Siz misiniz karşı gelen?

YERSE...Tekrar grev yapın!!! İstersen anlaşma yap, istemezsen yapma. Paşa keyfin bilir. Biz Çalışma Bakanlığı olarak sizi uyarmıştık.’¶ Çalışma Bakanımız açık olarak "Biz sözleşme gereğini yaparız" demişti.
Siz misiniz karşı gelen?
Fakat; Sayın Başbakanımız da "En demokratik hakları, yapabilirler"
demişti. Halbuki bizler Sayın Başbakanımızın sözünü dinlemiştik.
Eee... Yanlış kişiyi dikkate aldınız. Çalışma Bakanımızın sözlerini
dikkate alsaydınız, almadınız!
İşte; başınıza gelecek buydu. Söz dinleyin, söz...
Tek taraflı fesih!...
YERSE...
Yahu! Devletle kavga mı olur?Örgütlenmeyeceksiniz, Eczacı Odalarının
izinden gitmeyeceksiniz, yapmayacaksınız hiçbir şey. GREV sizin neyinize.
Oturun oturduğunuz yerde. Neyiniz eksik, karnınız doymuyor mu?Doyuyor...
Eee... Belanızı mı istiyorsunuz?Bakın kızdırmayın bizi, süreriz ülkeden sizi.
"Kapatın şu Eczacılık Fakültelerini hemen" dedirtmeyin bize!!!
Ben eczacı olarak "PES" ediyorum. İnşallah tüm arkadaşlarıma yararı olur.
Ben kendimi feda ediyorum. "DÖNEK ECZACI" desinler bana.
% 30 lara varan ilaç indiriminin tokadının kırmızısı henüz solmamışken,
banka kredilerinin faizlerinden kurtulamamışken, sağlık uygulama tebliğinden
başımızı kaldıramazken, hastaların dertlerine ortak olmaya, çözüm bulmaya
yeminliyken, sözleşmenin tek taraflı fesihine tahammülüm yok...
"Döneklik" yapıyorum ve ben "ne isterseniz yaparım" diyorum. Tabiiki de mecburen!
YERSE... Deme istersen.
Niye?
Ülkemde oğlumla, ailemle olabilmek adına. Yoksa; sürerler valla Kuzey Irak'a.
"Git orada eczacı ol" derlerse, "hayır" de bakalım.
YERSE...
Ben bütün kalbimle gerçekleri anlatmak istiyorum. Türk Eczacıları Birliği'nin
söylediği hiçbir cümleye katılmıyorum."Bakanım zorluyorlar beni, ben de korkuyorum.
Bu yüzden sesim çıkmadı bugüne kadar, kurtarın beni"
Eczacı olarak izninizle "tek taraflı olarak" anlaşma yapmak istiyorum.
Katılmıyorum hiçbir eyleme artık. Zaman kötü, zaten üç beş güne kalmaz Türk
Eczacılar Birliği de satar bizi... Satılık bu eczacılar.
Eczanemde çalışan elemanlarımın evlerine ekmek parası götürmek gibi zorunlulukları var,
Çünkü ödemelerim var, çünkü hastalarım var, yılların emeği var,
Çünkü diplomam var, oluşturduğum sermayem var (vardı, artık yok),
Çünkü haksızlık var, çünkü içim kan ağlıyor!!!
Çünkülerimin hıncı var.
Derdim var. Hükümetin ileri gelenleri zor durumda olan insanlara yardım ediyorlar ya...
Kendilerine ulaşmak istiyorum. Bana çözüm bulabilirler mi?
Benimkini fesih etmeyin lütfen!!!
Türk Eczacıları Birliği ne kötü bildiriler yayınlıyor. Katılmıyorum hiçbirine.
Ben dönek bir eczacıyım. Parmakla gösterecekler beni, sevmeyecekler, sinir olacaklar.
Örgütlenmeye katıl istersen...
YERSE...
Tüm Eczacı Odalarının, tüm eczacı meslektaşlarımın affına sığınarak yazdım bunları.
Çünkü; daha önceki Ankara grevimize ülkemizin her yerinden binlerce sağlık çalışanı
soğukta, bütün zorluklara rağmen, yüzlerce kilometre yaparak, bir sürü para ve zaman harcayarak, sırılsıklam olarak Ankara'da yürümedi mi?
Yürüdü...
Eee... Sonuçta iki dakikada satılmadık mı?
Satıldık...
Eee... Şimdi aynı yolda beraber, aynı kişilerle mi yürüyoruz?
Evet!!!
Artık bu soruların devamına, olabilecekleri sormaya gerek var mı?
Ben kararımı zorunluluktan verdim.
Varsa çoooook yürekli bir TEB, BEN DE ÖLÜMÜNE varım.
Ya yoksa?diye de şimdiden düşünüyorum.
EN BÜYÜK sgk, EN BÜYÜK sgk,
Ezik eczacılar, ezik Semiha...
Sevgilerimle...