Tunç Soyer bir açıklama yapmış. Medyada süregelen saldırıların nedenleri hakkında kamuoyunu bilgilendirmiş. Bu saldırılar rutin oldu. Belli aralıklarla, bir şeyler bulup buluşturup saldırıyorlar. Ve görünen o ki vazgeçmeyecekler.
Tunç Soyer'e yapılan zihinleri bulandırmaya yönelik yıkıcı saldırılara yanıt vermek bana düşmüyor. Zaten bir yanıt vermek gerekiyorsa, kendisi bunu yapıyor.
Kaldı ki, ona yöneltilen abuk sabuk suçlamaları İzmirli elinin tersiyle itiyor. Medyada saldıranların, sahip olduğu değerler ve yaptığı iyi işler nedeniyle, İzmir'in Tunç Soyer'e sahip çıktığını bilmesi gerek.
Öyle her mahallede bir Tunç Soyer yetişmiyor. Yetiştirebildiğimiz kaç tane Tunç Soyer olabilir, koca şehirde? Onu da yok etmek için kimi kifayetsizler elinden geleni ardına koymuyorsa, bu şehrin insanları elbet de böylesine kirli saldırılara yüz vermeyecektir.
İzmir için iyi şeyler yapmak isteyenlerin, çevresinde bir araya geleceği doğru bir isimdir, Tunç Soyer;
Kapitalist sistemin yeryüzü yaşamını tehdit eden hız fetişizmine; yavaşlık ve yerellikte özgürlük arayışıyla karşı çıkıyor. Hayatı ve vicdanı savunuyor.
'Köyler yoksa gelecek de yoktur.' diye uyarıyor, köyleri ve doğal hayatı savunuyor.
Günümüz dünyası yerelleşme politikalarının bugünü ve geleceği üstüne kafa yoruyor.
Uluslararası ilişkileri oldukça güçlü; temsil yeteneği üst düzeyde bir bürokrat gibi hareket edebiliyor.
Toplumsal barışa yürekten inanıyor. Farklı kültürleri kaynaştırmayı hedefleyen etkinlikler yapıyor. Farklılıkları değil, ortak olanı öne çıkarıyor. Kimlik siyaseti yapmıyor.
Güneş ve rüzgar enerjisine yatırım yapıyor. Enerji üretim kooperatifi kurulmasına ön ayak oldu.
Üretici birliklerini örgütlüyor, destekliyor; üretici, emeğinin karşılığını alıyor.
Sanata ve kültüre önem veriyor. Doğa Okulu gibi gıpta edilecek bir okul var ve oldukça işlevsel.
Neredeyse yoktan var edilen Sığacık, başlı başına bir cazibe merkezi olma yolunda.
Seferihisar'a yapılanları saymak değil asıl niyetim. Google'da 'Seferihisar' yazın, hepsi önünüze gelir. Tam olarak ifade etmek istediğim, O'nun İzmir için kritik bir öneme sahip olduğu gerçeğidir.
Tunç Soyer'i etkisiz kılmayı hedefleyen saldırıların sadece Tunç Soyer'e değil, İzmir'e de zarar vereceği bir vakıadır. Nedenine gelince:
İzmir, pist başına gelen uçak misali, metropolleşme kaynaklı değişim sürecine hazırlanıyor. Gerek ulusal gerek uluslararası düzeyde şehrin ağırlığı artacak.
Tam da bu nedenle, İzmir'in, zor işlerin altından kalkacak düzeyde bilgi, beceri ve donanıma sahip insanlara ihtiyacı var; halkın inanacağı, güveneceği, peşinden gideceği insanlara...
İşte o insanların önde gelenlerinden biri de Tunç Soyer'dir. Bu şehrin insanlarında oluşmuş böyle güçlü bir kanaat var; Sokaktaki insanın hiç itiraz etmediği, İzmirlinin güvendiği bir isimdir, Tunç Soyer.
Öte yanda, CHP'nin İzmir'de kan kaybettiği kimsenin meçhulü değil. Oy vermeyeceğini söyleyen CHP'li sayısı ciddi ölçüde arttı; yerel seçimlerde CHP'nin kötü bir sürprizle karşılaşma ihtimali var.
Hal böyle iken, Tunç Soyer'i yıpratmak sadece ve sadece AKP'ye rahat nefes aldırmaya yarayacaktır.
Onlar da biliyor ki Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olması halinde, Tunç Soyer, seçimlerde başarıya en yakın isimdir.
Tunç Soyer aday olur veya olmaz, bunu şimdiden bilemeyiz; fakat onun yanında yer almak ve yaptıklarını savunmak, kentlilik bilincinin, kent yararını savunmanın gereğidir.
Saldıranlar ille de bir suç arıyorlarsa; Tunç Soyer'in bütün suçu, yaşadığı şehre iyi hizmet etmek, güzel şeyler yapmaktır. Başarıları başına dert oldu. Sırf bu yüzden, her fırsatta onu linç etmeye kalkışıyorlar.
Zor işlere soyunmak, onun doğasında var. Dolayısıyla başarıları göz dolduruyor. Ve başarılı olduğu ölçüde, durumdan rahatsız olanlar daha bir hırsla saldırıyorlar, saldıracaklar…
Onu bilir onu söylerim; İzmir'in geleceğine dair güçlü bir vizyona sahip olan Tunç Soyer'i ve yaptıklarını savunmak, bu şehre yapılacak büyük iyiliktir.