Tarlada izi çok, o zaman harmanda da sözü olsun!

İzmirli olmak varmış alın kaderinde…

Taaaa, Tunceli Pertek'ten çıktı yola…

Pertek İlçesi dediğin…

İzmir'den bin 300 kilometre uzakta…

Van Denizi'nin yanıbaşında…

Arabana atlayıp gitmeye kalksan…

16 saat direksiyondasın demektir…

Bugünkü nüfusu…

12 bin ya var, ya yok…

150 yıl önce Osmanlı yönetirken 25 binmiş, düşün artık…

Gözlerini dünyaya açtığında, yıl 1965…

Bugün 53 yaşında…

Hayatını Cumhuriyet'e adamış, Köy Enstitüsü çıkışlı…

Bir ilkokul öğretmenin yedi evladından biri…

Nasıl bir babanın oğlu?

O tarihte ceketinin cebinde Cumhuriyet Gazetesi ile dolaşan…

Bir babanın oğlu…

***

Doğal olarak evde babası, okulda öğretmeni…

Ağırbaşlı, uslu bir öğrenci kahramanımız…

Karneleri hep 'orta şekerli'

Çünkü, sadece tarih dersini ve sporu seviyor…

Ortaokulda çalışmaya, para kazanmaya başlıyor…

Yapmadığı iş yok ama…

En çok…

Dondurmacı çıraklığını seviyor, anlarsınız…

O öğretmen baba var ya, o baba…

Yedi evladına da üniversite tahsili yaptırıyor…

Nasıl beceriyor?

Hem öğretmenlik hem çiftçilik yapıyor…

***

Yuvadan uçma vakti geldiğinde…

Tek hedefi var; İzmir…

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nü bitiriyor…

Sıkı bir Cumhuriyet Tarihçisi…

Osmanlı Tarihi'ni de yutmuş bu arada…

19 yaşındaki Pertekli bi'delikanlı İzmir'de nasıl yaşar?

Bi'düşünmüş…

'Ticaret yaparsam altından kalkarım!' demiş…

Bornova'daki bekar evini, 'Home Ofis'e çevirmiş…

İşe bakar mısınız?

Arsa alıp satmayla, emlakçılıkla, tarla-konut takası filan derken…

O tarihçi genç…

Oluvermiş İzmirli bir işadamı…

***

Diyor ki:

'O tarihlerde hep sol değerlere karşı bir istek vardı içimde…'

Bi'yandan iç sesine kulak veriyor…

Bi'yandan da politikaya göz kırpıyor…

O sırada Cevat Durak, CHP Karşıyaka İlçe Başkanı…

O tarihlerde de…

Uzun boylu gösterişli bir genç ama…

Öyle…

'Takayım koluma sevgilimi gideyim diskoya' gibi…

Hayallere yer yok kafasında…

Parola şu:

'Önce ekmek, sonra siyaset…'

Yüksel Çakmur da teşvfik ediyor bu karayağız delikanlıyı…

Siyaset 'aşısı olmayan' bir mikrop gibi…

Alaattin Yüksel döneminde il başkan yardımcılığı deneyimi var…

Siyaseti seviyor ama, 'Belki vekil olurum ilerde' diye…

Hayaller kuruyor sadece…

Bi'de bakıyor ki…

Demokratik bir seçimle…

CHP İzmir İl Başkanı oluvermiş…

İl başkanlığı dediğin 'ateşten gömlek'

Ama hiç pişman olmamış…

İş yaşamıyla birlikte yürütürken zor ama…

Yine de üstesinden gelmiş…

Şimdi İzmir'e teşekkür borçlu…

Neden?

'Pertek'ten gelen bir köylü çocuğuna CHP'yi emanet ettiler de ondan…' diyor…

'Politika' kelimesinin Latince karşılığı…

'Çok yüzlü' demek…

Ama O…

'Bazen diplomasi gerekiyor ama hiç ikiyüzlü olmadım…' diyor…

Bir, 'Arkadaşını sattı' yakıştırmasından korkuyor bir de…

Arkasından konuşulmasına dayanamıyor…

Babasının iki vasiyeti var:

Bir; 'Devlet'le ve belediye ile çalışma…'

İki; 'Geleceğini hesap edenler kahraman olamaz…'

Bu yaşa geldi, iki öğüt de hep kulaklarında çınlıyor…

***

Politikanın kendisine…

Çok şey kaybettirdiğini kabul ediyor…

'Eve zaman ayıramadım, işimi geliştirebilirdim, sosyal projelere katılabilirdim, ama olmadı işte…' diyor…

Siyaset'te hiç darbe yememiş…

Neden?

Dikkatli yürüdüğü için!

Hayatında 'Keşke yasmaydım' dediği tek olay var…

2004 seçimlerinde…

Kendisini ilçe başkanı yapan Cevat Durak'ın karşısına…

Rakip olarak çıkıyor…

Çok pişman oluyor…

***

Üniversite yıllarında hiç aşık olamamış…

Sorarsanız, gülümseyerek…

'N'apayım tarih seven bir kız çıkmadı karşıma' diyor…

Kızlarla takılmaya fırsat bulamadığı içindir ki…

30'lu yaşlarda evlendi…

Selanik göçmeni bir ailenin kızıydı İlke Hanım

Aynı zamanda da inşaat mühendisi…

'Aşk işte budur!' dedi…

Hayatını birleştirdi…

Şimdi 'fevkaladenin fevkinde' mutlu…

Önce siyasete 'soğuk' bakmış hayat arkadaşı…

Şimdi teşvik ediyor!

***

Terazi burcu ya…

Siyaseti ve müteahhitliği kefeye koyunca…

O'na göre…

İşadamlığı daha ağır basıyor…

Risk almayı seviyor…

'Orantılı risk almak herkesin gelişimi için iyidir' sözüne bayılıyor…

Hep şu satır var 'Hayat Bilgisi' defterinde…

'Kendim mücadele edip kazanmalıyım…'

Alın terinin karşılığı…

O'nun için 'hak etmek' ile eş değer…

Karşıyaka Spor Kulübü'nde iki dönem yönetimde çalıştı…

Karşıyaka Müteahhitler ve İşadamları Derneği'nin kurucu Başkanı…

O dernek şimdi 20 yaşında…

Cüzdanını, kimileri gibi 'ensesinde' taşımıyor…

Cimri değil ama israfı da sevmiyor…

Doğduğu değil, doyduğu yer olduğu için…

Karşıyaka'ya çok bağlı…

'Neden ille de belediye başkanlığı?' diye sorarsanız…

Size şöyle cevap verecektir:

'35 yıllık İzmirli ve Karşıyakalıyım… Siyaset'e çok emek verdim, bunun taçlanması gerekir diye düşünüyorum…'

***

CHP'li Ali Engin…

Yüzlerce konut yaptı İzmir'in gerdanlığı Karşıyaka'ya…

Bu, 'işadamı yüzü'

'Siyaset Tarlası'nın ise…

Her metrekaresinde 'ayak izi' var…

Yani, diyor ki özetle:

'Harmanda da yüzümüz / sözümüz olsun artık…'

Nokta…

Sonsöz: 'Her şey, neye layıksa ona dönüşür… / Hz. Mevlana…'