Çok değil iki yıl önceydi... Gece Ege TV'de başım döndü, gözlerim karardı; düştüm... Apartopar Alsancak Devlet'in Aciline götürdüler... Tansiyon 23 çıkmıştı; nöbetçi hekim bir dilaltı verdi... Tam kendime gelirken, yanımdaki yatağa 20'li yaşlarda birini yatırdılar... Delikanlının gözleri yarı kapalıydı; ağzından salyaları akıyor, her yanı titriyordu... Dehşete kapıldım, moralim bozulmuştu... Nöbetçi hekime, 'Beni buradan çıkarın' derken yan gözle de o gence bakıyordum... Sabaha karşı hastaneden ayrılırken hemşireye sedye komşumun nesi olduğunu sordum; 'Büyük olasılıkla Bonzai...' diye cevap verdi... Bu meslekte çok uyuşturucu kullanan gördüm ama şafak sökerken acil'de bıraktığım gencin zavallı hali gözümün önünden hiç gitmiyor...

Bu 'hayatın içinden' öyküyü neden anlattım?

Kenara-köşeye sıkışmış minik bir gazete haberi gördüm...

İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin AMATEM merkezine son altı ay içinde 26 bin başvuru olmuş...

Biliyorsunuz, AMATEM'ler, 'Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma, Tedavi ve Eğitim Merkezleri' olarak anılıyor...

Türkiye'nin belli başlı hastanelerinde 12-13 yıldır bu merkezler hayat kurtarmaya çalışıyor...

Ancak, bu merkezleri kuruldukları günden bu yana hiç bu yoğunlukta hastaları olmamıştı...

Türkiye genelinde bakıldığında alkol'de yüzde 50, uyuşturucuda ise yüzde 40 başarılı oluyorlar...

Peki, biz nasıl bu hale geldik?

AMATEM'e koşup, 'Kurtarın bizi...' diyenlerin profili nasıl?

Herkes İçin Acil Sağlık Derneği Başkanı, dostum Doktor Ülkümen Rodoplu'ya sordum...

İlk cümlesi dehşet vericiydi...

Doktor Rodoplu'ya göre, uyuşturucu kullanma yaşı bu güzel ülkede 11'lere kadar düşmüştü...

Eğitim eksikliği bu konuda had safhadaydı...

Tabii ki, ana-babalara da büyük görev düşüyor, evlatlarının üstünden kontrolü eksik etmemeleri gerekiyordu...

Örneğin...

Geceyarısından sonra eve gelen delikanlıyı, annesi, 'Aç mısın canım?' diyerek değil; 'Bu saatte nereden geliyorsun?' sözleriyle karşılaması minik de olsa pekala ileriye dönük 'caydırıcı' unsur olabilirdi...

Doktor Rodoplu'ya göre, alkol ve uyuşturucunun pençesine düşmenin en büyük nedeni 'işsizlik'... Ayrıca günümüzde gençlerin yaşamları ağırlıklı olarak okul, etüd merkezi ve sınavlar üçgenine sıkıştığı için 'sosyal yaşam'a yani resim, dans, müzik ve spora ağırlık verilmesi gerekiyor...

Gençleri en çok 'Bonzai' denen sentetik zehir etkiliyor... Çünkü çok ucuz ve bulunması kolay...

Bu nedenle...

Türkiye'nin yarınları diye seslendiğimiz yavrularımıza daha dikkatle bakalım...

Gözleri kızarıp, kan çanağına dönüyorsa...

Devamlı içine kapanık bir görüntü sergiliyorsa...

Sık sık kusuyorsa...

Arada sırada da olsa, düşüp bayılıyorsa...

Hemen bir uzman hekime başvurun...

Çünkü...

AMATEM'lere, eğer Türkiye genelinde günde 150-200 hasta başvurmaya devam ederse...

'Vah benim gençlerim...' diyerek, dizlerimizi dövmeye başlarız...

Bu ülkenin düşmanlarının da istediği bu değil mi?

Sonsöz: 'Türkiye, uyuşturulmuş hayatların vatanı olmasın...'