Siyasetçiler...

Siyasetçiler ancak kendilerine karşı yapılan eleştirileri dikkate aldığında başarılı olabilirler.

Bunun başka alternatifi yoktur.

Başarıya giden yol yanlışlardan ders çıkarmaktan geçer.

Gerek bir göreve seçilmiş olan gerekse bir göreve seçilmeyi hedefleyen siyasetçiler siyasi hayatları boyunca birçok zorlukla karşılaşabilirler.

Hedefleri uğruna sorunlar yaşayabilirler.

İstemeden gaf veya hatalar yapabilirler.

Bazen de ilkleri yaşayabilirler.

Siyaseti rant için değil, halk için yapanlar kimi zaman hedefleri uğruna maddi ve manevi ağır bedeller de ödeyebilirler.

Ya da hedeflerine ulaşmaya en yakın oldukları anda ummadığı bir sorunla/çamurla karşılaşabilirler.

Daha başka da sorunların içerisinde olabilirler.

Her şeye ama her şeye rağmen dik durabilen, her öğrendiğiyle, yaşadığıyla kendini geliştiren ötesi büyük bir çaba harcamadan başarılı olunmayacağı bilen siyasetçiler, hiçbir zaman halkına sırtını dönmezler.

Siyasetin sadece siyaset olmadığını iyi bilirler.

Başarılı siyasetçiler, hayatlarının tüm kesitleriyle örnek siyasetçilerdir.

Başarılı siyasetçiler, insan hakları savunucusu olan, akılcı, bilimsel, objektif, şeffaf siyasetten yana olanlardır.

Siyasi ufukları çok geniştir.

Kendine güvenen, özgüveni yüksek siyasetçiler, her daim halkına da güvenmiştir.

Onlarda bilirler ki; siyasetçinin başarısı halkıyla el ele vermekten geçer.

Genel seçimler yaklaşıyor’…

İstedim ki; vekil aday adayı olan siyasetçilerimiz neler yapıyor onu değerlendirelim.

Hangi hataları yapıyorlar görelim istedim.

Şimdilik sadece bir kişinin hatalarından yola çıkarak eleştiri de bulunacağım...

Elbette isim vermeyeceğim.

Bu yazıyı yazarken eleştirdiğim kişinin/aynı hatayı yapmaya aday kişilerin eleştirilerimden hatalarını görmesini ve özeleştiri yapmasını umacağım’…

Bilinmelidir ki eleştirilmek ve özeleştiri yapmak; sorunları-hataları ortaya çıkarmak ve bunlardan ders alıp, yanlış olanı düzeltmek için önemli bir yoldur.

Bende eleştirdiğim siyasetçi dostlarımızın yazılarıma bu pencereden bakmasını arzuluyorum.

Dedim ya eleştirimi bir dostuma yapacağım’…

Evet, bir eleştirim var’…

Siyasetin tabanından gelen, hedefleri olan, parti geleneklerine bağlı, vekil aday adayı olan bir dostumuzun genel seçim hazırlıklarını ele alarak başlıyorum eleştirilerime’…

Bu dostumuz, basın turuyla adaylık maratonuna başladı.

Dostumuz, gülen yüzüyle, özel yapılmış çiçek sepetini eline alıp basın camiasının kapısını çalıyor.

Ve özel yapılmış çiçek sepetini ziyaret ettiği kişilere hediye ediyor.

Buraya kadar her şeye tamam denilebilir ve güzel algılanabilir.

İsterseniz biraz detaya girelim.

Bu dostumuz çiçeğin olduğu vazoya-bardağa ziyaret edilenin resmini koyuyor.

Birde arka plana da parti logosunu ekliyor.

Ama işin içinde iş var’…

Parti logosunun olduğu resmi görmek için biraz sıcak su lazım’…

Vazonun/bardağın içine biraz sıcak su konunca her şey ortaya çıkıyor’…

Çiçek bahane yani’…

Dostumuz hediyenin farklı olduğuna, güzel olduğuna inanıyor.

Kim akıl verdi bilemiyoruz!!!

Verilen akıl basit: Basın camiasını hediyelerle tavlama düşüncesi’…

Klasik hediye ve bencilik hastalığı’…

Hediye hastalığı doğru bir yöntem değildir.

Geçmişte birileri de laptopları, cep telefonları, takım elbiseleri ile hediye dağıtıp bir şeyler yapmak istemişti.

Ama nafile çabalarında hüsrana uğramışlardı.

Bu dostumuza ve onun izleyeceği yolu izleme yamacında olan siyasetçilere önerimiz şudur ki;

Siyasette iddialı olmak önemlidir.

Ancak etik değerlere saygı göstermek daha önemlidir.

Bununla birlikte başarı bütünsel olmalıdır.

Olaylara, zamana bensi bakmak yanlıştır.

Onurlu siyaset yapmayı kendine hedef seçenler, pahallı veya ilginç hediyelerle gazetecileri tavlama düşüncesinde olmamalıdırlar.

Pahalı hediyelerin, yapmacık hediyelerin faydasından çok zararı daha fazladır.

Bu tür girişimlerdense mensubu olduğun partinin İzmir'in sorunlarının çözümüne dair bakış açısını anlatmak, seçim projelerini dile getirmek daha önemlidir.

Bu tür ziyaretlerde siyasetçinin, hem kendisinin, hem de partisinin hedeflerini, projelerini anlatan bir dosya ile gerçekleştirmesi daha faydalı olacaktır.

Ötesi, siyasetçinin ziyaret ettiği kişinin de değerlerine de saygı göstermesi şarttır.

Siyasetçinin, ziyaret ettiği kişiyi siyasetin içine çekmesi, hele hele rızası olmadan o kişinin fotoğrafının arkasına siyasi partinin logosunun koyması da doğru bir yöntem değildir.

Bu girişimler etik değerlere de, siyasi kavramlara da, yöntemlere de aykırıdır.

Ey sevgili dost’…

Senin başarılarla dolu bir geçmişin var.

Geçmişinde çok büyük ve önemli çalışmaların var.

Parti geleneklerine ve ilkelerine bağlı yaptığın çalışmalar seni başarıya ulaştırmıştı.

Bu yolundan sapma’…

İlçe örgütünle, parti tabanınla kenetlenmeye devam etmelisin.

Bu sorumluluğun sende olduğu bilenlerdenim’…

Yapmacık işler sana yakışmıyor ey sevgili dost’…

Dün olduğu gibi, bugün de, yarın da çalışmalısın’…

Üretmelisin’…

Yenilenmelisin’…

Halkına yakın olmalısın’…

Halkının sesi olmalısın’…

Sırf sen değil, aslında tüm siyasetçilerden beklenen budur.

Çalışmak insanı güzelleştirir.

Hediyelerle basını tavlama düşüncesi nafiledir.

Kısacası, siyasette yer alan herkes ama herkes bu eleştirileri dikkate almalıdır’…

Benden söylemesi’…