*Önce Devlet kadrolarının büyük bir kısmı, iktidar yanlıları ve cemaat-tarikat militanları arasında pay edildi.
*Emniyetin en önemli birimleri cemaatin emrine verildi. ABD'de yetişen ve bir kısmı Amerikalı olan birim, bunlar için çalışmaya başladı. Dijital delil üretecek birim artık hazırdı.
*Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırıldı yerine daha otoriter, daha antidemokratik yetkilerle donatılmış Özel Yetkili Mahkemeler Kuruldu.
*Cemaatin yıllar önce devlete monte ettiği elemanlar ve geçmişinde 'çöp' bulunan bazı kişiler Adalet mekanizmasının önemli yerlerine getirildi.
*Anayasa değişikliği ile oluşturulan yeni HSYK'nın daire başkanlıklarına, Adalet Bakanlığının üst düzey bürokratları getirildi. Yargı erkinde artık en etkili kurum iktidardı.
*İktidarın emrine uymayan Hakim ve Savcılar derhal görevlerinden uzaklaştırıldılar, hızını alamayan iktidar, diğerlerine gözdağı vermek için, görevden aldıklarını bir kez daha görevden aldı…
*Hukuka-Yasalara ve ahlaka tamamen aykırı bir biçimde, Devlet Bankalarından usulsüz krediler verilerek, devlet birimleri baskı aracı olarak kullanılarak, köşe yazarları ve tarafsız televizyoncular işlerinden attırılarak, medyanın %95'i kontrol altına alındı.
*Türk Ordusu hedefe oturtuldu. 'Kasaptaki ete soğan doğramayan Paşalar' 'Tribün Paşaları' – 'Tombalak Paşalar' işbirliğine alınarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin en değerli vatanseverleri hapse atıldılar.
*Düşünen-üreten ve korkmayan gazeteciler, sahte dijital deliller üretilerek tutuklandılar.
*4 yıl gibi uzun bir süreden beri bu kişiler 'Tutuklu' olarak Silivri Cezaevinde tutuluyorlar.
*İnsanlar cezaevinde ölüyorlar, sağlıklarını kaybediyorlar.
*Türkiye'de 'Korku İmparatorluğu' denilen faşizan bir idare, 'İleri Demokrasi' diye yutturulmaya çalışılıyor.
*Dipten gelmekte olan Ekonomik çöküntü; Gerek dünyadaki nakit bolluğu, gerek Irak ve Arap ülkelerinden gelen paralar+ ithalat ekonomisiyle süslenerek, 'Ekonomik Mucize' olarak takdim edilmeye çalışıldı.
*Dış Politikada ilk kez hem eşbaşkanlık hem de taşeronluk görevleri isteyerek üstlenildi ve çevremizde kavgalı olmadığımız tek komşumuz kalmadı…
*Emniyetin en önemli birimleri cemaatin emrine verildi. ABD'de yetişen ve bir kısmı Amerikalı olan birim, bunlar için çalışmaya başladı. Dijital delil üretecek birim artık hazırdı.
*Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırıldı yerine daha otoriter, daha antidemokratik yetkilerle donatılmış Özel Yetkili Mahkemeler Kuruldu.
*Cemaatin yıllar önce devlete monte ettiği elemanlar ve geçmişinde 'çöp' bulunan bazı kişiler Adalet mekanizmasının önemli yerlerine getirildi.
*Anayasa değişikliği ile oluşturulan yeni HSYK'nın daire başkanlıklarına, Adalet Bakanlığının üst düzey bürokratları getirildi. Yargı erkinde artık en etkili kurum iktidardı.
*İktidarın emrine uymayan Hakim ve Savcılar derhal görevlerinden uzaklaştırıldılar, hızını alamayan iktidar, diğerlerine gözdağı vermek için, görevden aldıklarını bir kez daha görevden aldı…
*Hukuka-Yasalara ve ahlaka tamamen aykırı bir biçimde, Devlet Bankalarından usulsüz krediler verilerek, devlet birimleri baskı aracı olarak kullanılarak, köşe yazarları ve tarafsız televizyoncular işlerinden attırılarak, medyanın %95'i kontrol altına alındı.
*Türk Ordusu hedefe oturtuldu. 'Kasaptaki ete soğan doğramayan Paşalar' 'Tribün Paşaları' – 'Tombalak Paşalar' işbirliğine alınarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin en değerli vatanseverleri hapse atıldılar.
*Düşünen-üreten ve korkmayan gazeteciler, sahte dijital deliller üretilerek tutuklandılar.
*4 yıl gibi uzun bir süreden beri bu kişiler 'Tutuklu' olarak Silivri Cezaevinde tutuluyorlar.
*İnsanlar cezaevinde ölüyorlar, sağlıklarını kaybediyorlar.
*Türkiye'de 'Korku İmparatorluğu' denilen faşizan bir idare, 'İleri Demokrasi' diye yutturulmaya çalışılıyor.
*Dipten gelmekte olan Ekonomik çöküntü; Gerek dünyadaki nakit bolluğu, gerek Irak ve Arap ülkelerinden gelen paralar+ ithalat ekonomisiyle süslenerek, 'Ekonomik Mucize' olarak takdim edilmeye çalışıldı.
*Dış Politikada ilk kez hem eşbaşkanlık hem de taşeronluk görevleri isteyerek üstlenildi ve çevremizde kavgalı olmadığımız tek komşumuz kalmadı…
Perşembe günü tecrübesine, bilgisine ve dünya görüşüne çok önem verdiğim bir büyüğümden mail aldım. Söyledikleri özetle şöyle;
*Dünya bir satranç tahtasıdır. Bu oyuna sadece tavla veya dama bilenlerin aklı ermez.
*Bu coğrafya çok yakın zamanda bir kez daha Türkiye üzerinden karışacak.
*Başımıza gelebilecekleri öngörebilmek için, önce akıllı bir Ermeni, sonra akıllı bir Kürt ve nihayet akıllı bir Rum gibi düşünmeliyiz. Onlar şimdi birlikte düşünüyorlar. Yanlarında eskiden İngilizler vardı, son 20 yıldır Amerikalılar var… Hedefleri bu ülkenin nasıl bölünebileceği planını uygulamaktır.
*Türkiye'yi 'Gerçek bir Kaptan' yönetseydi, bu zokayı kendi de yutmaz, milletine de yutturmazdı.
*Atatürk, gerçek bir kaptandı. O akıllı ve yurtseverdi. Bu oyunlara asla gelmedi…
*Dünya bir satranç tahtasıdır. Bu oyuna sadece tavla veya dama bilenlerin aklı ermez.
*Bu coğrafya çok yakın zamanda bir kez daha Türkiye üzerinden karışacak.
*Başımıza gelebilecekleri öngörebilmek için, önce akıllı bir Ermeni, sonra akıllı bir Kürt ve nihayet akıllı bir Rum gibi düşünmeliyiz. Onlar şimdi birlikte düşünüyorlar. Yanlarında eskiden İngilizler vardı, son 20 yıldır Amerikalılar var… Hedefleri bu ülkenin nasıl bölünebileceği planını uygulamaktır.
*Türkiye'yi 'Gerçek bir Kaptan' yönetseydi, bu zokayı kendi de yutmaz, milletine de yutturmazdı.
*Atatürk, gerçek bir kaptandı. O akıllı ve yurtseverdi. Bu oyunlara asla gelmedi…
Bu tespitlere katılmamak mümkün mü?
Fakat hükümet, tüm bu gerçeklere aldırmadan kafasındaki hedefe doğru koşar adım gidiyor ve Cumhuriyetin damarlarına her gün saldırıyor!...
Fakat hükümet, tüm bu gerçeklere aldırmadan kafasındaki hedefe doğru koşar adım gidiyor ve Cumhuriyetin damarlarına her gün saldırıyor!...
Türkiye'nin önünde ciddi sıkıntıları yokmuş gibi, hükümet bakın nelerle uğraşıyor;
*Üniversitelerde hukukun arkasından dolaşılarak tamamen kaldırılan 'türban yasağı', önce Liselere, daha sonra da İlkokullara kadar indi. Bu kanunsuzluğa direnen öğretmenler, tarikat mensupları tarafından tehdit edilip, korkutuluyorlar. 19 Mayıs Bayramı kutlama törenleri engellendi.
Yapılmak istenen 'Kıyafet Devrimini' ortadan kaldırmak, kadınlarımızı-kızlarımızı eve kapatmaktır.
*İlkokullarda 4. ve 5. Sınıflardan itibaren 'Arapça' dersleri kondu.
Bunun amacı ise Cumhuriyetin 'Harf Devrimini' çökertmektir.
*Cami İmamları, görevleri olmadığı halde toplumun her türlü işine yön verir hale getirildiler. Mahalle İmamları- Aile İmamları gibi kurumlar oluşturuldu.
Bu uygulamanın amacı, Cumhuriyetin 'Laiklik' ilkesini törpülemektir.
*İnsanlar, düzmece ve sahte dijital delilerle gözaltına atılıyorlar, yıllarca cezaevlerinde ne ile suçlandıklarını bilmeden tutuluyorlar. Hakimler-Savcılar kamuoyu önünde ve basın yoluyla birbirleriyle kavga ediyorlar. Yargıda tam bir kaos hakim. Hükümet HSYK'ya müdahale edebiliyor.
Bu davranışların amacı, Cumhuriyetin 'Hukuk Devleti' ilkesini çürütmektir.
*Türklük, bu hükümetin bakışıyla ülkemizde mevcut 20'den fazla etnik gruptan biri olarak görülmektedir. 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözü ilkellik olarak gösterilmiştir.
Burada ki amaç, Cumhuriyetin 'Atatürk Milliyetçiliği' ilkesini kaldırmaktır.
*Toplumda kamplaşma artmakta, derinden derine nefret ve kinle donanan kesimler hesaplaşma hazırlığı içindeler.
*Üniversitelerde hukukun arkasından dolaşılarak tamamen kaldırılan 'türban yasağı', önce Liselere, daha sonra da İlkokullara kadar indi. Bu kanunsuzluğa direnen öğretmenler, tarikat mensupları tarafından tehdit edilip, korkutuluyorlar. 19 Mayıs Bayramı kutlama törenleri engellendi.
Yapılmak istenen 'Kıyafet Devrimini' ortadan kaldırmak, kadınlarımızı-kızlarımızı eve kapatmaktır.
*İlkokullarda 4. ve 5. Sınıflardan itibaren 'Arapça' dersleri kondu.
Bunun amacı ise Cumhuriyetin 'Harf Devrimini' çökertmektir.
*Cami İmamları, görevleri olmadığı halde toplumun her türlü işine yön verir hale getirildiler. Mahalle İmamları- Aile İmamları gibi kurumlar oluşturuldu.
Bu uygulamanın amacı, Cumhuriyetin 'Laiklik' ilkesini törpülemektir.
*İnsanlar, düzmece ve sahte dijital delilerle gözaltına atılıyorlar, yıllarca cezaevlerinde ne ile suçlandıklarını bilmeden tutuluyorlar. Hakimler-Savcılar kamuoyu önünde ve basın yoluyla birbirleriyle kavga ediyorlar. Yargıda tam bir kaos hakim. Hükümet HSYK'ya müdahale edebiliyor.
Bu davranışların amacı, Cumhuriyetin 'Hukuk Devleti' ilkesini çürütmektir.
*Türklük, bu hükümetin bakışıyla ülkemizde mevcut 20'den fazla etnik gruptan biri olarak görülmektedir. 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözü ilkellik olarak gösterilmiştir.
Burada ki amaç, Cumhuriyetin 'Atatürk Milliyetçiliği' ilkesini kaldırmaktır.
*Toplumda kamplaşma artmakta, derinden derine nefret ve kinle donanan kesimler hesaplaşma hazırlığı içindeler.
Tüm bu karamsar tabloda bile Cumhuriyeti, Ulus Devlet yapımızı, vatanın bütünlüğünü, demokrasimizi ve özgürlüğümüzü savunmaya devam edeceğiz.
Bir Atatürk daha bulmak çok zordur, biliyorum ama, Türkiye'yi bu kaostan çekip alacak 'gerçek bir kaptan' ve 'vatansever bir kadro' ortaya çıkarıp,
Türk Milletinin hizmetine verinceye kadar mücadelemize devam edeceğiz.
Hem Yüce Türk Milletine, hem de İlahi Adalete inancımız tamdır.
Bu vatanı sokakta bulmadık. Atatürk ve dedelerimizin kurduğu Çağdaş Türkiye Cumhuriyetini, bizleri ortaçağ karanlığına götürmek isteyen cemaat-tarikat artıklarının yıkmasına izin vermeyeceğiz.
Bir Atatürk daha bulmak çok zordur, biliyorum ama, Türkiye'yi bu kaostan çekip alacak 'gerçek bir kaptan' ve 'vatansever bir kadro' ortaya çıkarıp,
Türk Milletinin hizmetine verinceye kadar mücadelemize devam edeceğiz.
Hem Yüce Türk Milletine, hem de İlahi Adalete inancımız tamdır.
Bu vatanı sokakta bulmadık. Atatürk ve dedelerimizin kurduğu Çağdaş Türkiye Cumhuriyetini, bizleri ortaçağ karanlığına götürmek isteyen cemaat-tarikat artıklarının yıkmasına izin vermeyeceğiz.
Asla pes edilmeyecek, asla teslim olunmayacak…
Not: 29 Ocak Pazar günü 'YURT' adında yeni bir gazete çıkıyor.
Türk Demokratlarına yeni bir ses, yeni bir nefes olacak bu gazeteye beraberce sahip çıkmamızı rica ederim…
Türk Demokratlarına yeni bir ses, yeni bir nefes olacak bu gazeteye beraberce sahip çıkmamızı rica ederim…