Üzmez’’den Dilipak’’a Vakit, Vakit!

Hizbullah terör örgütünün işlediği cinayetleri lütfen hatırlayın. Bunların içi, kendileri gibi düşünmeyenlere karşı tarif edilemez kinle doludur.’¶
Mahkeme zabıtlarından bir örnek; Kendileri gibi düşünmeyen bir insanı, önce ’“Domuz Bağı’” ile bağlıyorlar, ensesinden kesiyorlar, olduğu yere gömüyorlar, üstüne beton atıyorlar ve yıllarca o betonun üstünde namaz kılıyorlar!!!
Kendisine emanet edilen 13-14 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ederler, sonra utanmadan ’“zorlama’” yoktur derler!!!
İşte Vakit isimli gazete hem bu karakterdeki insan müsveddesine kadrosunda yer verir, hem bu cani militanların cinayetlerinden hiç bahsetmez, inadına bunları övecek yayınlar yapar hem de montaj kasetlerle insanların hayatlarını karartır, onurlarıyla oynamaya kalkar!!!
Elbette bu sapık düşünceli tetikçiler, Türk adaleti önünde hesap verecekler, vermesine de; bunları azdıranların, bunlara her türlü destek verenlerin, bunları kullananların hiç mi kabahatleri yok ?

Baykal ve bayan milletvekiline kurulan tuzakta, en çok o bayan milletvekilinin çocuğu için üzüldüm. O çocuğun dünyasını alt üst eden bu zalimlerin destekçilerinin cezasını kim ve nasıl verecek?
Elinizi vicdanınıza koyun ve düşünün; Bu çocuk yarın Başbakan’’ın karşısına çıksa ve dese ki: Tayyip Amca, benim anneme ve benim anlıma kara leke sürmeye çalışan bu adamları sen nasıl devletin uçağıyla yanında taşırsın?Aynısı senin başına gelse, senin oğlun ne yapardı? diye sorsa, Tayyip Bey ne cevap verecektir acaba.
Haydi çocuk bu soru sorma fırsatını bulamadı, peki adına ’“vicdan’” denen şey nasıl kabulleniyor bu alçakça olayı?
Tarihin hiçbir döneminde, dünyanın hiçbir ülkesinde, böyle seviyesiz bir politik mücadele yaşanmamıştır. Bu senaryoları hazırlayanların yaptıkları hatalar, verdikleri açıklar, bunların ahlak ölçülerini, kültür seviyelerini ve zeka derecelerini bize net olarak gösteriyor. Ama bunlar ’“Yandaş’” denen medya organları tarafından ciddiye alınıyor ve yapılanlar halka kesinleşmiş doğrular olarak aktarılıyor. Yazıklar olsun’…
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’’ın uğradığı çirkin ve ilkel saldırıyı nefretle kınıyorum. Yaşadığım toplumda, böyle bir karalama yapılabilmesinden, utanç duyuyorum.
Şimdi bu olayın Türkiye’’mizin büyük bir kesiminde nasıl algılanacağını irdeleyelim;
Bu komplo bizim toplumda tutmaz. Eğer bu tip olaylar bizim toplumumuzu rahatsız edecek olsa, TBMM de en az 25 adet ’“üç veya dört eşli’”, en az 25 adette ’“iki eşli’” milletvekili bulunmazdı.

Geçmişte de bu toplum, böyle olayları fazla ’“takmamıştır’”’… Yassıada davalarında, rahmetli Menderes’’in özel hayatı, çok çirkin bir şekilde didiklenmişti. Özellikle kırsal kesim, ’“ne olmuş, adam koskoca Başbakan, bizim köyün ağasının bile 4 hanımı var, çok mu?’” deyip geçmişti.
Aydın kesim ise olaylardan fevkalade rahatsız olmuş, bu olayların mağduru iki hanımefendiye, Berin Menderes ve Aydan Ayhan’’a kol kanat germişlerdir. İkinci sevgili Suzan Sözen, olaydan ticari rant elde etmeye kalkınca toplum belleğinden acilen silinmiştir.
Şimdi sokağa çıksanız, vatandaşlarla bu konuda konuşsanız, özellikle belli bir yaş üzerindeki erkekler, bu olayı gerçek sayarak! Deniz Baykal’’a hayranlık duyacak, takdirlerini sunacaklardır.
Şimdi geliyoruz zurnanın zart dediği yere; Toplum böyle olaylara neden hoşgörüyle bakıyor, biliyor musunuz?’“BİZ ERKEKLER, UTANARAK İTİRAF ETMELİYİZ Kİ, ERKEK EGEMEN BİR TOPLUMUZ’”.

8 Mart 2001 tarihinde TBMM’’ye kadın-erkek eşitliği ile ilgili bir kanun teklifi vermiştim, merak edenler bulabilir. Bu kanun teklifinin gerekçesinde şöyle demiştim; Gelecek nesiller, bizim yaptığımız ’“cinsiyet ayrımına, bugün kölelik sistemine baktığımız gibi iğrenerek bakacaklardır’”.
Evet öyle olacaktır’… Ama bugün, bu toplumda, böyle bir kaset ancak bir kadın siyasetçiyle ilgili olursa, onun siyasi hayatını bitirir’…
Gariban tecavüze uğrar, hamile kalır, ailenin namusunu temizlemek için, tecavüz eden ’“yaratık’” değil, zavallı kadın öldürülür’….
Ergenekon’’la başlayan, ’“orada mühimmat bulduk’” , ’“her yerden bombalar fışkırıyor’” , ’“kanunsuz telefon dinlemeler’” ,’”amirallere suikast’” , ’“ıslak-kuru imza’”, ’“cami bombalanacaktı’” , ’“balyoz inecekti diye devam eden, iki yılı aşkın karmaşa ortamı yetmedi.
İnsanlara yaşatılan tedirginlik, yandaş medyanın akıl almaz yayınları, kararan hayatlar, intihar eden onurlu insanlar ve bu pis ve bulanık sudan,etrafa gülücük saçanlar, üç çocuk isteyenler!!!
Ne bitmez kinmiş bu Allahım, insan kendi ülkesinden bu kadar mı nefret eder?