'Siz hiç sevdiğiniz kadının kalemini öptünüz mü?“

Bu tatlı Pazar sabahı, taş devrinden kalma soru, tabii ki erkeklere…

'Büyük aşkınızı dile getirmek için, sevdiğiniz kadını neresinden öpersiniz?'

***

Hafiften yanaklarınız mı kızardı?

Yapmayın Allahaşkına…

Alt tarafı bir 'öpücük'ten söz ediyoruz…

Kimseler duymayacak, söz…

Yanağından mı?

Yoksa dudaklarından mı?

Ya da, bayıldığınız o 'bal rengi' gözlerinden mi?

Belki de, onun zarif parmaklarına dokunup 'saygınızı' ve dahi 'sadakatinizi' dile getirmek için…

Ellerini mi?

***

Şimdi sizlere, 'zaman tüneli' içinden süzülüp gelen 'çoook farklı bir sevgi nişanesi' örneği vereceğim… Bir büyük aşkı, sadakati, heyecanı anlatan zarif bir öpücükten… Büyük olasılıkla ne duydunuz ne de tanık oldunuz…

Ancak bugün öğreneceksiniz…

***

Birebir yaşanmış olayı anlatan, Türkiye'nin 'Bal Mahmut'u Mahmut Baler… Türkiye, O'nu anlattığı birbirinden nefis fıkralarıyla tanıdı ve adını 'Bal Mahmut' koydu…

***

Yer; İzmir… Yıl; 1922… Olayın kahramanları Gazi Mustafa Kemal ve Latife Hanım, henüz evlenmemişler… Gerisini, 'Bal Mahmut' hatıralarında şöyle anlatıyor:

***

Büyük Atatürk, İzmir Limanı'nda bulunan İngiliz donanmasının gerçekleşen büyük zaferden sonra artık bir vazifesi kalmadığından 24 saat içinde limanı terk etmeleri için bir nota yazmalarını devrin Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey'den istemiş… Yusuf Kemal Bey kendi düşüncesine göre, bu emri endişeli bulduğu için bir türlü çabuk yazıp getirememiş… Atatürk bu gecikmeden sinirlenerek:

'Nota hala yazılmadı mı?' diye iki defa sormuş…

'Geliyor efendim, yazılıyor efendim…' gibi verilen oyalama cevapların Atatürk'ü kızdırdığını gören Latife Hanım:

'Paşam müsaade buyurursanız ben yazayım' diye bir teklifte bulunmuş…

Atatürk hayretle ve memnuniyetle…

'Buyurun, yazın…' diye rica etmiş… Ve Latife Hanım bu notayı İngilizce olarak Paşa'nın arzu ettiği şekilde yazıvermiş…

Atatürk notayı okuduktan sonra:

'Bu notayı hangi kalemle yazdınız?' diye sormuş…

Latife Hanım elindeki kalemi gösterince, Atatürk o kalemi Latife Hanım'ın elinden almış ve öpmüş…

İşte…

Mustafa Kemal Paşa ile Latife Hanım arasındaki yakınlaşma ve sevgi başlangıcı böyle olmuş…

Zaten çok geçmeden…

29 Ocak 1923'te, Latife Hanım ve ailesinin yaşadığı Göztepe'deki Uşakizade Köşkü'nde dünyaevine girmişler…

***

Sahi…

Hiç aklınıza gelir miydi, aşkınızı anlatabilmek için sevdiğiniz kadının kalemini öpmek?

Denemeye değer vallahi…

En azından bendeniz…

Bugün, evliliğimin 41'inci yılını geride bırakırken…

Cankuş'un kullandığı kalemi bi'öpüvereyim diyorum…

İçimden geldi yani…

Sonsöz: 'Adını gökyüzüne yazdım, her sabah sende doğsun diye… Yüreğini yüreğime yazdım, canın yandığında benimle yansın diye… Adını canım koydum, sen öldüğünde ben de öleyim diye…'