Son söz...

Torunlarımızı görmek için Avrupa'ya gideceğimiz gün ve hatta tam İstanbul'da uçağa binerken erken seçim kararını öğrendim…

Aslında ben erken seçim beklemiyordum ve bunu yazmıştım.

Demek ki, durum çok vahim ki böylesine bir karar alındı.

Gittik; torunlarımızı, oğlumuzu, gelinimizi gördük,hasret giderdik.

Ve hayırlısı ile geldik.

Aradan tam 16 gün geçti.

Bu yazıyı bugün (perşembe) yazıyorum.

Muhtemelen yarın yayınlanacak.

Ve hala muhalefetin ne yapacağı belli değil.

Her gün bir başka açıklama.

Dörtlü ittifak kuruldu ve perşembe açıklanacak derken açıklama galiba hafta sonuna kaldı.

Niçin muhalefeti yazıyorum? Çünkü pek çok vatandaşımız gibi beni ilgilendiren muhalefetin ne yapacağı...

İktidar benim ilgi alanımda değil.

Zaten iktidar ne yapacağını aylar önceden yapmış ve uyguluyor da.

Şimdi öncelikle bir konuya açıklık getireyim.

Yapılacak seçimlerin tek önemlisi Cumhurbaşkanlığı seçimidir.

Bu adeta matematiksel bir gerçektir.

Ve bir de şunun altını çizerek yazayım:

Cumhurbaşkanlığı 'siyasi' bir makamdır. O makam 'bürokratik', 'akademik', 'teknokratik' makam değildir… Hele Anayasa da yapılan 16 Nisan değişiklikleri ile tamamen makam siyasallaşmıştır. Bu sebeple seçilecek kişinin adeta 'siyasetin' kitabını yazmış olması gerekir. Aksi halde ne seçimi kazanması mümkündür ve ne de es kaza bin nazariye kazansa bile başarılı olması mümkün değildir…

Gösterilecek aday sadece seçimi kazanmakla kalmayacak, aynı zamanda ortada bir enkaz değil harabe bir durum var ve bu harabe durumu en kısa zamanda normale döndürecek. Ülkeyi demokratik parlamenter sisteme dönüştürecek. Bunun için kendi bilgi birikimi yanında çok güçlü bir kadroya da ihtiyacı vardır. Kuracağı kabine atayacağı Başkan yardımcıları yukarda aday için yazdığım yeteneklerin tamamına sahip olmalıdır.

Şimdi gelelim tekrar konuya:

Bu gecikme neden?

Ne yapılmak isteniyor?

Bütün bunların yanı sıra ciddi bir hayal kırıklığı yaratılması ihtimali de mevcut.

Bu sebeple:

Tüm ilgililere sesleniyorum :

24 Haziran 'son sözün' söyleneceği son gün.

Vuslat için gelecek bahar yok.

Aday için fikrimi taaa 20 Mart'ta yazmıştım.

Herkesten değil ama herkesimden oy alabilecek tek kişi İlhan Kesici'dir.

Bunu sadece ve sadece uzun tecrübelerim ve seçimin önemine olan inancım sebebiyle yazıyorum ve ısrar ediyorum.

Kaldı ki bu fikrimizi birkaç arkadaşımla gerekçeleri ile birlikte 16 Nisan günü sayın Kılıçdaroğlu'na doğrudan arz ettik.

Aksi halde:

Anadolu'da çok güzel bir söz var:

'Yan ağla, dön ağla'…

Bizden bu kadar…