemli bir çalışma anlatıldı.
Peki benim aklımda ne kaldı ?
Winston Churchill…
***
ŞÖYLE Kİ…
Dün bütün Türkiye'nin heyecan ve merakla beklediği…
Millet İttifakı yol haritası sunumu…
'Yarının Türkiye'si için Vaatler Manzumesi' tanımı yapılarak başladı.
Hükümet programının ana omurgasını anlatmak için kürsüye ilk olarak…
CHP Genel Başkan yardımcısı sayın Faik Öztrak geldi.
Hepimiz nefesimizi tutuk, tam 11.00 dakika konuştu parti sözcüsü Faik Bey…
Her şey çok güzel gidiyordu…
CHP'li Öztrak 10 dakika 20 saniye boyunca yapılacakları sıraladığı konuşmasında…
Altı Ok'un kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün adını geçirmedi.
Diğer Altılı Masa parti temsilcilerinin geçirmediği gibi…
Zaman dar, konu boldu olabilir diyelim hadi…
Ancak konuşmasının sonunda ilginç bir isme vurgu yaptı kendisi.
'Sözün iyisi az ve öz olandır' dedi Öztrak ve ekledi…
'Winston Churchill'in dediği gibi… Bütün büyük şeyler basittir ve tek kelimeyle ifade edilir. Özgürlük, adalet ve umut gibi…'
Ve Öztrak sözlerini şöyle tamamladı:
'Ülkemizi önce feraha çıkaracak sonra refaha erdirecek politikaların yer aldığı büyük şeyler vaat eden ortak mutabakat metninin özgürlük, demokrasi, hukuk, adalet, iyi yönetim, liyakat ve yolsuzlukla mücadele kelimeleriyle ifade edilebilecek bölümleri kısaca sundum'.
Sonra da kürsüden indi.
Ben de ekran başında kalakaldım.
'What.. Churchill Faik Bey' dedim…
'What's going on Sayın Öztrak' diye geçirdim içimden.
***
ALLAH'IN işine bakın ki Faik Öztrak'ın Millet İttifakı kürsüsünden…
Adını andığı gün Sir Winston Churchill de Türkiye'de idi.
Ama tam 80 yıl önce…
Tarih 30 – 31 Ocak 1943…
Yer Tarsus Yenice'deki tren istasyonunda bir tren vagonu…
Vagonda Birleşik Krallık Başbakanı Winston Churchill ile Cumhurbaşkanı İsmet İnönü görüşme halindeler.
İkinci Dünya Savaşı cephelerinde sıkışıp bunalan Churchill, ikna için ayağına geldiği İnönü'ye dil döküyor.
Türkiye'nin Balkanlar'da savaşa dahil olmasını istiyor.
Büyük asker, kurt politikacı İnönü ise ustalıkla geçiştiriyor Churchill'i…
Hem İnönü hem de Churchill, bir tren vagonunda 2 gün boyunca taban tabana zıt fikirler ile görüşüyor.
Türkiye, tarafsızlığını koruduğu gibi; karşılanması imkansız şartlar ile İngiltere'yi oyalıyor.
Toplantı bittiğinde her iki taraf da amacına ulaştığı izlenimi ile toplantıdan ayrılıyor.
Bu nedenle İnönü ve Churchill'in görüşmeleri tarihe 'Sağırlar Diyaloğu' diye geçiyor.
***
FAİK BEY herkesin, bütün Türkiye'nin ve belki de bütün yabancı elçiliklerin…
Merakla izlediği Millet İttifakı Anayasası'nın açıklandığı böyle önemli bir toplantıda…
Cumhur İttifakı'na karşı yapılan onca Altılı Masa görüşmelerinin…
'Sağırlar Diyaloğu'na dönüşmemiş olması arzulanan bir günde…
Adını geçirmek için konuşmasında neden özellikle Sir Winston Churchill'i seçti gerçekten merak içindeyim.
Özenle hazırladığına emin olduğum konuşmasında İngiliz siyasetçiye yer vermesinin nedeni ne olabilir…
Neden damdan düşer gibi araya sokuşturup, İngiliz eski Başbakanına selam çaktı, düşündürücü oldu.
Hatta çok kafa karıştırıcı…
Çok gerekliyse Kemal Kılıçdaroğlu'na benzetilen barışçıl Gandi'den de alıntı yapabilirdi pekala…
Belki de İngiltere'de Birmingham Üniversitesi'nde tamamladığı masterını Churchill üzerine yapmıştır Faik Bey, hiç bilmiyorum.
***
O HALDE ben de yazımı Sir Winston Churchill'in tarihe not düştüğü bir sözle bitirmek isterim.
Dönemin Savaş Bakanı Winston Churchill, 1915 yılında Çanakkale'de İtilaf Devletleri'ni yenen Mustafa Kemal Atatürk için aynen şöyle demiştir:
'Şu an mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim. Çok üzgünüm.
Oldukça mutluydum, umutluydum.
Daha düne kadar Çanakkale bizimdir diyordum.
Çünkü bu savaşı kazanmak için askeri, parayı, cephaneyi her şeyi hesaplamıştım.
Hepsinde çok üstündük. Mutlaka yenecektik.
Yalnız bir şeyi hesaba katmamışız. Mustafa Kemal'i.
Bağrımda İngiliz gururu olmasa Türkleri alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.
NE YAPALIM BEYLER, DÜNYA HER 100 YILDA BİR DAHİ YETİŞTİRİR.
ŞU ŞANSIMIZA BAKINIZ Kİ BU YÜZYILDA O DAHİYİ TÜRKLER YETİŞTİRMİŞTİR.''
SonSöz: 'Nerde trak, orda bırak'