Türk halkının baş tacı: Çay

Sudan sonra en çok tükettiğimiz içecek çay... Gürnün 24 saati her yaştan herkesin en sevdiği içecek çayın kökeninin Çin'e dayandığı söyleniyor. İlk çay demlikleri de Çin'de keşfedilmiş ama ince belli cam bardakta çay keyfi ise kesinlikle Türklere ait.

Ortayaş ve üzeri çayı günün her saati tüketirken, gençer soğuk çayları ile farklı bir boyut kazandırsalar da ilerleyen yıllarda onların da sıcak çaya dönüş yapacağı görüşü hakim.

Çay kelimesinin kökeni anavatanı Çin'e dayanır. Mandarin lehçesindeki ç'a ve Amoy lehçesindeki t'e çayın iki farklı söyleniş şeklidir.

Batı dünyasında çayın ismi iki formu da kullanır. Mandarin formu ilk defa 1559'de Portekizli tüccarlar tarafından kullanılmış. Bu tüccarlar sayesinde Mandarin lehçesindeki ç'a Rusça'ya (çai), Farsça'ya (ça), Arapça'ya (şay) ve dilimize girmiştir. Avrupa'da daha sonraları Hollandalı tüccarlar tarafından Amoy lehçesi yaygınlaştırılmış. Bu sayede çay Batı dillerinde Amoy lehçesindeki 't'e kelimesinden türeyip, İngilizce'ye (tea), Fransızca'ya (the), İspanyolca'ya (te), Almanca'ya (tee) yerleşmiş.

Doğu dillerinde ise Mandarin formu daha yaygındır, Hintçe (çay) ve Japonca (cha) bu formu kullanılır.

Diğer bir kaynağa gore;

Çayın ilk yudumlanışı çok eskilere, M.Ö. 2737 yılına, Çin İmparatorluğuna kadar dayanır.

Efsaneye göre Çin'in ilk imparatorlarından Shen Yung , çay bitkisinin tesadüfen sıcak suya düşmesine şahit olur.

İmparator, işte bu keşifle birlikte çayın büyüsüne kapılır ve yine efsaneye göre yedi yıl boyunca o bölgede kalarak sürekli çay içer...

Çayın Avrupa'da ilk söz edilişi ise binlerce yıl sonra, 1559 yılında gerçekleşir. 1606 yılı ise çayın Avrupa'yla tanıştığı yıl olarak tarihe geçer. 1635 yılından sonra, Hollanda ve Fransa, Avrupa'da çay tüketimine öncülük eden ülkeler olurlar.

İlk demlik örneklerinin Çin'den Avrupa'ya ulaşması ise 1650 'li yıllarda gerçekleşir.Sıcak kadar soğuk çay da bol miktarda içiliyor. Özellikle güney eyaletlerde çay ya soğuk suyla demleniyor, ya da sıcak suyla demlendikten sonra soğumaya bırakılıyor.

İngiltere: İngilizler, sert içimli hazırladıkları çayı süt ve şekerle tatlandırmayı ve böylece tattaki burukluğu azaltmayı tercih ediyorlar. '5 çayı' konsepti de İngilizlere ait...

Kıta Avrupası: Genellikle siyah çayın tercih edildiği Avrupa'da çay, çoğunlukla bardak poşet formatında kısa sürede demleniyor. Bitki, meyve ve aromalı çaylar da bu bölgede oldukça fazla tercih ediliyor.

Türkiye: Türkiye'de siyah çay genellikle, iki katlı çaydanlıkta demleniyor. Demi bol ve çoğunlukla şekerli tüketilen çay tercihen ince belli, küçük cam bardaklarda tüketiliyor. Türkiye'de çay, günün her saatinde içilebiliyor.

Kuzey Afrika: Kuzey Afrika'da çoğunlukla yeşil çay tercih ediliyor. Süt ve bolca şeker ile hazırlanan çay, cam bardaklarda sunuluyor ve günün her anında tüketilebiliyor.

Japonya: Çayın, kültüründe önemli bir yer tuttuğu Japonya'da da yeşil çay tercih ediliyor. Hazırlanmasından içimine kadar bir ritüel gibi ele alınan çay, hafif ve yumuşak kıvamda tüketiliyor.

Çin: Yeşil çay ve diğer bölgesel çayların revaçta olduğu Çin'de de çayın önemi oldukça fazla. Çin'de çay, kapaklı kupalarda demleniyor ve yine bu kupalarla içiliyor.

Tibet: Süt ya da suyla oldukça uzun süre demlenen çay, tahta yayıklarda tereyağı ile çalkalanarak hazırlanıyor.

Hindistan: Kuvvetli bir aromaya sahip yerel çaylar, bolca şeker, süt ve tarçın gibi ilavelerle hazırlanıyor.Çayın Amerika'ya ulaştıran ise Peter Stuyvesant 'tır. Bugün New York olarak anılan New Amsterdam 'a yerleşen Hollandalı koloniler, Amerika'nın ilk çay tiryakileri olarak tarihe geçerler. Çaya bilimsel adının yani Camelia sinensis 'in verilişi ise 1753 yılına rastlar. 1800'lü yıllarda, Avrupa ve Amerika'da yavaş yavaş çay endüstrisi boy göstermeye başlar.

LİPTON EFSANESİ
Thomas Lipton'un ilk dükkanı da 1871 yılında, İngiltere / Glasgow 'da hizmete girer. 1890 yılına gelindiğinde Thomas Lipton, Seylan 'da ilk çay tarlasını satın alır. Hindistan'dan getirilen çay tohumları 1903 yılından itibaren Kenya 'da yeşermeye başlar.Amerika'da, sıcak havalarda çay satmakta zorlanan Richard Blechynden , çayı soğuk halde sunmayı akıl eder. Amerika kökenli Ice Tea kavramı da işte bu tesadüfle doğar. Poşet çayın keşfi ise 1908 yılında gerçekleşir.Üst sınıflara hitap eden pahalı bir içecek olmaktan uzaklaşarak gitgide herkes tarafından tüketilen bir içecek haline gelen çay, çeşitli yeniliklerle birlikte gelişmeye devam eder.