Utanmak gerek

AKP, ekonomide kendisini başarılı göstermek için devamlı olarak rakamları eğip büküyor, geriye dönük hesaplamalarla milli gelir rakamlarını değiştiriyor, işine geldiği gibi kullanıyor.
Bu politika AKP'nin tercihi olabilir ve millet bu palavraları yuttuğu sürece bu oyunu sürdürebilirler.Nitekim eğer seçim sandıklarına bilgisayar yoluyla cemaatin CIA damgalı militanlarının eli değmemişse(!), yandık, öldük, bittik, açız diye bağıran emekli-çiftçi- köylü-işçi-işsiz-gençler ve özellikle kadınlar koşa koşa AKP'ye oy verdiler. Onların bileceği iş, ne demişler, kendi düşen ağlamazmış…
Benim kafama takılan esas konu şudur;
Türk Milletine yıllarca Başbakan, Ekonomiden Sorumlu Bakan, Hazine Müsteşarı, DPT Müsteşarı, Maliye Müsteşarı olarak hizmet etmiş ve halen Türkiye gerçeğini çok iyi bilen ve ekonomideki rakamları yakından takip eden kişilerin kuzuların sessizliğine bürünmeleridir . Niçin konuşmazlar, kimden korkarlar, anlamam mümkün değil…
İş, yine başa düştü;
AKP'nin Ekonomideki mükemmelliği(!) anlatmak için verdiği örneklerden üçü şudur;
*Milli Gelir 2002 de 230 Milyar Dolar iken, 2010 da 735 Milyar Dolar oldu.
*Kişi başına milli gelir 2002 de 3.492 Dolar iken, 2010 da 10.079 Dolar oldu.
*İhracat patlaması yaptık..

(Kafası çalışanlar, bir bu rakamlara bakıyorlar, bir de ceplerine. Bırak artışı, eldekiler de uçmuş,cepler bomboş)
AKP gibi rakamları çarpıtırsanız, rakamsal olarak bu sonucu elde edersiniz. Fakat bu rakamlar GERÇEĞİ ifade etmez. Çünkü;
AKP'nin ekonomik kurmayları gibi döviz cinsi milli gelir rakamlarından söz edenler, cari fiyatla(enflasyonlu fiyatla) hesaplandıktan sonra cari döviz kuru ile( o yılın ortalama dolar fiyatı) dolara çevrilen rakamlara dayanarak bunları söylüyorlar. Halbuki;
*Cari fiyat, enflasyonla şişmiş fiyattır. İki yılın fiyatı birbiriyle karşılaştırılamaz.
*Doların fiyatı çeşitli etkenlerle değişir.Dolar değerindeki değişim, ülkedeki enflasyon oranı ile uyumlu olamaz. Dolardaki başka etkenlerle olacak değişiklikler sonucu, doların değer kaybetmesi veya kazanması hesapları alt üst eder.
*TÜİK, 2007 yılında dolar ile yapılan hesaplamalarda geriye dönük olarak, milli gelir rakamlarını değiştirdi. İleriye dönük olarak milli gelir rakamlarını büyüttü. Dolar ile yepyeni bir milli gelir serisi ortaya çıktı.
Milli Gelirin GERÇEK anlamda nasıl arttığı, eksildiği, sabit fiyatlara dayalı olarak hesaplanır. Bu hesabı da devletin istatistik kurumu (TÜİK) yapar.
1988 yılı sabit fiyatlarıyla TÜİK'in yaptığı hesaplamaya göre;
*2002 yılında 72,5 Milyar TL olan milli gelir, 2010 yılında 105,6 Milyar TL oldu.
*2002 yılında 1.099 TL olan kişi başı gelir, 2010 yılında 1.448 TL ye ulaştı…
Hesabın doğrusu budur. Tekrar edelim; Ülke milli gelirindeki ve kişi başı gelirdeki GERÇEK değişimi bilmek istiyorsak, TÜİK' in yayınladığı 'Sabit Fiyatlarla Hesaplanmış' milli gelir rakamları esas alınmalıdır. Tamam mı Usta !...
Gelelim ihracat patlamasına;
AKP, genel olarak 'patlatmaya' pek meraklıdır. Hatırlarsınız, 'Türkiye AB'ye Girdi' diye gündüz vakti, bolca havai fişek patlatmışlardı. Nerede mi? Ankara'da tabii ki. Hani Başbakan Erdoğan'ın çılgın projelerini kıskanıp Ankara'ya deniz getiren ve alt geçitlerde 'Su Altı Dalgıcı' görevlendirilen İ.Melih Gökçek'in Ankara'sında…
GERÇEK patlama ihracat patlaması değil,İTHALAT patlamasıdır;
Devletin yayınladığı rakamlara göre, bu yılın ilk iki ayında İHRACAT % 22 arttı.(Bravo ve sürekli alkışlar)
Devletin yayınladığı rakamlara göre, bu yılın ilk iki ayında İTHALAT % 46 arttı.(Sessizlik ve görme geç)
Her ayın başında Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) üst yöneticileri aralarına Dış Ticaretten Sorumlu Bakanı da alarak o ayki ihracattaki patlamayı kamuoyuna gülümseyerek açıklarlar. Ama esas patlamayı yapan ithalattan bahsetmezler. Sadece bu yılın ilk dört ayında Çin'den yapılan ithalatın geçen seneye göre artış oranı %39 !...
Acaba ithalatta ki bu patlamayı, AKP'yi zor durumda bırakmak için, Ergenekon Terör Örgütü denilen örgüt yapıyor olabilir mi? Ne dersin Usta?..
Bu arada Cari Açık risk sınırını geçmiş durumda. Dış borçlar, tüm Cumhuriyet tarihinde yapılandan fazla, üstelik sadece 9 senede. Türkiye ekonomisi için esas kötü olan ise, ucuz dövize dayalı ucuz ithalatın ekonomimizi içinden kemirmesi ve iliğini kemiğini emmesidir…