Bugün 26 Eylül Dil Bayramı… Bir milletin tarih, kültür, sanat birikimine, kendine özgü sistematik bütünlüğü içinde anlam kazandıran, ortak duyarlılığın oluşmasına ve ulusu var eden öz değerlerin gelecek kuşaklara aktarılmasına olanak veren, duygu, düşünce, anlatım ve kültür birliğini pekiştirerek, toplumları güçlendiren, bir arada yaşayan insanların doğru iletişim kurmalarına aracılık ederek, düşünce dünyasını zenginleştirip, ufkunu geliştiren dil, toplulukları millet yapan temel ögedir.
Anadolu'da yaşayan ve bir kısmı da hızla kaybolmakta olan dillere dikkatinizi çekmek isterim. Ama dünyada konuşulan en eski ve köklü diller arasında yer alan Türkçemiz, geniş bir coğrafyada yaygın biçimde kullanılmakta, ortak geçmişi paylaşan kardeş ülke ve topluluklar arasında koparılmayacak güçlü bağlar oluşturmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarılması için kapsamlı dönüşümler gerçekleştiren Atatürk, yaptığı devrimlerin başarıya ulaşması sürecinde dil konusuna özel önem vermişti.
Dil Devrimi'nin en önemli aşamalarından biri olan Harf Devrimi, 1928 yılında gerçekleştirilmiş, Latin harfleri kabul edilmiş ve kullanılmaya başlanmıştır.
Türkçe'nin ses yapısına uygun olan ve kolay öğrenilen yeni harflerin kullanılmasıyla dildeki değişim, yalınlaştırma ve özleştirme çabaları yaygınlaşmış, toplumun eğitim düzeyini yükseltmeye yönelik girişimlerin önü açılmıştır.
Dili, ulusal birliğin en sağlam dayanağı olarak gören Atatürk, Türk diline öz benliğinin kazandırılması, yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılması, Türk dilinin ve kültürünün bilimsel yöntemlerle araştırılması amacıyla 12 Temmuz 1932'de Türk Dil Kurumu ile adını kendisinin koyduğu ve 1936 yılında öğretime başlayan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'ni kurdurmuştur.
Türkçe'nin Devletimizin resmî dili olduğu, Anayasa'nın değiştirilemeyecek kuralları arasında yerini almıştır.
Büyük Atatürk, Türk dilinin gelişmesi ve zenginleşmesi yönünde planlı, akılcı ve engin bilgiye dayalı çalışmalarıyla topluma örnek olmuştur.
Bugün matematikte kullanılan birçok terim, Atatürk'ün karşılıklarını bulduğu ve yaşamımıza kazandırdığı Türkçe sözcüklerden oluşmaktadır.
Atatürk'ün, Türk dilini çağdaş uygarlığın kavram ve değerlerini karşılayacak yetkinliğe eriştirmek amacıyla başlattığı öngörülü girişimlerini, bugün de hayranlıkla anmakta, bundan sonra bu yönde sürdürülecek çalışmalara gönülden destek vermekteyiz.
Bugünün gerçeği farklıdır. Dilimizde ne yazık ki bir yozlaşma yaşanmaktadır. Toplumumuzun geniş kesimlerinde, Türkçe'nin doğru, etkin kullanılmasına özen gösterilmemekte, dilimizdeki yabancı sözcüklerin sayısı hızla artmaktadır.
Özellikle son yıllarda, iş yeri adlarında yabancı kavramların yanı sıra Türkçe'yle yabancı sözcüklerin, yaratıcılıkmış gibi bir araya getirilerek kullanılması toplumsal gerçektir.
Dil Bayramı Kutlu Olsun…,