Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – Zeytinde hasat zamanının sonuna gelindi. Geçtiğimiz sene yaşanan kuraklık, yağışların az olması ve girdi maliyetlerinin yüksek olması zeytin üretimini olumsuz etkiledi. Zeytin fiyatlarının 30 TL’nin altına düşmesi nedeniyle üretici ürününü ya çok ucuza satıyor ya da satamayıp depoda bırakıyor. Egedesonsöz’e konuşan Akhisar Ziraat Odası Başkanı Ahmet Akbuğa, 2024 yılında zeytin üretiminin nasıl geçtiğini anlattı.
“KALİBRE DÜŞTÜ, FİYATLAR DÜŞTÜ”
Akbuğa, açıklamasında şunları söyledi:
“Hem fiyat hem kalibre açısından ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Girdi maliyetlerinin yüksek olması da çok etkili. Akhisar’da üretimini yapmış olduğumuz domat, edremit, uslu , iriburun çeşitlerinin yüzde 80’i sofralıktır. Geçen sene yağışların az olması ve kuraklığın yaşanması nedeniyle kalibrede düşüş yaşadık. Kalibre düşünce fiyatlar da düştü. Şimdiye kadar zeytinin yüzde 15’i yağlık oluyordu. Bu sefer tam tersi oldu. Sofralık zeytin yüzde 15’e düştü. Geçen sene yağlık zeytin dahi 50 TL’nin aşağısında değildi. Bu sene yağlık zeytin 22-32 TL arasında seyretti. Zeytin düşmediği için sofralıkta dördüncü beşinci gözler de 30-35 TL civarında oldu.”
“DÖKME ZEYTİNYAĞI İHRACATINDA ÖNÜMÜZ KAPATILDI”
Tarımsal üretimde planlama eksikliğine dikkat çeken Akbuğa, “Her üründe olduğu gibi zeytin üretiminin de planlamasının yapılması lazım. Çünkü pamuk gibi bir sene ekip bir sene ekmemek gibi bir durum yok. Türkiye’de ne kadar zeytin üretiyoruz, ne kadar tüketiyoruz, ne kadar ihracat yapıyoruz, dışarıdan ne kadar alıyoruz? Bunların planlaması yapıldığı müddetçe hiçbir üründe sıkıntı çekmeyiz. Zeytin ve zeytinyağında planlı üretimin yapılması lazım. Dökme zeytinyağı ihracatında önümüz kapatıldı. Bu sene yağlık zeytinin fazla oluşu üreticiyi sıkıntıya soktu. Bana göre iharacatta önümüz açılmalı, yeni pazarlar açılmalı diye düşünüyorum. Yıllar önce hükümet farklı partilerden, milletvekillerinden komisyon kuruyordu. İhracat ile ilgili pazar kurulması için çalışmalar yapıyordu. Bu sene yaşanan sorun, geçen sene kuraklığın olması, kalibrenin düşük olması fiyat açısından da bizi mağdur etti” ifadelerini kullandı.
“ÜRETİCİ NE VARSA TOPLUYOR”
Domates üreticisinden, kavun üreticisine birçok çiftçinin yaşananları protesto etmesiyle birlikte zeytinde benzer durumlar yaşanır mı sorusu üzerine Akbuğa, şunları söyledi:
“Allah’ın vermiş olduğu nimeti bırakmak istemiyoruz. Üretici, ne varsa topluyor. Çoğu yağlık zeytin oldu, o şekilde kullanılıyor. Domateste de üretim planlaması olmadığı için; Türkiye’nin belli bölgede 150 bin dekar domates ekilmesi gerekiyor ama biz 750-800 bin dekar alana domates ekiyoruz. Bazı üreticiler domatesini arazide bırakmıştır. Zeytinde böyle bir şey olmadı. Maliyetlerin yüksek olması, kalitenin düşük olması nedeniyle üretici mağdur.”
“BU BİZİM İÇİN DEZAVANTAJ”
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın düzenli olarak güncellediği taklit-tağşiş ürünler listesinde zeytinyağı sık sık hileli ürünler arasında yer alıyor. Akbuğa, cezaların caydırıcı olması gerektiğini vurgulayarak “Zaten bunun sıkıntısını yıllardan beri yaşıyoruz. Biz üretici temsilcisi olarak zeytinimizi yapıyoruz, hasadımızı yapıyoruz. Zeytinyağımızı sıkım yaptırıyoruz ve bunu işletmelere veriyoruz. Firmalara gittiği zaman değişik yağlar eklendiği gündeme geliyor. Bu bizim için dezavantaj. Bir yandan zeytinyağı tüketimini artırmak gerekirken bu listelerin basında yayılması nedeniyle insanlar zeytinyağından da uzaklaşıyor. Bunun vergi levhası sonlandırılacak ya da büyük bir ceza verilecek. Akrabalarına bu sektörde yer almaması için ceza verilmeli diye düşünüyorum çünkü bu taklit tağşiş bizim dezavantajımız” şeklinde konuştu.