Kültür - Sanat

Türkan Saylan'da 'Kulelerin Gölgesindeki Adalet' günleri

Mahzen Photos Kolektifi'nden Serkan Çolak ve Sinan Kılıç 'ın koordinatörlüğünde, senede iki dönem halinde gerçekleştirilmesi planlanan 'Belgesel Fotoğraf Atölyesi'nin ilkinde İzmir'in güncel ve önemli konularından biri ele alındı. İzmir'in son zamanlarda gökdelenler bölgesi olarak anılan Bayraklı mevkisindeki Adalet Mahallesi'nde yaklaşık 4 ay süren proje çalışmaları sonucu ortaya çıkan fotoğraflar yakın zamanda kaybolması muhtemel mahalledeki yaşamlara dair içerden bir bakış sunuyor.

Fotoğraf sanatçıları Bengü Karakaya, Esin Deniz, Ezgi Oral, Levent Çanakkalelioğlu, Nilgün Yoldaş Atila, Serkan Çolak, Sinan Gençtuğ ve Sinan Kılıç'a ait fotoğrafların yer aldığı sergi 23-27 Şubat tarihleri arasında Türkan Saylan Kültür Merkezi Sanat Galerisi'nde gezilebilecek. Projenin koordinatörlüğü üstlenen Serkan Çolak ve Sinan Kılıç, projenin ortaya çıkışını ve süreçte yaşananları anlattı.

'GÖSTERİŞ ABİDELERİNİN DİBİNDE BAŞKA YAŞAMLAR VAR'

Sergide 8 fotoğraf sanatçısının yaklaşık 111 fotoğrafının yer alacağı bilgisini paylaşan Serkan Çolak, 'Kuleler yükselmeye başladığından beri bölgenin bir şekilde fotoğrafik olarak anlatılması gerektiğini düşünüyorduk. Bunu ya kendimiz ya da bireysel olarak yapacaktık ama daha fazla fotoğrafçının katılımıyla daha kolektif bir iş yapalım diye düşündük. Orada bir çizgi var, çizginin bir yanında lüks bir yaşam; hemen yanında ise sınıfsal anlamda daha farklı bir yaşam var. Bölgede yok olacak hayatları fotoğrafladık. Gökdelenlerin ışıkları, geceleri sokak lambalarına gerek kalmadan mahalleyi aydınlatıyor. Gösteriş abidelerinin dibinde başka yaşamlar var. Kocaman binalar dikince kentler gelişmiş olmuyor; gelişmesi için başka şeylere ihtiyaç var. Sergide, Adalet Mahallesi'nde yaşamlarını sürdüren kağıt işçileri, mahalle kültürü ve yıllardır kedilerle birlikte yaşayan bir amcanın yaşantısını anlatan fotoğraflar yer alıyor' ifadelerini kullandı.

GÖKDELENLERİN ARASINA SIKIŞMIŞ HAYATLAR

Gerçekleştirilen proje ile gökdelenlerin arasına sıkışmış küçük hayatlara temas etmeye çalıştıklarını belirten Sinan Kılıç, 'İzmir'in kent belleğine dair ne gibi çalışmalar yapabiliriz diye bir çağrı yaptık. Katılımcılarla birlikte belli konular belirledik. Her katılımcının kendi fikirleri ve ilgilenmek istediği konuları ortaya koyduk. Konuların gerçekçiliği, yapılabilirliği ve ulaşılabilirliği açısından bir eleme yaptık; tek bir konuya odaklandık. İnsanlar evlerinin yıkılacağını bilerek hayatları devam ediyorlar. Evleri yıkıldıktan sonra başka bir bölgeye gitmek zorunda kalacaklar. Aslında yaşadıkları hayatı başka bir yerde devam ettirecekler. Bir göç yaşayacaklar. Büyük binaların yapılması bir gelişim olarak aktarılmaya çalışılıyor. Binaların arasına sıkışmış hayatlar da var, o küçük hayatlara temas etmeye çalıştık' dedi.