Siyaset hakikaten zor iştir. Bir defa mektebi yok ki, okuyayım öğreneyim diyesin.’¶
Kendi kendine öğrenip uygulamaya başlarsın, basamakları bileğinin hakkıyla teker, teker çıkmaya başladığında, üsttekiler için sen artık, müstakbel bir tehlikesin demektir. Çünkü sen yukarı doğru her çıktığında yukarılarda oturan birini yerinden etmek zorundasın.
İşin doğası bu, sadece bizde değil, tüm dünyada bu böyledir. Elbette ki görgü ve eğitim farkı, mücadelede kullanılan silahların seçimini belirler. Medeni ve demokratik gelenekleri yerleşmiş ülkelerde, kişinin haysiyet ve onurunu incitmeden, sözle, konuşarak ’“ben daha iyi yapabilirim’” tarzında olur siyasi mücadele.
Bizde mi?Allah ne verdiyse, taş, sopa küfür, entrika, tezgah, ayak oyunu, iftira ne kadar istersen, bol miktarda bulunur. Tüm bunların üstüne, profesyonel bürokratların tuzakları tam bir cinlik örneğidir. Tüm bu badirelerden yara bere almadan, kasetlere konu mankeni olmadan, her türlü rüşvet ve tehditlerden kurtulabilirsen hizmet eder, görevin bitince de, yukarıdaki olaylardan kimseye eksikli kalmadan kurtulabilirsen, korumasız da dolaşırsın, zamanın zalim iktidarına da en cesur ve haklı eleştirileri yiğitçe yaparsın, yazı da yazarsın, söz de söylersin.
Kendi kendine öğrenip uygulamaya başlarsın, basamakları bileğinin hakkıyla teker, teker çıkmaya başladığında, üsttekiler için sen artık, müstakbel bir tehlikesin demektir. Çünkü sen yukarı doğru her çıktığında yukarılarda oturan birini yerinden etmek zorundasın.
İşin doğası bu, sadece bizde değil, tüm dünyada bu böyledir. Elbette ki görgü ve eğitim farkı, mücadelede kullanılan silahların seçimini belirler. Medeni ve demokratik gelenekleri yerleşmiş ülkelerde, kişinin haysiyet ve onurunu incitmeden, sözle, konuşarak ’“ben daha iyi yapabilirim’” tarzında olur siyasi mücadele.
Bizde mi?Allah ne verdiyse, taş, sopa küfür, entrika, tezgah, ayak oyunu, iftira ne kadar istersen, bol miktarda bulunur. Tüm bunların üstüne, profesyonel bürokratların tuzakları tam bir cinlik örneğidir. Tüm bu badirelerden yara bere almadan, kasetlere konu mankeni olmadan, her türlü rüşvet ve tehditlerden kurtulabilirsen hizmet eder, görevin bitince de, yukarıdaki olaylardan kimseye eksikli kalmadan kurtulabilirsen, korumasız da dolaşırsın, zamanın zalim iktidarına da en cesur ve haklı eleştirileri yiğitçe yaparsın, yazı da yazarsın, söz de söylersin.
Bana zaman zaman soruyorlar; ’“Neden sizden başka kimse böyle açıkça mücadele etmiyor’” diye. Bilmiyorum herkes kendinden sorumludur, bu soruyu onlara sormak gerek diye cevap veririm!
Siyasette benim beğendiğim iki söz var ki bunlar zamanla tartışılmaz doğrular haline gelmiştir;
* ’“Gerçek soyunu, sopunu öğrenmek istiyorsan siyasete gir.’”
* ’“Siyaset’’te iddian kadar yaşama hakkın vardır.’”
Siyasetin güzel tarafları da vardır; Ülkeye hizmetin yanında çok güzel dostlar edinirsiniz, çok enteresan kişiler tanırsınız, çok önemli olaylara tanıklık edersiniz. Size birkaç siyasi profilden bahsedeceğim. Umuyorum onları yakından tanıyacaksınız’….
*Hanımefendi Genel Başkanlığa aday oldu. Seçilmesi için bizlerin desteğini alması şart. Çünkü delege arkadaşlarımızla günün her saati biz beraber oluyoruz. Bize adeta yalvarıyor, oy verelim diye. Delege arkadaşlarım çok bilinçli, sadece Genel Başkan değil, aynı zamanda Başbakan da seçeceğimizin farkındalar. Bana görev veriyorlar, Hanımefendi’’yi araştır diye. Ben de, kendisi Genel Başkanlığa yani Başbakanlığa aday olamayan büyüğümüze gidiyorum; Ve ’“Bak ağabey, sadece Genel Başkan seçmiyoruz, Türkiye’’ye Başbakan seçiyoruz. Basının bu kadar abartılı desteği bizi ürkütüyor. Madem sen aday olmaya cesaret edemedin, Hanımefendinin mal varlığı ile ilgili çok çeşitli söylentiler var, bu işin gerçeği nedir?’” diye soruyorum.
Aldığım cevap çok ilginç; ’“Çok namuslu insanlardır, biz ailece görüşürüz, onlar İstanbul dışına çıktıklarında çocuklarını bize bırakırlar, biz seyahate çıktığımızda, çocuklarımızı onlara bırakırız, gönlünüz rahat olsun, oy verin ve onu destekleyin.’”
Evet, bu cevabı veriyor ve Rodos’’a gidiyor. Biz kongrede bu yönde oy kullanıyoruz ve hanımefendi seçiliyor. Bize, bu kişiye oy verin diyen büyüğümüz o andan itibaren , bir insana söylenebilecek en ağır ithamlarla hanımefendiye yükleniyor.Hanımefendi ve eşi bu suçlamaları hak etmiyorlar mı?Elbette ediyorlar. Mal varlığı ile ilgili aklama oyunları, çıkınlar, Kuşadası Çiftliği, Suna Pelister, Beyefendisinin çirkin ilişkileri bizleri sokağa çıkamaz hale getiriyor.
Evet, bu cevabı veriyor ve Rodos’’a gidiyor. Biz kongrede bu yönde oy kullanıyoruz ve hanımefendi seçiliyor. Bize, bu kişiye oy verin diyen büyüğümüz o andan itibaren , bir insana söylenebilecek en ağır ithamlarla hanımefendiye yükleniyor.Hanımefendi ve eşi bu suçlamaları hak etmiyorlar mı?Elbette ediyorlar. Mal varlığı ile ilgili aklama oyunları, çıkınlar, Kuşadası Çiftliği, Suna Pelister, Beyefendisinin çirkin ilişkileri bizleri sokağa çıkamaz hale getiriyor.
Onun defterini bizler yani onu seçenler, Erbakan’’ı Başbakan yaptığı ve bu günkü AKP iktidarının önünü açtığı için , kendi kurduğumuz partiden ayrılarak dürüyoruz, ama ne fayda, olan Türkiye’’ye oluyor. Kendisinin Başbakan olamamasının hıncını milletten almaktan çekinmeyen bir zihniyet, bu gün hala Merkez Sağ’’da bütünleşmenin önünü bilerek ve isteyerek tıkamaya devam ediyor!!!
* Beyefendi, Türkiye’’nin en başarılı Siyasetçi ve Devlet adamı. Kendisine verilen 292 Milletvekilinden oluşan Partisini darmadağın ediyor, yıllar içinde 292 kişiden düşüre düşüre, 1 Milletvekiline (o da kendisi) düşürüyor. Dünya siyasi tarihinde böyle bir başarı örneği yoktur. Anlatmaya kalksanız, sizinle alay ederler!
Beyefendi akşam yatmasını bilmez, sabah kalkmasını bilmez. Sabaha kadar, arkadaşları ile sohbet ve oyun oynamaya bayılır. Öğleyin uyanabilirse, ülke işleri ile de ilgilenmeye çalışır. Şimdi bu beyefendiye bir oyuncak lazım. Her zaman gündemde kalabileceği, elinin altında olabilecek bir parti!
Aynen yukarıda ki Beyefendi gibi bu kişi de Merkez Sağ’’ın birleşmesinin önünü bilerek ve isteyerek tıkamaya devam ediyor!!!
Ülkenin AKP İktidarından demokratik seçimler yoluyla kurtulmasının en önemli anahtarının, Merkez Sağ’’da gerçek bir bütünleşmeden geçtiğini bu beyler bilmez mi sizce?Bilirler bilmesine de, görmedikleri makam, mevkii kalmamasına rağmen hala kendi, sözüm ona menfaatlerini, ülke menfaatinin önünde tutarlar.
Askeri darbelere, bölücülere, fakirliğe, yoksulluğa, hırsızlığa karşı yıllarca beraberce mücadele edip, Türkiye’’nin zenginleşmesi, büyümesi için gece gündüz beraberce çalıştığımız, DYP’’li, ANAP’’lı arkadaşlarım ne oldu sizlere?Dilinizi mi yuttunuz?Silkinin kendinize gelin. Bu söylediklerim hakkında bir şüpheniz varsa, % 3 lük partinin bu iki beyini bir araya getirin, beni de çağırın yüzlerine karşı söyleyeyim.
Lütfen İl ve İlçe Başkanları, Belediye Başkanları bir araya gelin ve öncelikle bunlarla olmayacağını bunların yüzlerine karşı söyleyin. Yakanızdan düşsünler. Parti her zaman bulunur, yenisi kurulur, ama Türkiye, Atatürk Türkiye’’si bir tanedir ve sizlere emanettir. Şimdi korumayacaksınız da ne zaman koruyacaksınız?Ya şimdi konuşun ve görevinizi yapın, ya da evinize çocuklarınızın yanına dönün.
Lütfen İl ve İlçe Başkanları, Belediye Başkanları bir araya gelin ve öncelikle bunlarla olmayacağını bunların yüzlerine karşı söyleyin. Yakanızdan düşsünler. Parti her zaman bulunur, yenisi kurulur, ama Türkiye, Atatürk Türkiye’’si bir tanedir ve sizlere emanettir. Şimdi korumayacaksınız da ne zaman koruyacaksınız?Ya şimdi konuşun ve görevinizi yapın, ya da evinize çocuklarınızın yanına dönün.
*Beyefendi, Ana Muhalefet Partisine Genel Başkan seçildi. Parti Meclisi listesini hazırladı. Bir de ne görelim. Bir İlçenin sekreter üyesi var, bir ilin il yöneticisi var, çok sayıda müteahhit var ama, ömrünü tüm dünyaya karşı Türkiye’’yi savunmakla geçirmiş bir Onur Öymen yok , bir Şükrü Elekdağ yok. Peki bunlar yok da, bu konuda başka uzmanlar var mı, yok. İnşallah olmaz ama, dış ilişkiler, müfettişliğe benzemez, sizi dış Politikanın labirentlerine bir atarlar, ne olduğunu anlayıncaya kadar iş işten geçer, olan ülkeye olur.
Yoksa, Baykallı CHP’’ye yaptıramadıkları, ülkemizi bölecek açılım saçmalıklarını, Beyefendili CHP’’ye mi yaptıracaklar?Ama Beyefendi Genel Başkan oldu ya, artık o da Tayyip Bey gibi her şeyi bildiğini zannediyordur!
Size demedim mi, zor zenaat’’tır siyaset’…. Başınızı ağrıttım, özür dilerim’…